Ukrayna’dan kitlesel göç Alman tekellerini mutlu ediyor

“Ukrayna’dan gelen her bir kişi için minnettar” olduklarını açıklayan riyakar kapitalist tekeller, yarın çıkarları gerektirdiğinde onları şeytanlaştırarak geri yollamaktan, hatta yeri geldiğinde gaz odalarına göndermekten de imtina etmeyeceklerdir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 05 Nisan 2022
  • 22:30

Emperyalist devletlerin pazarlara hakim olma savaşlarının kurbanlarından olan Ukrayna halkının yaşadığı toprakları terk etmesi ve emperyalist metropollere kitlesel ucuz işgücü olarak akması Alman tekellerinin ağzını sulandırıyor.

“Ukrayna’dan gelen her bir kişi için minnettarız”

Almanya İstihdam Dairesi Başkanı Detlef Scheele, kapitalist tekellerin ihtiyaç duyduğu ucuz işgücü ihtiyacını Ukrayna savaş göçünden karşılayacaklarını açıkladı. “Almanya’daki yüksek kalifiye eleman açığı ve büyük işgücü eksikliği göz önünde bulundurulduğunda, gelen her kişi için minnettarız” ifadelerini kullanan Scheele, 2014-2015 yıllarındaki sığınmacı krizinde ana hedefleri doğrultusunda insanları olabildiğince hızlı bir biçimde istihdam piyasasına soktuklarını, “Ukrayna’dan gelen sığınmacıların da Almanya iş piyasası için bir kazanç olduğunu” söyledi.

Tagesspiegel gazetesine verdiği röportajda, “Uluslararası karşılaştırmaya tabi tutulduğunda Ukrayna halkının kalifikasyon seviyesi yüksek” diyen Scheele, ortalama olarak her iki Ukraynalı sığınmacıdan birinin akademik bir eğitimi bulunduğunu, bunun da kapitalist tekeller için “bir kazanç olduğunu” vurguladı.

Almanya İstihdam Dairesi’ne bağlı araştırma enstitüsünün verilerine göre, Ukraynalı kadınların, kendi ülkelerinde ağırlıklı olarak akademik, teknik ve tıbbi mesleklerde çalıştığını vurgulayan Scheele, Ukrayna’da elde edilen mesleki diplomaların Almanya’da daha “hızlı bir biçimde tanınmasını” sağlayacaklarını belirtti.

Öte yandan, 2014’te aktif olarak destekledikleri faşist darbeyle temellerini atıkları Ukrayna savaşının sağladığı militarist atmosferi silahlanma amaçları için kullanan Alman emperyalizmi, yıllardır çekmecede beklettiği silahlanma programını da hızla devreye soktu. İlk adımda silahlanma harcamalarına ayrılan 100 milyar euroluk fonun yanı sıra, GSMH’nin yüzde ikisi oranında bir silahlanma bütçesinin finanse edilmesi için de işçi ücretleri ve haklarına göz dikildi. SPD, Yeşiller ve Liberallerden oluşan üçlü koalisyon hükümeti ayrıca, militarist amaçlarına "insani" bir kılıf uydurmak için Ukrayna halkının çektiği acıları hayasızca istismar ediyor.

“Ukrayna’dan gelen her bir kişi için minnettar olan” kapitalist tekellerin medyası, düzenlenen “Willkommen” (Hoş geldiniz) kampanyalarıyla birlikte, ilkel bir Rusya ve Rus düşmanlığı propagandası yürütüyor. İnsanlığa mal olmuş Rusya kültürüne karşı milliyetçi saldırganlıkta görülmemiş bir yarış sürüyor.

“İşgücü istedik insanlar geldi”

“Ukrayna’dan gelen her bir kişi için minnettar” olduklarını açıklayan riyakar kapitalist tekeller, yarın çıkarları gerektirdiğinde onları şeytanlaştırarak geri yollamaktan, hatta yeri geldiğinde gaz odalarına göndermekten de imtina etmeyeceklerdir.

Kapitalist tekeller için aslolan insan değil, ucuz işgücüdür. 1960’lı yıllarda “yabancı” işçilere kapılarını açan Alman emperyalizmi, birinci kuşak Türkiyeli işçilerin de çok iyi hatırladığı gibi, onları da tren istasyonları ve havaalanlarında “Willkommen” pankartlarıyla karşıladılar. Göçmenlerin biriken sorunları altında bunalan tekeler, basın üzerinden göçmenlerin hak taleplerine karşı sermaye medyasını işe koştular. Dönemin basını “Biz iş gücü istedik insanlar geldi” sözleriyle dolup taşmaya başladı. İnsanları sadece işgücüne indirgeyen kapitalist tekeller, işgücüyle birlikte insanların da gelmiş olmasının yarattığı sorunlardan kurtulmak için Almanya Federal Haber Alma Servisi’ni (BND) kullandılar. BND’nin gözetimi altında estirilen Nazi terörüyle birlikte uyguladıkları geri gönderme politikalarıyla göçmenlere boyun eğdirerek, onları teslim olmaya zorladılar.

Kapitalist ülkelerde göçmen işçiler yerli işçi sınıfıyla birlikte örgütlenip ortak bir mücadele hattı geliştirmezse, onların kaderini kapitalist tekellerin ucuz işgücüne olan ihtiyaç düzeyi belirleyecektir: “Willkommen”, geri gönderilme veya faşist terör...