Bir tarih çarpıtıcılığı olarak “Normandiya Çıkarması”

Nazi faşizminin ezilmesiyle sonuçlanan savaşın kaderini Kızıl Ordu, dünya işçi-emekçileriyle birlikte direnen halkları belirlemişlerdir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 10 Haziran 2024
  • 19:00

“Tarih, egemenlerin üzerinde anlaşmaya vardığı bir yalanlar dizisidir.”

6 Haziran “Normandiya Çıkarması”nın 80. yıl dönümü. Bu çıkarma ile II. Dünya Savaşı’nın seyrinin değiştiği öteden beri söylene gelir. Peki nedir bu “Normandiya Çıkarması?”

Öncesi ve sonrası

Kızıl Ordu birlikleri Moskova önlerinde Nazi Ordusu'na darbe üstüne darbe vurarak ilerliyordu. Güneyden saldırıya hazırlanan Nazi Ordusu Stalingrad önlerine ulaştı ve 5,5 ay süren Stalingrad direnişi başladı.

23 Kasım 1942’de 300 bin civarında Nazi askeri Don Nehri’nin doğusunda kıstırıldı. Havadan yapılan takviyelerle bir süre daha tutunan Nazi ordusu, 2 Şubat 1943’te teslim oldu.

Tarihin en kanlı savaşlarından biri olan Stalingrad Savaşı, Nazilerin doğudaki ilerlemesini durdurdu. Kızıl Ordu’nun bu zaferi, Nazi ordularını önce Sovyetler Birliği topraklarından, sonrasında ise Doğu Avrupa’dan püskürtülmesinin önünü açtı. Almanya’nın “yenilmez” faşist ordusunu hezimete uğratarak ilerleyen Kızıl Ordu, dünya işçi-emekçileri ve ezilen halklarının sempati ve desteğini kazanırken, ABD, İngiltere ve Kanada’dan oluşan “İttifak Güçleri”ne de korku salıyordu. Sıcak savaşla durdurulamayan SSCB ve Kızıl Ordu’ya duyulan sempati ve desteğin önü alınmalıydı. Kızıl Ordu’nun Avrupa’nın geri kalanını da Hitler’in faşist ordusundan kurtararak daha da güçleneceğinden endişe duyan “İttifak güçleri”, “Normandiya çıkarması” ile durumu kendi lehlerine çevirmenin telaşına düştüler.

“İttifak güçleri” 6 Haziran 1944’de işgal altındaki Fransa’yı “kurtarmak” için “Normandiya çıkarması” ile Kızıl Ordu tarafından bozguna uğratılan Hitler ordusunun teslim olmasını sağladılar. Çıkartma, en iyi ihtimalle Nazilerin kaçınılmaz sonunu bir süre yaklaştırmıştır.  

Savaş sırasında ve sonrasında anti-komünist propagandayı yoğunlaştıran birçok devlet bu “çıkarma” ile Kızıl Ordu’nun ilerleme alanına sınır çekme telaşı, Sovyetler Birliği’nin yükselen imajına ve sosyalizme duyulan sempatinin önü alınmak istiyordu.  

Sovyetler Birliği’nin II. Dünya Savaşı’nda ödediği bedeller ve yaşadığı büyük yıkım göz ardı edilmek istendi. ABD ile müttefikleri, Sovyet zaferlerini hafife alarak, itibar katliamları ile kendi ikiyüzlülüklerini gizlemeye çalıştılar. ABD merkezli kara propaganda ve Nazi seviciliği, savaş sırasında zaten başlatılmıştı. Sonrasında ise anti-komünizm gericiliğinin bayrağını ABD Nazilerden devraldı.

“Normandiya Çıkarması”, II. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştirecek nitelikte değildi. Çıkarmanın yapıldığı 1944 yılı itibariyle savaş zaten sonuçlanma aşamasındaydı. Sovyetler Birliği, savaşın seyrini değiştirebilecek tüm kritik savaşları zaten kazanmıştı.

Leningrad, Moskova, Stalingrad, Kursk ve Bagration, Kızıl Ordu tarafından büyük bedeller ödenerek kazanılmıştı. Leningrad kuşatması tarihin en uzun süren kuşatmasıydı ve kuşatanların yenilgisi ile sonuçlanmıştı.

Sivastopol 250 gün teslim olmadı. Moskova’da Kızıl Ordu, düşmanı durdurdu. Stalingrad zaferi, Hitler’in ordularının yenilebileceğini kanıtladı. Kızıl Ordu’nun galibiyetlerini kış koşullarına bağlayan yalancılar, Kursk Muharebesi’yle Sovyetlerin stratejik üstünlüğünü yaz aylarında da gördüler.
“Normandiya Çıkarması”, Sovyet ilerleyişinin önünü almak amacıyla yapılmıştı. ABD-İngiltere-Kanada ittifakı, Alman ordularının dağılmaya başlamasından sonra harekete geçti. Doğu cephesinde 270’in üstünde (yaklaşık 3 milyon asker) Alman tümeniyle savaşan Kızıl Ordu, bu savaşın gerçek kazananıdır. Normandiya’da “Müttefik Güçler”, moralce ezilmiş 60 Alman tümenine karşı harekâta geçmişlerdi. Savaşın kazananı ve sonuçlandıranı Kızıl Ordu olmuş ve bu tarihi onur, dünya işçi-emekçilerine ve direnen ezilen halklarına armağan edilmiştir.

Fransa’nın kurtarılması da sadece ABD-İngiliz ve Kanada birlikleriyle olmamıştır. Fransa’nın komünist direnişçileri de önemli rol oynamışlardır.
ABD’nin II. Dünya Savaşı’na girmesi uluslararası dengelerde önemli etkiler yarattı. Savaş sonrasında ABD, İngiltere’nin yerini alarak hegemon emperyalist güç olarak öne çıktı. Ancak onun Avrupa’ya yaptığı çıkartma, savaşın kaderini değiştirecek nitelikte değildi.

Savaşın kaderini belirleyen asıl olay, Bagration Operasyonu’dur. Kursk yenilgisinin ardından Hitler, tüm cephelerde savunmaya geçmişti. Bagration Harekâtı ile Alman merkez ordusunun dağıtılması, Nazilere vurulmuş en büyük darbeydi. II. Dünya Savaşı’nın bitişini ve onu sonuçlandıran bir savaş aranıyorsa, Bagration Harekatı’na bakılmalıdır. “Normandiya Çıkarması”, düşmüş olana vurulan ek bir tekmeden başka bir şey değildir. Öteden beri “Normandiya Çıkarması” ile tarih çarpıtılmak isteniyor. Stalingrad’da yaklaşık 300 bin Alman askeri ölmüşken, “Normandiya Çıkarması”nda bu sayı yaklaşık 9 bindir. Tarihin çarpıtıldığı bu dönemlerde, gerçeklere işaret etmek önemlidir.

II. Dünya Savaşı’nın gerçek kazananı, büyük bedeller ödeyerek zafer kazanan Kızıl Ordu’dur. Avrupa’da ikinci cepheyi açmak için müttefiklerin neden beklediğini görmezden gelen, Nazi seviciliği ve savaş sonrası anti-komünist propaganda yapanların derdi tarihi gerçekleri halktan gizlemektir.

“Normandiya Çıkarması”, Sovyetlerin Avrupa’da önünü almak için yapılmıştır. Çıkarmayı yapanlar Nazilerin Sovyetler Birliğini ezmesini beklediler. Ancak tersi olunca harekete geçmek zorunda kaldılar.

Nazi faşizminin ezilmesiyle sonuçlanan savaşın kaderini Kızıl Ordu, dünya işçi-emekçileriyle birlikte direnen halkları belirlemişlerdir.
Her ne kadar “Tarih, egemenlerin üzerinde anlaşmaya vardığı bir yalanlar dizisidir” dense de bu “yalanlar dizisini” emekçiler ve genç kuşaklar nezdinde teşhir etmek de bizim işimiz olmalı…