2023 1 Mayıs’ına sayılı günler kaldı. İşçi sınıfı ve emekçiler 1 Mayıs’ı düşük ücretler, yoğunlaşan sömürü, hayat pahalılığı, artan baskı ve saldırılar, ağır çalışma koşulları vb. çok yönlü sorunlarla karşılıyorlar. Tüm bunların yanı sıra, toplumu sarsan ve büyük bir insan kıyımına dönüşen depremler ve yarattığı ağır yıkım da 1 Mayıs sürecinde sınıf ve emekçilerin temel gündemi olmaya devam ediyor.
Öte yandan, 14 Mayıs’ta gerçekleşeceği duyurulan seçim gündemi de şimdiden toplumsal yaşamın her alanını kaplamış bulunuyor. Zira, iktidarıyla muhalefetiyle düzen siyaseti ve reformist-parlamenterist sol aylardır toplumun gündemine seçimleri taşıyor. Gerek gerici-faşist iktidar gerekse düzen muhalefeti ve parlamenterist sol seçim vaatleriyle ya da çeşitli senaryolarla beklenti yaratarak, toplumun dikkatini sandıklara çekmek için tüm olanaklarını seferber etmiş durumda.
Bütünlüğü içerisinde bu gelişme ve gündemlerin 2023 1 Mayıs’ına iz bırakacağı ve etki edeceği açıktır.
1 Mayıs ve sınıfa karşı sınıf ekseni
Bugün toplumsal yaşamda seçim gündemi öne çıkmış bulunsa da ekonomik kriz ve krizin çok yönlü faturası her geçen gün kabarmaya devam ediyor. Buna paralel olarak işçi sınıfı ve emekçilerin yaşamı günbegün kötüleşiyor, mevcut sorunlar giderek ağırlaşıyor…
Ekonomik-mali kriz ortamında açlık sınırında ücretlerle yaşam savaşı veren, her geçen gün artan hayat pahalılığı nedeniyle en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan, cehennemi aratmayan fabrikalarda yoğun bir emek sömürüsüne maruz bırakılan işçi sınıfı, zaman zaman hayata geçirdiği eylem ve direnişlerle bu koşullardan çıkış yolları arıyor. Fabrikalarda yaşanan eylemlerin yanı sıra, son zamanda öne çıkan sendikalaşma deneyimleri de bu olguyu doğruluyor.
Tam da buradan hareketle, içinde bulunduğumuz 1 Mayıs sürecini “sınıfa karşı sınıf” bakışıyla, işçi sınıfı ve emekçilerin her geçen gün ağırlaşan sorunları ve öne çıkan talepleri üzerinden örgütlemek büyük bir önem taşımaktadır. Zira sömürüye, baskıya, hayat pahalılığına karşı burnundan soluyan geniş emekçi yığınların öfkesini 1 Mayıs alanlarına taşımanın biricik yolu buradan geçmektedir. Aynı şekilde 2023 1 Mayıs’ına işçi sınıfı ve emekçilerin talep ve istemlerinin damga vurabilmesi de öyle…
Deprem ve 1 Mayıs
Yaklaşan 1 Mayıs’ın bir diğer temel gündemi deprem ve yarattığı ağır tablo olacaktır. Başta devrimci ve ilerici güçler olmak üzere demokratik kitle örgütleri, sol hareketi oluşturan farklı kesimler, emek ve meslek örgütleri, depremlerde yaşanan can kaybı ve yıkımın birinci dereceden sorumlusu olan gerici-faşist rejimden hesap sormak için alanlarda yerlerini alacaktır.
Bununla birlikte, deprem gündemi üzerinden duyarlılıkları artan ve gerici-faşist rejime karşı öfkesi büyüyen geniş emekçi yığınları hesap sorma bilinciyle harekete geçirmek ve 1 Mayıs alanlarına taşımak sorumluluğu önümüzde durmaktadır. Bu bağlamda açlığın, sömürünün, yoksulluğun yanı sıra depremlerde yaşanan insan kıyımının ve yıkımın da gerisinde aynı düzen gerçekliğinin yer aldığını her vesileyle ortaya koyan bir hazırlık süreci örgütlemek büyük bir önem taşımaktadır.
