Migros’ta ağır çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı başlayan direniş, 18 günün ardından Migros yönetimi ile mutabakata varılması üzerine sona erdi. Talepleri büyük oranda karşılanan işçiler kazanımlarını depo önünde halaylarla, sloganlarla kutladılar.
Atılan işçilerin geri alınması, prim sisteminin güvenceye kavuşturulması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve maaşlarına zam talep eden işçiler 18 gün boyunca türlü saldırılara karşı direnişi kararlılıkla sürdürdüler. Depo önünde, TÜSİAD kodamanı Tuncay Özilhan’ın villasının önünde ve Migros mağazalarında süren direnişe başta işçi-emekçiler olmak üzere aydın ve sanatçılar da destek verdi.
Esenyurt’ta bulunan Migros deposu önünde direnen kadın işçiler Sevda Kırcı ve Nuran Algül’le direniş süreci üzerine konuştuk.
“Direnenler muhakkak kazanacak!”
Sevda Kırcı öncelikle dayanışma gösteren herkese teşekkür ederek, şunları söyledi:
“Türkiye’de ne yazık ki hiçbir hak verilmiyor, haklar ancak savaşarak alınabiliyor. Biz de bugün hakkımızı aldık. Çok mutluyuz, yanımızda olan herkese teşekkür ediyoruz. İşçi arkadaşlarımıza, boykot çağrısını yükseltenlere… Bugün güneş bizim için doğdu ancak tüm işçiler için henüz doğmadı. Hala direnen, ekmek kavgasını sürdüren arkadaşlarımız var. Eminim direnenler muhakkak kazanacak.”
“Bize güç veren şey, birliğimizdi”
Direniş sürecini aktaran Nuran Algül ise, “Bizim için zorlu geçti. Depomuzdan polis zoruyla atılmak bizim zorumuza gitti. Ancak o gün arkadaşlarımızla birbirimize söz verdik. ‘Hakkımızı alana kadar el ele direneceğiz’ dedik. 18 gün bizim için çok da kolay değildi. Yağmur, soğuk, saldırılar, hastalanan ve direnişe gelemeyenler oldu. Birlik olduk, devam ettik. Direnmenin gücünü gördük. Tüm işçilerin haklarını savunmalarını direnmelerini haklarını savunmalarını öneriyoruz.” şeklinde konuştu.
Algül şöyle devam etti:
“18 gün boyunca bize güç veren şey birliğimizdi, sesimizi duyanlardı, Migros’u boykot edenler, mağazalarında eylemler yapanlardı.”
Kırcı, işçilere “Artık karanlığımız aydınlığa kavuşsun tüm kadınlar için. Sonrasında tüm işçiler için. Direnen tüm işçilerin yanındayız, el ele verin.” diyerek seslendi.
“Pes etmeyin, hakkınızı savunun!”
Kadın işçilerin mücadeleye katılmalarının ve direnmelerinin erkek işçiler gibi olmadığını belirten Algül, “Kadın işçilerin mücadeleye katılması bir erkek gibi olmuyor. Ev işleri var, çocukları var, yükümlülükler oluyor ama pes etmesinler haklarını savunsunlar” dedi.
Kırcı da kadın işçilere şu şekilde seslendi:
“Bence kadınlar erkeklerin çok üzerinde bir varlık. Evde çalışıyor, çocuğa bakıyor, evin ihtiyaçlarını karşılıyor. İşte çalışıyor. Tekrar gidiyor eve. Tek başına bütün kollara yayılabiliyor. Bence kadınlar bu gücün farkına varmalı. Kadınların kimseden korkmaması lazım. Haklarınız için direnin, kimseyi kendinize ezdirmeyin. Kocanız, patronunuz, aileniz fark etmiyor. Biz kazandıysak tüm kadınlar kazanabilir, başarabilir. Yeter ki pes etmeyin!”
Kızıl Bayrak / İstanbul