Petrokimya İşçileri Birliği’nin TPI işçileriyle gerçekleştirdiği anketin sonuçları üzerine yaptığı değerlendirme şöyle:
2022 Ağustos’unda TPI’de yaşanan fiili grevin ardından ilk sözleşme süreci başlıyor. Ekonomik kriz karşısında ücretlerimiz erirken, çalışma koşullarımız kötüleşiyor. Bunun için örgütlenme çalışmaları ve sözleşme süreçleri daha önemli bir yerde duruyor. TPI işçisi arkadaşlarımıza dönük yaptığımız anketle taleplere ve mücadeleye ilişkin eğilimi ölçmeye ve sendikalar üzerine düşüncelere dair belirlemeler yapmaya çalıştık.
Ankete katılınmaması yönündeki bazı engelleme ve telkinlere rağmen sonuç çıkarılmasını sağlayacak kadar işçi arkadaşımız ankete katılmıştır. Bu yeterlilik TPI işçisinin genel eğilimlerinin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Görsellerde tek tek sorulara verilen yanıtlar mevcuttur. Sözleşme ve mücadele süreçlerinin fabrika sınırlarına hapsedilmemesi, bir grubun değil tabandaki işçinin toplam bilgi ve tartışmalara hakim olduğu zeminler yaratılması sendikal bürokrasinin de alışılagelmiş yöntemlerini kırmak açısından ayrıca önemlidir. Sözleşmenin burada açığa çıkan istemlerin ışığında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Öncelikle ankete katılan işçilerin çoğunluğunun TPI 2 Fabrikası’ndan olması buradakilerin süreci daha yakından takip ettiklerini ve önem verdiklerini gösteriyor. Yan haklar için tamamlayıcı sağlık sigortası ve market çeki gibi talepler eklenmesi öne çıkıyor. Bunların yanı sıra tüm cevaplardan çıkan toplam sonuç, yan hakların parasal karşılığı için gerçek verilerin baz alınması olduğu görülüyor. Sözleşme süreleri sermayedarlar arasında bir süredir 3 yıllık olması üzerine bir dayatmanın konusudur. PETKİM, TÜPRAŞ gibi stratejik alanlardan başlanarak gündeme getirilen bu saldırı her dönem sermayenin bir talebi haline gelmiş durumda. Bu noktada henüz TPI sermayesi tarafından tartışmaya açılmasa dahi bakışımız sözleşmenin 3 yıl olarak uzatılmaması olarak netleşmelidir. Anket sonuçları genel bakışın da bu yönde olduğunu göstermiştir. Hatta katılımcıların yüzde yüze yakını sözleşme süresi içinde 6 aylık zaman dilimleri ile anlaşma yapılması gerektiğini düşünüyor.
Biz, bu anketi başlattığımız zaman diliminde zam talebi hala tartışılır durumdaydı ancak taslak üzerinden de bir oran verilmişti. Enflasyon+50 gibi bir formülasyon taslağa konulmuştu. Ankette alınacak zammın en az ne kadar olması gerektiğini sorduğumuzda TÜİK’ten daha gerçeğe yakın veriler sunan ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı en yüksek tercih edilen oldu. Maalesef ülkede her an her şey değişiyor. Parasal herhangi bir talebin geçerliliği kısa süre içerisinde kalmıyor. Bu nedenle insanca yaşanabilir ücret tartışması ne sadece sözleşme ile sınırlı kalabilir, ne tek bir fabrikadaki mücadelenin konusu ne de tek seferde çözülebilecek bir meseledir. Siyasal ve ekonomik kriz sarmalında faturayı emeğiyle geçinen milyonlara kesen sermaye iktidarından temel tüketim ürünlerine yapılan zamların geri çekilmesi temelinde geliştirilecek bir eylem dalgasıyla ancak sözleşmeler bir yere oturabilir.
Önemli bir diğer alan işçi sağlığı ve güvenliğidir. Özellikle TPI Fabrikası'nda yüzlerce insanın alınmayan önlemler yüzünden astım, alerji, fıtık gibi meslek hastalığına yakalandığını biliyoruz. Dolayısıyla bu konuyu her fırsatta açmak ve mücadele etmek zorundayız. Bunun için çalışma saatlerinin kısaltılması, havalandırma sisteminin işçi sağlığına göre yeniden düzenlenmesi talepleri her süreçte öne çıkartılmalıdır. TPI sermayesinin yasası gibi uygulanan baskı ve mobbing son dönemlerde daha çok arttı. Bu suç pervasızca işlenmeye devam ederken öyle yaygın ve meşru bir hal almış durumdaki mavi yakalı kimi işçi arkadaşlar dahi bunun bir parçası haline geldi. Bizler biliyoruz ki birlik ve dayanışma ortamı oluşturulamadığında bu sorunlar çözüme kavuşturulamaz. Esas çözüm bu iken yaşanan suçun da idari bakımdan yaptırımları olması gerekmektedir. Ankete katılan işçi arkadaşlarımız seçenekleri her yönüyle tartışarak sözleşmeye dahil edilmesi için çaba harcamalıdır.
