Sokaklarda sabahtan akşama kadar bitip tükenmeyen bir heyecanla, durmadan saklambaç oynayabilmektir çocuk olmak. Ama yaşadığımız bu düzen çocuklara çocuk olma hakkını dahi tanımıyor. Ve gerçek şu ki çocuk olmak demek, daha çok küçük yaşta birçok zorlukla karşı karşıya kalmak, istismardan, şiddetten, savaşlardan, sömürüden saklanmaya çalışmaktır.
Savaşların ortasında kıyıya vuran, yıkıntıların arasında kalan, bedeni kurşunlarla parçalanan, buzdolaplarında saklanan çocuklar da; okullarda, yurtlarda, vakıflarda cinsel istismara, şiddete uğrayan, çok küçük yaşta evlendirilen çocuklar da; boylarının bile yetişmediği koca koca atölye tezgahlarında gece gündüz çalışan, sırtlarında çöp arabaları sokakları arşınlayan, dilendirilen çocuklar da hiç hak etmedikleri şekilde bu kirli sistem tarafından sobelenmişti.
Ve bugün, yeni bir “23 Nisan Çocuk Bayramı”ndayız, çocuğa verilen değer bir kez daha gözler önündedir.
Dünyada:
- Her beş dakikada bir çocuk şiddet sonucu yaşamını yitirmektedir.
- 20 yaşından küçük her 10 kız çocuğundan yaklaşık biri ya da tüm dünyada 120 milyon kadar kız çocuğu cinsel şiddet görmektedir.
- Her yıl 2-14 yaş grubundan neredeyse bir milyar çocuk ya da her 10 çocuktan 6’sı kendilerine bakan kişiler tarafından düzenli şekilde fiziksel olarak cezalandırılmaktadır.
- Tüm dünyada 13-15 yaş grubundan öğrencilerin üçte biri düzenli olarak zorbalığa maruz kalmaktadır.
Türkiye’de ise son 1 yılda:
- İstismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit edildi. Bu rakam her 3 çocuktan 1’i demektir.
- 400 çocuk istismara uğradı.
- İstismarcıların yüzde 66’sı akraba, komşu gibi çocuğun tanıdığı kişilerdi.
- Çocuğa yönelik cinsel saldırıların sadece yüzde 5’i ortaya çıktı, yüzde 95’i ise gizli kaldı.
- İstismarcıların yüzde 9’u çocukla aynı evde yaşıyor.
- Çocuk istismarı vakaları 10 yılda 300 bini geçti.
- Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili. Çocuk istismarı nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na başvuranların sayısı artıyor.
- Avrupa’daki çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları istatistiklerinde en yüksek orana sahip olan ülke Türkiye’dir. Üstelik dini evliliklerden dolayı bu sayı tam olarak saptanamamaktadır. Çocuklara yönelik cinsel istismar 14 yılda yüzde 434 artmıştır.
- Cinsel istismar olaylarının yüzde 58’i okullarda yaşandı. Kız çocuklarının en az yüzde 13’ü tecavüze uğradı, en az yedi kız çocuğu tecavüz sonucu hamile kaldı.
İşgücüne katılma oranı 15-17 yaş grubunda %20,8 oldu. 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı 708 bini buldu. Bu çocukların 558 bini kayıt dışı çalıştırılırken, 150 bini sigortalıdır. Yani çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışıdır.
Bu rakamlar bizlere bu düzenin bütün kirlemişliğini, çocuk bayramı kutlamalarının bile ne kadar sahte olduğunu göstermektedir. Çocuklar ölürken, şiddete uğrarken, cinsel istismara maruz kalırken ses olmalıyız ve sessiz kalanlara karşı bu sesi daha da yükseltmeliyiz.
Devrimci Liseliler Birliği