Gün gün yürüyüş: Kod Adı 29!

Sinbo direnişçileri "İnsanca Bir yaşam ve Çalışma Koşulları için" Ankara'ya yürüdü! TOMİS yayınladığı açıklama ile gün gün yürüyüşü anlattı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 20 Ağustos 2021
  • 10:44

Sinbo direnişçimiz Dilbent Türker ve TOMİS İstanbul temsilcimiz Onur Eyidoğan 31 Temmuz’da Sinbo fabrikasının önünden “İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için Ankara’ya (Çalışma Bakanlığı’na) yürüyoruz!” şiarıyla yürümeye başladılar.

*Madde 25/2 (Kod 29) Kaldırılsın!

*Tüm Çalışanlara İş ve Gelir Güvencesi Sağlansın!

*Dilbent Türker İşe İade Edilsin!

* Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın!

Bu talepleri ile başlayan ve 31 Temmuz- 13 Ağustos tarihleri arasında süren yürüyüşümüzün güzergâhı boyunca karşı karşıya kaldığımız keyfi yasak, baskı ve engellemelerle birlikte, tüm yaşananların kısa tablosunu aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.  Ayrıca ekte her gün gözaltı sırasında Ankara yürüyüşçülerimizin yaptıkları açıklamaların olduğu video görüntüleri ve fotoğrafları da sizlere gönderiyoruz.

31 Temmuz Cumartesi (1. gün) – Sinbo

Yürüyüş öncesi İstanbul Güvenlik şube, Sendikalar masası ve Avcılar Emniyeti İstanbul temsilcimizi arayarak yürüyüşümüze izin vermeyeceklerini beyan ettiler. Söz, eylem ve yürüyüş hakkının, sendikal faaliyetin engellenmesi anlamına gelen bu yasağın keyfi olduğunu ve yürüyüşümüzü gerçekleştireceğimizi duyurduk.

Ankara yürüyüşümüz Sinbo direnişinin 188. Gününde başladı.  Yürüyüş basın açıklaması ve ilerici, dost kurumlar Ankara yürüyüşçülerimizi uğurlamak için yaptıkları konuşmalarla başladı. Yürüyüş günü Avcılar kaymakamlığınca yürüyüşümüzün yasakladığını öğrendik.  Sendikalar masası polisi Sinbo fabrikası önünde yaptığımız görüşmede ‘Size yürümeye izin verirsek herkes yürür’ dedi. 2 Ankara yürüyüşçümüz Sinbo fabrikası önünden hareket ettiklerinde önleri çevik kuvvet tarafından kesildi. Ancak yürüyüşçülerimiz önümüz nerede kesilirse orada oturma eylemi yapacağız, diyerek oturma eylemine başlamak istediler. Ancak burada Ankara yürüyüşçülerimiz ve dayanışma için gelen sınıf dostlarımızdan 7 kişi gözaltına alındı. Gözaltılar Avcılar Emniyetinden serbest bırakıldılar.

1. Günün varış noktası olan Sefaköy Metrobüs durağında basın açıklaması yaptılar.

1 Ağustos (2. gün)- Sefaköy

Sabah Saat 8.00’de Ankara yürüyüşçülerimiz yürüyüş programlarına kaldıkları yerden devam ettiler. Burada da polis amirleri tarafından Küçükçekmece kaymakamlığının yasak kararı aldığı, yürüyüşümüze izin verilmeyeceği iletildi. Direnişçilerimiz ise bu yasakların keyfi ve hukuksuz olduğunu belirterek yürüyüşlerine devam ettiler. Sefaköy metrobüs durağından yürüyüşe geçen 2 direnişçimiz burada gözaltına alındı ve gün içerisinde Küçükçekmece Adliyesinden serbest bırakıldılar. 2. Gün yürüyüşleri engellenmeseydi varış noktası olan Kadıköy'de 18.00’da basın açıklaması yaptılar. Adli kontrol talebiyle mahkemeye çıkarıldılar. Bu nedenle açıklamaya yetişemediler.

