Bundan tam 7 yıl önce Greif fabrikasında bir direniş başladı. DİSK Tekstil sendikasında örgütlü olan Greif fabrikasında çalışma koşullarına karşı, baskı, taciz ve mobbinge, en önemlisi ise taşeronlaşmaya karşı bir mücadele başladı. Direniş boyunca 61 gün fabrikayı işgal eden işçiler hem emperyalist tekel Greif’a karşı hem sermayenin kolluk güçlerine karşı destansı bir direniş sergilediler. Temel talepleri taşeronlaşmanın kaldırılması ve insanca çalışma koşulları olan işçiler türlü baskılara ve polis saldırısına maruz kaldılar. Örgütlü oldukları DİSK Tekstil işçilerin yanında olmak, destek olmak, direnişi sahiplenmek yerine sürekli kara propagandalar ile köstek oldular. Hatta bu yetmemiş gibi işçileri kolluk güçlerine ihbar ettiler. Bu ihaneti sergileyen ise adında “devrimci” olan bir sendikaydı. Tüm bu baskılara, sendikal ihanete ve polis saldırısına karşı işçiler geri adım atmadılar, direnişlerini kararlılıkla sürdürdüler. Sonuç olarak Greif fabrikasında taşeronlaşmayı bitirdiler. Fabrikanın kapanma tehdidi ve tüm bu saldırılara rağmen işçi sınıfı adına tarihe geçecek kazanımlar elde ettiler.
Bugüne geldiğimizde ise Haramidere Sanayi Sitesi’nde SML Etiket fabrikasında bir direniş başladı. İki yıldan beri fabrikada bir örgütlenme çalışması yürütüyoruz. Faaliyetimizin ilk başlarında DİSK Tekstil sendikasında çalışmalar başladı. DEV TEKSTİL üyesi biz işçiler ise bu faaliyeti bölmek yerine bütünleştirmenin daha anlamlı olacağını düşünerek üyelikleri DİSK Tekstil üzerinden gerçekleştirdik. DİSK Tekstil yetki almasına ve kazanmasına rağmen çalışma koşullarında hiçbir değişiklik olmadı. Fabrika yönetimi öncü işçileri baskı ve mobbing uygulayarak işten çıkarıldılar. Yaşanan bu saldırıya karşı DİSK Tekstil hiçbir somut adım atmadı, atmadığı gibi işçileri suçlayıcı tavırlar sergiledi.
Bunun üzerine biz tekrardan fabrikayı örgütlemek amacıyla DEV TEKSTİL olarak çalışmalarımızı sürdürdük. Bu süreçte DİSK Tekstil açtığı yetki davasını kazanırken, işçi kıyımları hız kesmeden devam etti. En son olarak 28 Ocak’ta 22 arkadaşımız sendikalaştıkları için işten çıkarıldı. Atılan işçilerin örgütsüz olmasından kaynaklı haksız ve keyfi çıkışlara tepki gösterilmedi, DİSK Tekstil yine kendisine yakışır bir şekilde yönetimin bu saldırısına göz yumdu. Fabrika yönetimi işçileri bir nevi kandırarak işten çıkardı.
Sendikamız DEV TEKSTİL üyeleri ise keyfi çıkışları ve hukuksuzluğu kabul etmeyerek fabrikada direnişe başladı. Direnişimizin temel hedefi sendika düşmanlığına son verilmesi, keyfi işten çıkarılanların geri alınması ve taşeronlaşmanın kaldırılmasıdır. Geçtiğimiz aylarda yirmiye yakın taşeron işçi aldılar. Taşeron işçiler hiçbir haktan yararlanamıyorlar. Bizim en önemli taleplerimizden biri taşeronların kadroya alınması ve tüm haklardan yararlanmasıdır.
Greif Direnişi’ni SML direnişi ile karşılaştırdığımızda taşeron sorunu ve sendikal ihanet karşımıza çıkıyor. Greif fabrikasında taşeronlaşmaya karşı nasıl direniş başladıysa, SML direnişçisi olarak bizler de taşeronlaştırmaya karşı aynı şekilde mücadeleye devam ediyoruz. Dün Greif Direnişi’ni DİSK Tekstil işçileri nasıl yalnız bıraktıysa, SML fabrikasında yaşanan saldırılara karşı da hiçbir tepkisi olmadı.
Sonuç olarak bizler SML Direnişçileri ve sendikamız DEV TEKSTİL olarak, hukuksal sınırlara takılı kalmadan, fiili meşru mücadele yolunu seçtik ve direnişe başladık. Greif Direnişi’nde edindiğimiz deneyimler ışığında bütün taleplerimiz karşılanana kadar direnen tüm işçiler gibi mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.
Yaşasın sınıf dayanışması!
Yaşasın Greif Direnişimiz!
Yaşasın Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası!
SML Etiket Direnişçisi Seçil Arı