Çocukların sömürüldüğü ve evlendirildiği ülkede “çocuk bayramı”

Sermayenin “çocuk bayramı” çocuk sömürüsünün, evliliğinin, istismarının, ölümünün arttığı ve kapitalist sistemde artmaya devam edeceği koşullarda “kutlanacak”. Kutlamanın gerçek anlamına kavuşturulması ise kapitalist sistemin devrilmesiyle mümkün olacaktır.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Nisan 2023
  • 08:00

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 23 Nisan 1920’de kurulmasına atfen 23 Nisan “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ilan edildi. Ardından 23 Nisan’a çocuk bayramı olarak uluslararası bir nitelik kazandırılmaya çalışıldı. Türkiye ile ilişkilerinin iyi olduğu ülkelerin çocuklarla katıldığı bir seremoni günü oldu 23 Nisan. Seremoninin gerçekleştiği salonda “bayramı kutlanan” çocuklar, salonun dışındaki gerçek yaşamda sömürülüyor, evlendiriliyor, yoksulluk ve yokluktan ölüyordu. 23 Nisan çocuk bayramı değil ama sermaye devletinin ikiyüzlülük günüydü.

AKP sürecinde 23 Nisan günü yapılan çocuk gösterileri seremonisi giderek zayıfladı ve yapılmamaya başlandı. İkiyüzlülüğe son verdi gibi AKP’nin fıtratında olmayan bir olumluluk olarak düşünülmesin bu durum. AKP iktidarında yine ikiyüzlüce söylenen başka yalanlarla birlikte çocuk sömürüsü, çocuk evliliği ve istismarı fazlasıyla arttı ve artmaya devam ediyor.

Artan çocuk işçiliği

TÜİK’in 2022’de paylaştığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) rakamlarına göre, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553. Bunun 22 milyon 578 bin 378’ini yüzde 26,5 ile 0-17 yaş arası çocuklar oluşturuyor. AKP şefi Erdoğan’ın “en az 3 çocuk yapın” öneri görünümlü dayatması çocuk nüfusunu epey arttırmış.

Ülkenin yüzde 25’den fazlası çocuk. Bu durum genç nüfus açısından bir artış olduğu kadar, sermaye sınıfına genç ve dinamik sömürülecek bir işgücü imkanı sunuyor. Dahası sermayeye geniş bir çocuk işçi pazarı oluşturuyor.

TÜİK'in yaptığı Çocuk İşgücü Araştırması’nda, Türkiye'de 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısını 720 bin olarak açıkladı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) 2022’de yayınladığı rapora göre ise Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçinin bulunduğu, bu sayının yaz aylarında 5 milyona yaklaştığı bilgisine yer verildi.

Öte yandan Hane Halkı İşgücü Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu. Bu rakam 2016’da 20,8 iken 2021’de 16,4’e kadar düşmüştü.

Artan çocuk nüfusu sermayeye artan çocuk işçi pazarını genişletiyor. Yoksul emekçi ailelerinde çocuk sayısının artmasıyla ailenin geçimi için çocukların çalışmak zorunda kalması paralel bir artışa yol açıyor. Bir de AKP’nin türettiği “4+4+4 Eğitim Sistemi” ile çocukların okula devam zorunluluğu ortadan kalktığı için okul zorunluluğu nedeniyle çalışamaması da ortadan kaldırıldı. Yani çocuklara açıktan okuma hakkının tanınıyor olması en mide bulandırıcı yalandan başka bir şey değil. Çünkü çocuğa tanındığı söylenen açıktan okuma hakkı, sorunsuz açıktan çalışma (ucuza sömürülme) “hakkından” başka bir şey değil.

Bu aynı zamanda iş cinayetlerinde artan çocuk ölümü anlamına geliyor. Son 9 yılda en az 571 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Çocuk “gelin”

6 yaşında çocuğun “dini nikah” adıyla babası tarafından “evlendirilmesi” dinci gericiliğin “çocuk gelin” konusunda içine girdiği pislik çukurunu gözler önüne serdi. Ki bunların hiçbiri gerici AKP iktidarından bağımsız gerçekleşmiyor.

Cemaatlerin gericiliği bir yana, Diyanet İşleri Başkanlığı bile sapkınlığı meşrulaştırmaya çalışan fetvalar verdi/veriyor. AKP iktidarının toplumu çürütmeyi azımsanmayacak oranda başardığının göstergelerinden biri de 100 çocuktan 15'inin çocuk yaşta evlendirilmesi oranıdır.

Evlenme istatistiklerine göre, 16-17 yaş grubundaki kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2022’de yüzde 2 oldu.

Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002’de yüzde 0,1 oldu. Tabii ki bunlar resmi veriler. Gerçekte bu oranın çok daha fazla olduğuna kimsenin kuşkusu yok.

Ölümleri engellenmeyen çocuklar

Engellenemeyen her ölüm cinayettir. AKP iktidarı döneminde bu durumda çocuk cinayetlerini arttığını söylemek yanlış bir ifade olmuyor.  Çağ atladıkları yalanıyla söyledikleri “paran kadar sağlık” gerçekliği karşısında yoksul bir ailenin çocuğu tedavisi basit ama masraflı olan her hastalıkta yaşamını yitiriyor. Şov için çocuk ölümüne salya sümük ağlayan AKP büyükbaşları SMA hastası çocukların tedavisi için gereken ilacı ödeme listesine almıyor. Parası olmayan ve para toplayamayan SMA hastası çocukların aileleri, ilacı alamadıkları için çocuklarını kaybediyor.

İstatistiklere göre, “2021 yılında 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümlerinin dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleştiği görüldü. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden 1-17 yaş grubundaki çocuk ölüm sayısı 2021 yılında 1313 olarak kayıtlara geçti. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle 893, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle 669, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle 429 çocuğun hayatını kaybettiği belirlendi.”

Bu verilerde depremde kelimenin tam anlamıyla sermayenin katlettiği çocuk sayısı yer almıyor. Depremde enkaz altında donarak yaşamını yitirenlerin sayısı hiç de az değil. Çocukların soğuktan donarak ölme olasılıklarının daha fazla olmasından kaynaklı burada da çocuk ölümleri daha fazladır demek mümkün.

Sermayenin “çocuk bayramı” çocuk sömürüsünün, evliliğinin, istismarının, ölümünün arttığı ve kapitalist sistemde artmaya devam edeceği koşullarda “kutlanacak”. Kutlamanın gerçek anlamına kavuşturulması ise kapitalist sistemin devrilmesiyle mümkün olacaktır.