2 Ağustos (3.Gün)- Kadıköy

Sabah 8.30 ‘da Kadıköy rıhtımdan yürümeye başlayan direnişçilerimiz burada da ilk günlerde ki gibi Kaymakamlığın yasaklama kararı olduğu gerekçesi ile karşılaştılar. 2 işçinin üzerinde TOMİS imzalı  ‘#YürüyüşKodAdı29 Madde25’e 2 (Kod29) kaldırılsın!’ şiarlı tişörtleri ile yürümesinin bu kez de Kadıköy kaymakamlığı tarafından yasaklandığı belirtildi.  Ankara yürüyüşçülerimiz ‘Avrupa yakasında ‘E-5 riskli diyordunuz, burada böyle bir riskte yok burada ne diyeceksiniz’ dediklerinde aldıkları yanıt ‘Tişörtlerinizi çıkarın’ oldu. Kadıköy -Kartal arası her gün binlerce yayanın geçtiği minibüs yolundan da yürünmesine engel oldular.

Ancak Ankara yürüyüşçülerimiz her yürüyüş başlangıç noktasına verilen talimatla Kaymakamlıklarca alınan yasak kararını tanımadıklarını ifade ederek meşru ve yasal haklarını kullanarak yürümeye başladılar. Ankara yürüyüşçülerimiz kendilerini uğurlamaya gelen Genç İşçi Derneği üyeleri ile birlikte gözaltına alındılar. Gün içerisinde savcılıktan serbest bırakıldılar. 3. Gün yürüyüş varış noktası olan Kartal Meydanda basın açıklamalarını yaptılar.

3 Ağustos (4. gün)- Kartal

Sabah 8.30’da Kartal Neyzen Tevfik Anıtı önünden Ankara’ya doğru harekete geçen direnişçilerimiz burada da engelleme ile karşılaştılar. Ve kendilerini uğurlamaya gelen BDSP ve Genç İşçi Derneğinden dostlarımızla birlikte gözaltına alındılar. Ankara yürüyüşçülerimiz adli kontrol talebi ile mahkemeye sevk edilip, mahkemede hâkimlik tarafından duruşma bile açılmadan yurt dışı çıkış yasağı verilerek serbest bırakıldılar.

Aynı gün 4. Gün varış noktası olan Tuzla İçmeler köprüsünde açıklamalarını yaptılar.

4 Ağustos (5. gün)- Tuzla

Ankara yürüyüşçülerimiz İçmeler Köprüsünden saat:8.30’da harekete geçtiler. Burada bir kez daha sendikal faaliyeti ve demokratik haklarını savundular. Yaka paça gözaltına alındılar. Sağlık kontrolünde Hipokrat yeminini çiğneyen Tuzla Devlet Hastanesinde Tolga Yamanlar isimli bir doktorun onayı ile polis işkencesine maruz kaldılar.  Ardından savcılıktan serbest bırakıldılar.

Aynı gün 5. gün varış noktası Gebze’ye gelerek basın açıklamalarını gerçekleştirdiler.

5 Ağustos (6. gün)- Gebze’de kurum ziyaretleri

Ankara yürüyüşçülerimiz Gebze’de fabrikalarda işçilere taleplerini anlatarak, birleşik mücadele çağrısı yaptılar. İlerici kurum ve partileri ziyaret ettiler. 

6 Ağustos (7. gün)- Gebze

Gebze’de trafo meydanında Ankara yürüyüşçülerimizin önü bir kez daha kesildi. Her gün yüzlerce işçinin geçtiği yollardan direnişçilerimizin yürümesine izin vermediler. Burada da direnişçilerimiz ve dayanışma için video çekimi yapan Gebze işçilerin birliği derneğinden bir sınıf dostumuz yaka paça gözaltına alındılar. Gebze’de gözaltına alınan direnişçilerimiz Gebze Adliyesinden haftalık imza şartı ile serbest bırakıldılar.  Ardından bir sonraki yürüyüş güzergahı olan İzmit’te basın açıklamalarını gerçekleştirdiler.

Polis Ankara yürüyüşçülerimize İstanbul'dan sonra ki yürüyüş güzergâhlarında ki il ve ilçelerde herhangi bir yasak kararı göstermedi.