Yaptığımız fiili grevin hemen ardından bazı sorunların yeniden ortaya çıkması, belirsizlikler gibi durumlar örgütsüzlükten kaynaklanmaktadır. Hazırlıklı olmak, bunun için gereken komiteleşmeyi oluşturmak sözleşme süreçlerinde de oldukça önemlidir. İşçi arkadaşlardan yansıdığı kadarıyla TİS komiteleri her iki fabrikada da iyi işletilememektedir. Tam yetkili olmayan ve bölümlerin gerçek temsiliyetine dayanmayan, sürecin her aşamasında söz, karar ve yetki sahibi olmayan komiteler biçimsel kalır. Dolayısıyla bugünkü gibi işlevsiz hale gelir. Sendikanın işçiye sormadan adım atmaması, tarihsel ve bilimsel eğitimlerin verilmesi, sözleşme komitesinin sürece tam hakimiyetinin sağlanması, bölümlerde en geniş katılımla toplantılar yapılması gibi hazırlıklar bize taleplerimizi kazanmanın yolunu açacaktır.
TPI işçileri Türkiye işçi sınıfının bir parçasıdır ve hep birlikte yaşadığımız ekonomik ve siyasi buhrandan tek başına kurtulamayacağımız da bir gerçektir. Fabrikamızdan kafamızı kaldırıp genele, toplam sınıfın durumundan bakmadıkça ve topyekûn çözüm arayışına girmedikçe bir adım ilerleyemeyiz. O nedenle ankete de kısmi olarak yansıyan ‘yapılamaz’ algısını geride bırakmalıyız. Yine ankete yansıyan genel grevin örgütlenmesi, kurultayların ve emekçi mitinglerinin düzenlenmesi gibi zemin ve araçlar daha fazla zorlanmalıdır.
AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca 200 bine yakın işçinin grevi yasaklandı. Her sözleşme döneminde sermayenin yaslandığı devlet biz işçilere sefaleti dayattı. En güçlü silahımız olan grevi yaptırmadı. “Milli güvenlik” bahanesiyle asalak patronların zenginliğini korumaya çalışılan grev yasakları en son Bekaert ve sonrasında da Schneider Enerji işçileri tarafından tanınmayarak sürdürüldü. TPI işçisi de eğer taleplerini kazanmak istiyorsa bugünden grev yasağını tanımayacağını ilan etmeli, kararlı bir mücadele yürütmeli ve bunu her fırsatta göstermelidir. Bir avuç zenginin kasalarını doldurmak için çıkartılan tüm yasaların üzerine gidilmeli, işçi lehine değişip dönüştürülmelidir. Ankete de yansıdığı kadarıyla TPI işçisinin zihni açıktır ancak bunu toplama yayarak ve tartıştırarak netlik sağlanmalıdır.
Bugün çalışma ve yaşam şartlarımız kötüyse bunun önemli bir nedeni işçi hareketinin zayıf olmasıdır. Doğrudan sendikalarımızın bürokratik, uzlaşmacı anlayışı bunda etkilidir. Öyle ki durumun vehameti asgari ücretin belirlemesi sürecinde işçi ayağa kalkar korkusundan çalışma bakanına ‘8 bin lirayı geçmesin’ diye tembihlemeye kadar vardırılmıştır. Mücadelenin geliştirilmesi için çaba göstermek yerine koltuk hesabı yapmak bir gelenek haline gelmiştir. Bu durumu aşmak da ancak tabandan hareketin yaratılması, mücadeleci bir anlayış ve bunu tamamlayan ilke ve program oluşturmakla mümkündür.
TPI işçisi arkadaşlarımızın da fiili grevle birlikte bu durumu daha net gördüğünü söyleyebiliriz.
Petrokimya İşçileri Birliği (PİB)
27 Ocak 2023
Anketin görsellerine buradan ulaşabilirsiniz...