Kadıköy Belediyesi’nde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerinde Genel-İş Sendikası üyesi işçiler greve çıktı. DİSK Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube yöneticisi Ali Ekber Erarslan greve ilişkin gazetemiz Kızıl Bayrak’a bilgi verdi.
“Ülkede açlık ve yoksulluk sınırını biz belirlemiyoruz”
8 aydır toplu sözleşme görüşmeleri yaptıklarını ifade eden Erarslan şunları belirtti:
“Herkesin bildiği gibi Kadıköy’de bir sürecimiz var. 8 aydır süren toplu sözleşme görüşmeleri greve kadar gelmiştir. 81 tane madde var yaklaşık 11 tanesi duruyor, bunlardan 8’i parasal maddeler. Müzakereler devam ediyor ancak belediye fazla istediğimizi beyan ediyor.
Bu ülkede açlık ve yoksulluk sınırını biz belirlemiyoruz. Keşke işçi sınıfı belirlese ama devlet kurumları belirliyor. Buna göre açlık sınırı 2600, yoksulluk sınırı 8600 TL, bizim istediğimiz yoksulluk sınırının yarısı bile değil. Yoksulluk bizim kaderimiz değil. Biz işçiler yoksulsak, devlet de yoksul. Vergimi nasıl öderim, çoluğuma çocuğuma nasıl bakarım. Buradaki işçilerin kaderi yoksulluk değildir. Yılbaşı itibariyle daha yeni asgari ücret olan 1500’e yakın işçi var.
“Bu yaptıkları algı operasyonu”
Dün Belediye Başkanı talihsiz bir açıklama yaptı, 4900 TL gibi doğruyu yansıtmayan hesaplamalar yaptı. Biz yemek ve yol masrafını parasal ücretler olarak kabul etmiyoruz. Bizim geçen sene aldığımız seyyanen ücreti de bu ücretin içine katarak toplamda 3200 TL ediyor. Bize verdiği yemek ücretini ayrıca hesaplamasını anlamıyoruz. Bu yaptıkları algı operasyonu, herkese sorabilirsiniz kaç para aldıklarını. Artık Kadıköy Belediyesi işçileri kararını vermiştir, tüm sınıf dostlarımızı dayanışmaya bekliyoruz, asgari değil insan onuruna yaraşır bir ücret için mücadele ediyoruz.”
“Asgari değil insan onuruna yaraşır bir ücret için mücadele ediyoruz”
Greve giden süreci anlatan Erarslan belediyede yaşanan taşeron-kadro aldatmacasına değinerek şunları ifade etti:
“2 Nisan 2018 öncesi belediyenin taşeron şirketlerindeydik. Her birimiz ayrı ayrı taşerondaydık. 2018 KHK zulmü ile birlikte belediyenin kendi şirketlerine geçtik. Aslında kadro dedikleri şey tam tersi çıktı. Taşeronda asgari ücret farklarını alıyorduk, şirkete geçince onu da alamadık. Dolayısıyla tek bir avantajımız vardı, sendikaya üye olmak. Yalnız KHK’nın içinde çoğu yerde sözleşme yapılmadığı gerçeği vardı ama bizler göreve gelir gelmez şekillendi. Taslak komiteleri oluşturduk, alanlarda şantiyelerde oluşturduğumuz taslakla grev sürecine geldik. Grev sürecine gelindiğinde de grev komitesi oluşturduk. İlk başlarda farklı düşüncelerde olan arkadaşlarımız şu an omuz omuza mücadele ediyor. Ben işçi sınıfı adına bundan gurur duyuyorum.”
Kızıl Bayrak / İstanbul