7 Ağustos (8. gün)- İzmit’te kurum ziyaretleri 

İzmit’te Ankara yürüyüşümüzün 8. Gününde direnişin taleplerini daha çok işçi ve emekçi ile buluşturabilmek için kurum ziyaretleri gerçekleştirdiler.

8 Ağustos (9. gün)- İzmit

Sinbo direnişçileri İzmit İnsan Hakları Anıtı önünden yürüyüşe geçtiler. Bir kez daha önleri kesildi. Ankara yürüyüşçülerimiz burada da sendikal faaliyetin engellenemeyeceğini haykırdılar ve gözaltına alındılar. Ankara yürüyüşçülerimiz İzmit Adliyesinde mahkeme savcının adli kontrol talebini ret etmesi ardından serbest bırakıldılar. Adliye çıkışında 15-16 Haziran Direnişi öncülerinden İlyas Bayrak’ı (Kızıl İlyas) ziyaret ettiler.

Sonrasında Sakarya AKM önüne geçerek basın açıklaması yaptılar.

9 Ağustos (10. gün)- Sakarya

Sakarya AKM önünden 8.30’da Ankara’ya doğru harekete geçen direnişçilerimiz burada da Gebze ve İzmit’te olduğu gibi hiçbir yazılı karar tebliğ edilmeden yasak kararı olduğu bahanesiyle gözaltına alındılar. Sakarya’da hastaneden serbest bırakıldılar. Ancak polis bilinçli olarak güzergâhı Kocaeli yönüne çevirerek yolu uzattı. Fiili olarak direnişçilerimizi cezalandırmaya çalıştı.

“Ankara yürüyüşümüz iş cinayetlerine karşı bir mücadele çağrısıdır” diyerek serbest bırakıldıktan sonra Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında katledilen Selahattin Tepeçınar’ın ailesini ziyaret ettiler.

10.gün yürüyüş güzergahı olan Bolu’da İzzet Baysal Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler.

 10 Ağustos (11. gün)- Bolu

Bolu’da direnişçilerimizin İzzet Baysal Anıtı önünden başlatacakları yürüyüş bu kez hareket noktasına gelmelerine dahi izin verilmeden engellendi. Bolu’da polis savcılıktan yürüyüşçülerimizi takip kararı çıkarttı. Kaldıkları yerden takip edilerek önleri kesilen Ankara yürüyüşçülerimiz ve sendikamız basın muhabiri burada darp edilerek, işkence ile gözaltına alındı. İşkence gözaltı süresince devam etti. TOMİS İstanbul temsilcimiz Onur Eyidoğan’ın dudağına burada gördüğü işkence nedeniyle dikiş atıldı.

Bolu’da karşı karşıya kalınan hukuk ve insanlık dışı uygulama direnişçilerimizin Ankara’ya girişte araçlarının durdurulması ile devam etti. 3,5 saat boyunca Ankara yürüyüşçülerimiz kimlik, araç ruhsatı ve ehliyetleri alıkonmuş bir şekilde fiilen gözaltına alındılar. Polis burada ‘Burası başka yere benzemez’, ‘Ankara’ya girmenize izin vermeyeceğiz’. ‘Bakanlık sizinle görüşmeyecek’ gibi tehditlerde bulundu.

Sincan’da Ankara yürüyüşçülerimizi karşılamak için toplanan kitle ile direnişçilerimizin buluşmasına izin vermediler. Ancak emek ve demokrasi güçleri Sincan’da TOMİS imzalı ozalit açarak açıklamamızı gerçekleştirdiler. Dayanışmanın en anlamlı örneğini göstermiş oldular. Bu dayanışma ve kamuoyunun tepkisi ve direnişimizin gücüyle Ankara girişinde keyfi bir şekilde alıkonmaya son vermek zorunda kaldılar.

11 Ağustos (12. gün)-  Çalışma Bakanlığı ile görüşme / Ankara’da kurum ziyaretleri 

Çalışma Bakanlığı Daire Başkanı ile görüşme de TOMİS İstanbul temsilcisi Onur Eyidoğan şu sözleri kamuoyu ile paylaştı.

