İşçi Emekçi Birliği (İEB) 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli depreme ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Öldüren deprem değil kapitalizmdir! Dayanışmayı ve mücadeleyi büyütelim!” başlıklı açıklamada “Acil ve zorunlu ihtiyaçları karşılayan alanlar dışında tüm üretim durdurulmalıdır” çağrısında bulunuldu.
Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi:
“Gözle görülen gerçeklerin televizyonlardan verilmediği, herkesin düşündüklerinin 10’da birinin AFAD verisi olarak açıklandığı yeni bir deprem dalgası yaşadık.
Bu depremden etkilenen tüm insanlarımızın acısını paylaşıyoruz.
Şiddeti 7’in üzerinde arka arkaya iki deprem ve yüzlerce artçı ile birlikte memleketin üçte biri depremden etkilendi.
Rant-yağma ve savaş ekonomisi üzerine kurulu sermaye düzeninin insanı yok sayan tablosu bir kez daha açığa çıkmıştır. ‘Ama yol yaptılar'daki yolların durumu gözler önündedir, hastaneler yıkılmıştır, dolgu alanlarına yapılanlar başta olmak üzere tüm yapılar, havaalanları dahi ciddi hasar görmüştür. Antakya’ya AFAD’ın ilk adımı depremden 8 saat sonra olmuştur, hala varlığı-yokluğu belirsizdir. Bu tablonun uzatılması mümkündür.
Deprem 13 milyonun üzerinde insanımızın yaşadığı geniş bir alanı etkilemiştir. Ayrıca Suriye, Lübnan, Irak’ta da ciddi yıkımlara neden olmuştur.
Bölgeye yapılan yardımlar halihazırda zaten çok az iken, bir de bölgesel ayrımcılıklarla davranan sermaye düzeni halk düşmanlığını bir kere daha göstermiştir.
Yapılması gereken bir an önce yaşanan yıkımın yol açtığı can kaybını en aza indirecek, depremden etkilenen bölgelerin acil ihtiyaçlarını karşılayacak adımlar atmaktır.
Kamu ve özel sektörün tüm imkanları deprem bölgesindeki arama-kurtarma çalışmaları için harekete geçirilmelidir.
Şimdi:
Başta depremden etkilenen bölgeler ve çevre kentler olmak üzere acil ve zorunlu ihtiyaçları karşılayan alanlar dışında tüm üretim durdurulmalıdır.
Bölge ve çevre kentlerde depremin yarattığı fiziki ve psikolojik yıkım giderilene kadar tüm çalışanlar ücretli izinli sayılmalıdır. Maden, inşaat, itfaiye, sağlık alanlarındaki tüm emekçiler başta olmak üzere herkesin arama-kurtarma ve dayanışma çalışmalarına aktif katılımı sağlayacak koşullar sağlanmalıdır.
Kapitalizmin kâr hırsı kentlerin yıkımının baş sorumlusudur. Yaşanan yıkımı ve açığa çıkan krizi düzenin parçası olan siyasi iktidar aşamaz. Onlar milyonların karşı karşıya kaldığı yıkımı siyasi ranta çevirmenin hesabı içindeler.”