Çocuk bayramı ve katilleri!.. - Ahmet Kahraman

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 22 Nisan 2014
  • 07:16

"Kayıp Anaları"nın, geçen Cumartesi günkü buluşması, devletin silahlandırıp, maaş ödediği, başarılarını madalya ve para cinsinden mükafatlandırdığı güçlerce katledilen çocuklara adanmıştı.

"Kayıp Anaları" 1970’lerde Latin Amerika ülkeleri Arjantin ve Şili’de evlatları, kaybedilmiş "Nineler"in benzeri olarak, 1990’larda örgütlendiler. Tamamına yakını Kürt’tü. Evlatları evden, işyerinden, tarla, bağ-bahçe sokaktan, mafya yöntemiyle kaçırılıp kaybedilenler…
Devlet dediğin hukuka dayalıydı, hukukta insan kaçırıp, iz bırakmadan yok etmek yoktu. Bu doğru da, günümüzde başka hallerle seyrelediğimiz üzere devlet miydi, TC?
İnsan kaçıran devlete karşı, vicdanları uyandırmak amacıyla, her Cumartesi günü İstanbul’da Galatasaray Lisesi'nin duvarı dibinde buluşan Anneler, Medya'dan hiç insanlık görmediler. Polis, "barış, kardeşlik ve huzur ortamını bozan" Annelere, Zemheri soğuklarında tankerlerden sular sıktığı, sıskacık bedenlerini coplayarak, yerlerde sürükleyerek, üstlerine canavarlaştırılmış köpekler salarak meydanda işkence yaptığında, "yine polise direndiler" şeklinde haber başlığı oldular, sadece.
Yıldırım Türker ve benzeri bir kaç vicdanın dışında, o iri kıyım kalemlerden hiç biri dönüp bakmadı, bile. Vicdan mı, onların dünyasında, o bir kadın adıydı.
Mafya vicdanından merhamet ararcasına evlatlarını arayan Anneler, bu Cumartesi'yi, devlet eliyle katledilmiş bebeklere, çocuklara adadılar.
Türk devletinde yarın, müsameresel çocuk bayramı. Bir kere daha, çocuklar oynayacak, "ulu" ve "ali" makamlılar eğlenecekler. Çocuk deyince sadece "evlatlarım"ı bilen, yarın beyliklerinin muhafızlığı için kefen giyecekleri anlayan, AKP rejiminin uç beyleri, "çocuk sevgimiz o kadar derin ki, yer yüzünde onlara adanmış bayram, bir tek bizde var" övünmesiyle nutukları patlatacaklar.
Türk medyası da, cumhurbaşkanı, başbakanın görkemine bulanan "iyi aile" çocuklarıyla röportajlar yapacak. Başbakan Erdoğan, babaları milyon dolarları saymaktan helak düşmüş torunlarını etrafına toplayıp, mutluluk tablosu çizerek yoksul  Türk halkını sevindirecek.
Okulda olması gereken, tezgah başında olan, sokaklarda medil satan, gelene geçene el açan milyonlarca çocuk yoksun, aylak, melul, mahsun!..
Ve yalan, herkesin birbirini kandırmaya çıktığı yalan, dolan dünyasında bir çocuk bayramı daha…
Kürt çocukları mı? Onlar, anne ve babalarının şekilinde görüldüğü üzere, iki kere daha eşit. Katilleri, ceylan bakışlı Ceylan kızınki gibi "meçhul", Uğur Kaymaz'ın ki benzeri ödül alıyorlar...
Öldürülmeyenler, sokakta ava çıkan polis tarafından enseleri yoklanıyor, ter belirtisi olan veya el muayenesinde ayağında toprak izi tesbit edilenler, "polise taş atanlar" olarak tutuklanıyor, hapishanelerde ise tecavüzcülerin önüne atılıyorlardı.
Nadire Mater, Kürdistan'da askerlik yapan 42 kişiyle konuşarak yazdığı "Mehmedin Kitabı" adındaki kitabında, bir askerin anlatımıyla, bebek, çocukların öldürülmesinde anne ve babalarıyla eşitliğini sunuyordu.
Gecede kadın, çocuk, erkek sesleri, bebek ağlamaları ve bir komut:
"Ateş serbest!.."
Gün ağarınca ortalık, yeni doğmuş bebeği, çocuğu, kadınıyla "zafer" alanı. Tastamam 23 ölü can.
Ve çekilen fotoğrafları kart-postal, poster haline getirilerek, "alın, seyreleyin PKK’nin bebek katilliğini" diye dünyaya servis ediliyordu.
Elde sağlam, sağlıklı istatistik yok. Köyü tanka, topa tutulmuş, enkaz altında kalmış bebeğin rakamı da…
Ama bir hesaba göre, 1990’lardan AKP iktidarına kadar 570 tane bebek, çocuk katledildi. 12 yıllık AKP iktidarında da 185 minik can…
Başbakan Erdoğan’ın yasak şehir ilan ettiği Diyarbakır'da sokağa çıkanlara verdiği "kadın da olsa, çocuk da olsa" ültimatomundan sonra katledilen 7 çocuk ile anne kucağında öldürülen 6 aylık, dokuz aylık bebekler bu rakama dahildir. Roboskîli 17 çocuk hariç…
Çocuklar mezarda, çocuk bayramında, çocuk katilleri aramızda…
Bu arada, ikiz bebekler Lorîn ve Özgür ise hapishane yolcusu. Onların kaderi, doğmadan çok önce Türk adaletince yazılmış. Anneleri Mülkiye Deniz Kılıç nişanlılığında, Kürtlere ait Mezopatamya Kültür Derneğinde, kitap satış bölümünde çalışırken, roman satarak Gerillaya yardım ve yataklıktan yargılanmış, doğduktan sonra da mahkum edilmiş. Şimdi üç aylık onlar. Türk adaletinin mahkumu olarak, hapishanede büyümeye hazırlanıyorlar.
1930’da, Menemen’de esrarkeşlere sicim sattı diye bir Yahudi'yi asan Türk adaleti, şaşırtmıyordu bizi. Başbakanın evlatlarını yolsuzlukla suçlayan savcı, Bakanların çocuklarını yakalayan polisler doğduklarına pişman ediliyordu.
Çocuk bayramında, hapishaneye gönderilen Kürt bebek ve çocuklarının listesi.
Aç, boynu bükük, melül ve mahzun bakan çocuklar gülün, eğlenin, devlet olamamış Türk devleti, sizlere bayram armağan etmiş.
Kimi çocuk katilleri ise mevkiler, makamlarda. Kutlu olsun, şanı büyüklere…

Yeni Özgür Politika / 22.04.14