Türkiye ekonomisinin krizi derinleşirken, kapitalistler krizin faturasını işçi sınıfının ve emekçilerin sırtına yüklüyor. İşçi ve emekçilere reva görülen yoksulluk artarken, kölece çalışma koşulları dayatılıyor, işsizlik ve sefalet yaygınlaşıyor.
Öte yandan, büyük sermayedarlar kriz dönemlerini fırsata çevirip servetlerini büyütmeye devam ediyorlar. Kapitalistler yatırım yaparken istihdam ve toplumun çalışma ihtiyacına göre değil daha fazla kâr getirecek alanları tercih ediyorlar.
Türkiye burjuvazisinin önde gelen gruplarından biri olan Koç Holding de krizi fırsata çeviren kapitalistlerin başında yer alıyor. Koç Holding kârlarını arttırmak için Hindistan’ı gözüne kestirmiş durumda. Ucuz emek sömürüsünün en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Hindistan’da Tata ve Arçelik ortaklığı ile beyaz eşya üretilecek fabrika açıldı. Tata’nın 100’den fazla ülkede 700 bin işçisi olduğu biliniyor.
Koç’un işçilere ödettiği fatura
Koç sermayesi işçilerin haklarını gasp ederek krizi fırsata çeviriyor. İşçilere sefalet dayatılan toplu iş sözleşmeleri bunun önemli göstergesidir. Koç grubunun en kârlı şirketlerinden biri olan, Türkiye’nin en büyük şirketi Tüpraş’ta 5 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi süreci, AKP iktidarının da desteğiyle Yüksek Hakem Kurulu’nda noktalanmıştı. İşçiler sefalet zammı ve esnek çalışmanın olduğu üç yıllık sözleşmeye mahkum edilmişti.
Metal işçilerinin sözleşme sürecinde Koç’un başını çektiği MESS işçilerin grev iradesini kırmak için lokavt kararı aldı. Türk Metal çetesi ile birlikte sefalet sözleşmesine imza attı.
Arçelik’te de 2019’un son günlerinde 300’den fazla işçi işten çıkarılmıştı.
İşçilerin kazanılmış haklarına, emeklerine göz diken Koç Holding krizi fırsata çevirerek zenginleşmeye devam ediyor. İşçi sınıfı harekete geçmediği sürece kapitalistler büyümeye ve krizin faturasını sefalet olarak işçilere ödetmeye devam edecek.