Sermayenin Bakanı için işçilerin değeri makina parçası kadar!

Bilim sanayi ve teknoloji bakanı Mustafa Varank, basın toplantısı ile fabrikalarda uyulması gereken bazı önlemleri anlattı. Açıklama “her şey sermaye için” anlayışının bir yansıması oldu.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 26 Mart 2020
  • 16:39

Bilim sanayi ve teknoloji bakanı Mustafa Varank, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında aldıkları bazı karar ve önlemleri açıkladı. Açıklamada, fabrikalarda uyulması gereken bazı önlemlere de değinildi.

Bakan’ın açıklamasında ana temayı ‘sermaye sınıfının kazançlarının teminat altına alınması için alınan önlemler’ oluşturdu. Kredi ve teşviklerde yapılan iyileştirmeler, ertelemelere değinildi. “Yerli ve milli”, “milli birlik, beraberlik” safsatasına sarılan bakan, salgın günlerinde fırsatçılık yapan firmalara gerekli yaptırımları uygulayacaklarını iddia etti.  

Kapitalistlerin çıkarlarını korumakla mükellef olan bakan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

 “Üretim cephesinde büyük bir özveriyle çalışan emekçilerimiz ve sanayicilerimiz için fabrikalarda uyulması gereken temel kuralları da belirledik. Ateş ölçümünden vardiyaların ve servislerin ayarlanmasına, hijyen alanında yapılması gerekenlerden iş sürekliliğinin sağlanmasına varıncaya dek alınması gereken tedbirleri üretim tesisleriyle paylaştık. Üretim alanındaki tüm paydaşlarımızın bu kurallara harfiyen riayet etmesi, tehdide karşı önemli bir kalkan olacaktır. Küresel salgına karşı topyekün milli mücadele verdiğimiz bu dönemden inşallah güçlenerek çıkacağız.”

Üretim tesislerinde uyulması gereken 7 kural

Açıklamada, üretim alanlarında uyulması gereken 7 kural belirlediklerini dile getiren AKP’li bakan, kuralların 22 Mart’ta yayınlandığını söyledi. Oysa resmi açıklamaya salgın 11 Mart’ta saptandı. İstanbul’da hayatını kaybeden bir sağlık emekçisinin yakınları ise, ilk semptomların 7 Mart’ta görüldüğünü belirttiler. Buna göre kurallar, virüsün yayılmaya başlamasından 15 gün sonra yayınlanmış. Kapitalistlerin bu kurallara ne kadar uydukları ise, halen bir muammadır.

Bakanlığın belirlediği 7 maddeden oluşan uyarı listesinde, ateş ölçüm, takip kayıt, beyan, hijyen, 1,5 metre, iş sürekliliğini sağlama ve bilgilendirme ana başlıkları yer aldı. Bu kurallarda bile asıl olanın üretimin sürekliliği olduğu açıkça ifade ediliyor. İşçilerin çalışma sürelerinin kısaltılması, ortamlarının düzeltilmesi, sağlıklı beslenme imkânlarının sağlanması vb. konuları ise belirlenen kurallar arasında yer almıyor. İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili esas olan her şey patronların insafına bırakılıyor. Varank’ın açıklamasında işten çıkarmalar ve ücretsiz izinlere dair hiçbir önlem yer almıyor.

 Bakanlığın belirlediği 7 kuraldan 6. olan “iş sürekliliğini sağlama kuralı” hükümetin ve ilgili bakanlığın önlem olarak açıkladığı kuralların temel mantığını veriyor. İlgili kuralın alt metninde şunlar yer alıyor:

“Mal ve hizmet üretimi önem sırası belirlenerek, faaliyetler kritik ve kritik olmayan olarak gruplandırılmalı. Yedek tedarik yolları belirlenmeli. Vardiya sistemi veya çalışma saatlerinde yapılacak değişiklikler tespit edilmeli. Çalışanların psikososyal durumları takip edilmeli. İş yerinin faaliyetlerini sürdürmesini sağlayacak şekilde asgari çalışan sayısı belirlenmeli. Mevcut çalışanlar arasında bir virüs vakasının görülmesi durumunda kişinin temas ettiği herkes karantinaya alınarak Sağlık Bakanlığına bildirilmeli. Uygun durumdaki emekli ya da eski çalışanlar belirlenerek, iş yeri faaliyetlerinin aksaması durumunda işe geri çağrılmalı.”

Bakanlığın yaptığı açıklamalar ve yayınladığı kurallar “her şey sermaye için” anlayışının bir yansımasıdır. Onlar için işçiler üretimin sürekliliğini sağlayan araçlardan başka bir şey değildir. Açıklamada, salgından etkilenen işçiler çıkarsa eğer hemen onlar kapı dışarı edilerek yerlerine gelecek işçilerin önden belirlenmesi sermayedarlara hatırlatılıyor.

 İşçi sınıfı bu asalaklara karşı emeğini geleceğini, onurunu, sağlığını korumak için mücadele etmelidir. Sesiz, kalarak, söylenerek hiçbir sorunun çözülmeyeceği, işçiler için önlemler alınmayacağı açıktır. Şimdi harekete geçme, patronların ve onların hizmetindeki AKP-MHP koalisyonun dayatmalarına karşı mücadeleyi fabrikalarda büyütme zamanıdır.