 “Bakanlıkta yaptığımız görüşmede açıkçası bizi oyaladılar. ‘Biz sizin yanınızdayız, biz işçiden yana tavır almaya çalışıyoruz, işçinin bakanıyız’ deniyor ama biz bunu gerçekte göremiyoruz. Daire Başkanı sanki sorunun bir muhatabı değilmişçesine, dışarıdan herhangi birisinin konuşması gibi bir konuşma yaptı. ‘Biz ama bunun çözülmesini istiyoruz’ dedik. ‘E o zaman mahkemeye başvuracaksınız’ diyor. Mahkeme başvurumuz zaten var. Biz üyemiz işten çıkarıldığında başvurumuzu yaptık, 8 ay sonraya duruşma verildi ve hâlâ duruşmamız görülmedi. Ocakta davamızı açtık eylülde duruşma görülecek ve bize diyor ki, ‘mahkemeye gidin.’ Biz daha ne kadar zaman kaybedebiliriz? Bunu da söylüyor işte ‘ülkemizde ne yazık ki iş mahkemeleri 2 yıl 3 yıl 4 yıl 5 yıl sürebiliyor aslında.’ Biz bu arada yola çıkarken de söyledik. Haklı bir talebi haykırıyoruz, kimseden dilenmiyoruz, rica minnet de etmiyoruz. Taleplerimiz haklı ve karşılığını almak istiyoruz.”

Çalışma Bakanlığı Daire Başkanı bu görüşmede"70'lerde en güçlü bakanlık bizim bakanlığımızdı, çünkü işçilerin sözü geçiyordu’’ demiştir. Pandemi döneminde 200 bin işçinin Kod-29 gerekçesiyle işten atıldığı bir süreçte Bakanlık aldığı bu tutumla işçilerin değil patronların bakanı olduğunu göstermiştir.

Aynı gün Ankara yürüyüşçülerimiz PSAKD, İHD, ATO, Direnişler Meclisi’ni ziyaret ettiler.

12 Ağustos (13. gün)-Ankara’da kurum ziyaretleri

Ankara yürüyüşçülerimiz seslerini daha çok duyurabilmek için CHP Emek Komisyonu’nu, HDP Genel Merkez’ini, TİP’i, Tuzluçayır’da Sinbo direniş marşını seslendiren Mamak İşçi Kültür Evi’ni ziyaret ettiler.

13 Ağustos (14. gün)- Sakarya Caddesi'nde basın açıklaması 

Ankara yürüyüşçülerimiz Sakarya caddesinde yapacakları basın açıklamasına polis, toplanmaya dahi izin vermeden saldırdı. Burada TOMİS İstanbul temsilcimizle yapılan görüşmede basın açıklamasına izin vermeyeceklerini söylediler. ‘Keyfi yasaklara karşı 14 gün boyunca nasıl bir tutum alındıysa bir kez daha benzeri bir tutum alarak basın açıklamasını yapacağımızı’ söyledik. Ankara polisi direnişçilerimiz, sendika genel başkanımız ve sınıf dostlarımızın bulunduğu binadan çıkarak Sakarya caddesine yürümesine izin vermedi. Boğazlarını sıkarak, saçlarından çekerek ve yerlere sürükleyerek işkence ile gözaltına aldı. Sakarya caddesini ve Kızılay’ı abluka altına alan polis basının ve hiçbir kimsenin görüntü almasına izin vermedi. Emek ve Demokrasi Güçleri gözaltı sonrası yaptıkları basın açıklamasın da TOMİS’in hazırladığı metni okuyarak dayanışma gösterdiler. Gözaltı sırasında yaşanılan insanlık dışı saldırıları tanıkların gözünden anlattılar. Gözaltılar gece yarısı serbest bırakıldı. 

Ankara yürüyüşçülerimize kendilerinin gözaltına alınmaları, önleyici gözaltılar olarak belirtildi.

Direnişçilerimiz 14 süresince karşı karşıya kaldıkları gözaltı saldırısında yasal ve evrensel bir insan hakkı olan susma haklarını kullandıkları için savcılığa çıkarıldılar.

 

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS)