Türk-İş Başkanı hâlâ “Sefalet zammını kabul etmedik” diyor

Asgari ücret orta oyununun başrollerinden birinde yer alan Türk-İş bürokratları, sefalet zammına seyirci kaldıkları gerçeğini örtbas ederek “Sefalet zammını kabul etmedik” demeyi sürdürüyor.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 27 Aralık 2019
  • 20:22

Asgari ücret orta oyununda işçileri sözde “temsilen”, esasta ise sefalet zamlarını işçi sınıfına kabul ettirmek adına rol alan Türk-İş’ten 2020 yılı asgari ücretiyle ilgili açıklama yapıldı.

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, belirlenen rakamı kabul etmediklerini savunmayı sürdürdü.

Zammı AKP hükümeti ve sermaye belirlemiş

Kendilerinin de dahil olduğu orta oyunuyla belirlenen sefalet ücretini eleştirmeye ve boş konuşmaya devam eden Atalay, “Zammı hükümet ve işverenler belirledi, daha önce ‘2 bin 578 liranın altındaki bir rakamı kabul etmeyiz’ dedik ve etmedik” ifadelerini kullandı. Atalay, bu masanın bir parçası oldukları gerçeğini unutarak görüşmelerin çoğuna da katılmadıklarını iddia etti.

Asgari ücret orta oyununu da eleştiren Atalay, sendika ağalarının işçi sınıfının çıkarlarına sahip çıkmaktaki sorumsuzluklarını da açık etti. “Bu yapı 40 senedir var, demokratik bir yapı değil. Bu yapıyı değiştirmek gerekiyor” ifadelerini kullanan Atalay’ın serzenişi, “Bugüne kadar neredeydiniz?” sorusunu akla getirdi.

Sefalet zammının sorumluları sermaye-AKP-sendika bürokratları

Kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı “Rakam iyi olduğu zaman hükümet ve işveren vermiş oluyor, rakam iyi olmadığı zaman sendikalar alamamış oluyor” ifadelerini kullanan Atalay, kendilerinin de tersi yönden demagoji yaptığı gerçeğine işaret etti. Nitekim kendileri de rakam “iyi” olduğunda “sendikalar başardı”, kötü olduğunda “hükümet ve işveren verdi” mantığıyla hareket etmektedir. Oysa, bu orta oyunuyla hayata geçirilen sefalet zamlarından, hükümet-sermaye-sendika bürokratları ‘şer üçlüsü’ olarak tamamı sorumludur.

Atalay’ın bu ikiyüzlü ve boş lafları, sermaye ve AKP hükümetinin, işçi sınıfına sefalet zammı dayatmasında Türk-İş bürokratlarının ön açıcı rollerinin üzerini örtemez. Zira tescilli sendika bürokratları, lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini bilmiyor olamaz. İşçi sınıfı da bunun farkına varmalı ve kendilerini sefalet zammına mahkum eden şer üçlüsüne karşı harekete geçmelidir.