Değişimin olabileceğine inanmak lazım
Gebze’den emekçi bir kadın: Yaşadığımız sorunların, pahalılığın haddi hesabı yok. Görünen köy kılavuz istemiyor, ama gelin görün ki seçimler sonuçları bu tabloyla çok bağdaşmıyor. Hala nasıl AKP’ye destek veriliyor, gerçekten anlayamıyorum.
Ben emekçi bir mahallede yaşıyorum. Burada kadınlar sadece kapıda oturabildikleri için mutlu oluyorlar, yani bununla yetinebiliyorlar. Ben zorunlu işler haricinde, bu mahalle dışında bir yerleri gezmek-görmek, bir hafta sonu ekonomik nedenlere takılmadan sahilde gönül rahatlığıyla bir çay içmek istiyorum, örneğin. Gördüğüm tablo ise yetinenlerin mutlu olabildiği, farklı bir şeyler isteyenlerin mutsuz olduğu bir tablo. Cehalet böyle bir şey mi diye düşünüyorum. “Mutlu” olmak için cehalete mi teslim olmak lazım? Tabii ki bu değil istediğim. Vurgulamak istediğim nokta ise insanların mutlu olduğu şeyleri değiştirmesi gerektiği. Bu toplumda insanları değişimin olabileceğine inandırmak, değişime inanmalarını sağlamak gerekiyor. Nasıl yaparız, buna dair bir formülüm yok ama değişim inancının olmasını aşılamak lazım.
İşçiler olarak kutuplaşmış durumdayız!
Metal sektöründen bir kadın işçi: Çalıştığım fabrikada işçiler olarak AKP’ye oy verenler -vermeyenler olarak ikiye bölünmüş durumdayız. Maalesef, bugünkü gerçeklik işçiler olarak kutuplaşmış olmamızdır. Fabrikada siyasi tartışmalara giriyoruz karşılıklı, örneğin seçim öncesinde AKP’nin montaj videoları üzerine tartıştık. Tayyip Erdoğan’ın kendi ağzıyla montaj videosu olduğunu itiraf ettiğini söyledik. Kılıçdaroğlu’nun Demirtaş’ı hapishaneden çıkaracağı söylemlerini konuştuk, ki Demirtaş’ın siyasi nedenlerle içeride tutulduğunu, mahkeme kararlarına itibar edilmediğini belirttim, fakat ikna olmuyorlar. Seçim gündemine dair de AKP’nin çok fazla rüşvet dağıttığını düşünüyorum ayrıca.
Talep etmedikçe hep altta kalırız!
Petrokimya işçisi: Çalıştığım yerde bir aydır yemekler soğuk geliyor. Sabahtan akşama ter döküyoruz, milyonlar kazandırıyoruz ama sıcak bir yemek yüzü gördüğümüz yok. Peki biz bundan şikayetçi değil miyiz? Elbette şikayetçiyiz. Çalışanlar olarak hepimiz şikayetçiyiz fakat şikayetçi olmak bir şeyi çözmüyor. Gerçekten ben bu duruma çok üzgünüm ve çok kızgınım. Biz böyle olduğumuz sürece köle oluruz. Talep etmeyi öğrenelim artık. Talep etmedikçe hep altta kalırız. Ülkede de benzer bir durum olduğunu düşünüyorum. Şikayetin ötesine gitmek ve sorunların çözümü için harekete geçmek, adım atmak önemli.
Kızıl Bayrak / Gebze