İşçi sınıfının güncel talepleri ile depremden etkilenen milyonlarca emekçinin yakıcı taleplerinin öne çıktığı, toplumsal dayanışmanın güçlü bir şekilde kendisini ortaya koyduğu, sömürü ve ölüm düzenine karşı öfkenin, hesap sorma bilincinin ve mücadelenin damgasını vurduğu bir 1 Mayıs tablosu yaratmanın yolu buradan geçmektedir.
Seçimler ve 1 Mayıs
Geride kalan 8 Mart ve Newroz eylemlerinde seçim gündemi belirgin bir yer tuttu. Yaklaşan seçimlerin toplumun gündemine girmiş bulunması, emekçilerin gerici-faşist rejime karşı artan tepkisi ve değişim isteği, özellikle de reformist solun 14 Mayıs’a kilitlenmiş olması ve seçimler üzerinden yaydığı “umut” bu konuda önemli bir rol oynadı.
Benzer bir tablonun 1 Mayıs sürecinde de ortaya çıkacağını ön görmek zor değil. Zira, vitrinde deprem gündemiyle ilgileniyormuş gibi görünen düzen muhalefetinin de 14 Mayıs üzerinden temelsiz umutlar yayan reformist solun da halihazırda tek gerçek gündemi yaklaşan seçimlerdir. Dolayısıyla, yaşanan her gelişmeyi seçime endeksleyen düzen muhalefetinin ve reformist solun 2023 1 Mayıs’ını da bu bağlamda ele alacağı, 1 Mayısları seçim gündemine bağlayacakları açıktır. Kurulu sendikal düzen içerisinde belli bürokratik mekanizmaları ellerinde tutuyor olmaları ise bu konuda işlerini daha da kolaylaştıracaktır.
Bu olgu 2023 1 Mayıs’ını “sınıfa karşı sınıf” ekseninde örgütlemenin önemini bir kat daha arttırmış bulunuyor. Zira, 1 Mayıs alanlarında bir yanda sosyal demagojiler eşliğinde seçim vaatleri ve sahte umutlar yayılacak, öte yanda sınıf hareketinin ve mücadelenin temel gündemleri yer alacak… Bu denklemi işçi sınıfı ve emekçiler lehine güçlendirmek, sınıf hareketinin taleplerini öne çıkarmak ve mücadele gündemlerinin damgasını vurduğu 1 Mayıslar örgütlemek güncel ve özgün bir sorumluluk olarak öne çıkmaktadır. Bu da ancak “sınıfa karşı sınıf” perspektifi ile 1 Mayıs’a hazırlanmayı, bu hazırlığı 1 Mayıs alanlarında ete kemiğe büründürmeyi gerektirmektedir.
Gün seferber olma günü!
2023 1 Mayıs’ı için geri sayım başladı. Bir dizi gündemin üst üste geldiği ve 1 Mayıs’la iç içe geçtiği yoğun ve tempolu bir süreci başarılı bir şekilde örgütleme sorumluluğu önümüzde duruyor.
Başta sınıf devrimcileri olmak üzere, toplumsal mücadele güçleri geriye kalan sınırlı zaman dilimini 1 Mayıs’ı tarihsel ve sınıfsal özüne uygun örgütlemek, 1 Mayıs alanlarını ise sınıf hareketinin güncel ihtiyaçlarına yanıt verecek bir mücadele gününe çevirmek için adımlarını hızlandırmalıdır. Gün açlığa, yoksulluğa, sömürüye, ölüme, yıkıma, baskı ve zorbalığa karşı işçi sınıfı ve emekçileri harekete geçirmek ve 1 Mayıs’ta sermayenin karşısına çıkarmak, ölüm ve sömürü düzeninden hesap sormak için seferber olma günüdür.