Peru’da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti

Castillo ne anti-kapitalist ne de anti-emperyalist bir lider. Buna karşın sol ittifakın, emekçilerin ve asırlardır ayrımcılığa maruz kalan yerlilerin desteği ile göreve gelen, kendini soldan ifade eden bir liderdi. Emekçiler lehine bazı icraatlara imza atsa da düzen sınırlarını aşan ne fiili bir çabası ne iddiası vardı.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 11 Aralık 2022
  • 19:00

Latin Amerika ülkelerinden Peru’da yaşanan gelişmeler, ABD emperyalizmine biat etmeyen devlet başkanlarına karşı uyguladığı senaryoya yeni bir halka ekledi. Vahşi neoliberal politikaları yumuşatmaya çalışan, emekçilerin bazı taleplerini dikkate alan yönetimler, ABD ile kıtadaki oligarişk kapitalistler ve sağcı-faşist güçler tarafından ‘sivil’ darbelerle görevden alınıyor.

‘Yeni dönem darbeler zinciri’ Venezuela’da başlamıştı. Klasik askeri darbelerin devamı olarak Hugo Chavez’e karşı girişilen 11 Nisan 2002 darbesi, kitlelerin direnişiyle üç günde püskürtülmüştü. ABD ile suç ortakları ondan sonra taktik değiştirdiler. Artık askeri değil ‘sivil’ darbeler yapmaya başladılar. 2009’da Honduras’ta Manuel Zelaya’ ya, 2012’de Paraguay’da Fernando Lugo’ya, 2016’da Brezilya’da Dilma Rousseff’e, 2019’da Bolivya’da Evo Morales’e karşı gerçekleştirilen darbeler halkasına Peru’da Pedro Castillo’ya karşı gerçekleştirilen darbe de eklendi.

Pedro Castillo Peru’da ilk yerli ve solcu devlet başkanıydı. Washington’daki küstah emperyalistlerle Lima’daki vahşi sömürücü sınıflar, sosyal demokrat çizgide durmaya çalışan bir devlet başkanına bile tahammül edemediler. Kongre’de çoğunluğu oluşturan sağcılar ABD’nin desteği ve yol göstermesiyle iki defa Castillo’yu görevden alma girişiminde bulunmuştu. Üçüncü girişimi önlemeye çalışan Castillo’nun Kongre’yi dağıtma hamlesi başarısız oldu. Zira devletin militarist aygıtları da kongredeki sağcılarla birlikte hareket etti. Karşı darbeyi engelleyemeyen Castillo Meksika’ya gitmeye çalışırken, tutuklanıp hapse atıldı.

***

 Amerika destekli sağcılar Castillo’nun yerine birini seçerek neoliberal politikaları yine o vahşi şiddetiyle uygulamaya çalışacaklar. Peru’da emekçiler ve yerliler uzun yıllar kontra rejimin faşist baskıları ile vahşi neoliberal politikalar arasında ezildiler. Aydınlık Yol gerilla hareketine karşı yürüttüğü kirli savaş sürecinde kontra bir yapıya dönüşen Peru devleti, ABD’nin kıtadaki en sadık uşaklarından biri oldu. 2021 yılında Amerikancı adayı seçimlerde yenilgiye uğratan Castillo’ya karşı ilk günden itibaren komplo hazırlamaya başladı. Kongre’yi feshetme girişimini ‘darbe’ olarak propaganda eden sağcılar, ABD, ordu ve polis şeflerinin desteği ile Castillo’yu devirip hapse attılar.  

Devlet başkanlığı koltuğunu ele geçiren sermayenin sağcı temsilcilerinin hedeflerine ulaşıp ulaşamayacakları emekçilerin göstereceği direnişe bağlı olacak. Sol/sosyalist güçlerle işçiler ve emekçiler Castillo’yu deviren ‘sivil’ darbeye karşı sokaklara çıktı. Ancak yansıyan haberler, katılımın kitlesel bir boyut kazanamadığına işaret ediyor. Buna karşın emekçi kitlelerin vahşi neoliberal politikalar uygulamak isteyen Amerikancı yönetime destek vermeleri olası görünmüyor. Kıtanın diğer ülkelerinde ABD ile işbirlikçilerinin komplolarıyla görevden uzaklaştırılan sol eğilimli devlet başkanlarının çoğu yine seçimleri kazanarak yeniden göreve gelmişti. Castillo’nun da yeniden göreve döneceğini savunanlar var. Sistem devam ettikçe, Castillo yeniden gelse bile bu, emekçilerin sorunlarının çözüleceği anlamına gelmeyecek.

***

Castillo ne anti-kapitalist ne de anti-emperyalist bir lider. Buna karşın sol ittifakın, emekçilerin ve asırlardır ayrımcılığa maruz kalan yerlilerin desteği ile göreve gelen, kendini soldan ifade eden bir liderdi. Emekçiler lehine bazı icraatlara imza atsa da düzen sınırlarını aşan ne fiili bir çabası ne iddiası vardı. Buna rağmen ABD emperyalizmi, küstah kapitalistler, devletin şiddet aygıtlarının şefleri ile sağcı siyasetçiler Castillo’ya tahammül etmediler. Zira sembolik de olsa emekçiler lehine bir şey yapılması bu gericilik güruhlarını histerik bir saldırganlığa itti.

Üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete dokunmayan, ücretli emek sömürüsüne dayalı kapitalist üretim ilişkilerinin devam etmesine itirazı olmayan Castillo, ABD destekli bir ‘sivil’ darbe ile görevden alınıp hapse atıldı. Zira egemenlere göre, “artı-değerin bir bölümünü emekçiler için harcamak ve yoksulların sayısını azaltmaya çalışmak” gibi büyük bir ‘suçu’ vardı. Düzen içinde birtakım reformlar yapma isteğini dile getiren Castillo’nun hapse atılması, kapitalistlerin emekçilerin insan yerine konması, yoksulluktan kurtulmaları için bazı kaynakların kullanılmasından nasıl da rahatsız olduklarını bir kez daha gözler önüne sermiştir.  

***  

Peru’da işçi ve emekçiler gıda kıtlığı dahil ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunuyor. Sistemin dayattığı sefalet zincirlerini kırabilmeleri örgütlü mücadelenin geliştirilmesine bağlı olacak. Zira sağcı/faşist oligarkların temsilcileri Castillo’yu hapse attıktan sonra esas işlerine, yani neoliberal politikaları vahşi bir şekilde uygulamaya çalışacaklar. Bu ise sınıflar arası çatışmayı sertleştirecek.

Castillo, Temmuz 2021’de Özgür Peru (Peru Libre-PL) partisinin öncülüğünde oluşturulan sol ittifakın adayı olarak girdiği seçimleri kazanmıştı. Eski bir sendika lideri ve öğretmen olan Pedro Castillo, ilk günden itibaren ABD ile işbirlikçilerinin hedefinde oldu. Bu süreçte sol ittifakın dağılması ve Castillo’nun partisinden ayrılması, sağcıların hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırmış görünüyor. Bu saldırının püskürtülmesi Castillo’nun yeninden seçilmesiyle olacak bir şey değil. Zira azgın oligarşik kapitalistlere ve onların siyasi temsilcilerine karşı ancak işçi ve emekçilerle ilerici-devrimci güçlerin geliştireceği birleşik direnişle durulabilir. Tabii bunun olması için seçim ittifaklarına giren solun, fiili/meşru mücadele refleksini yitirmemiş olması gerekiyor.