Sermaye ve AKP iktidarının koronavirüs salgınının faturasını işçi ve emekçilere çıkaran uygulamalarına yeni örnekler ekleniyor. Sermaye sınıfı, iktidarının dümenindeki Erdoğan ve AKP’siyle işbirliği içerisinde bunun yollarını yaparken, tekil fabrikalarında ve işyerlerinde de işten atmalar, ücretsiz izinler, yıllık izin kullandırmalar, işçi sağlığı önlemlerinin yok sayılması gibi uygulamaları hayata geçiriyor.
Bunların bir örneği de Tekirdağ Çerkezköy’deki Gökçağ Tekstil’de yaşandı. Gökçağ Tekstil sermayedarı, koronavirüs salgınını fırsat bilerek fabrikada rahatsız olduğu işçiyi işten çıkardı. İşten atılan işçi bu duruma tepki göstererek Tekstil İşçileri Birliği’ne (TİB) yaşadıklarını yazdı.
İşçinin TİB’e gönderdiği mesajın tamamı şöyle:
17/03/2020 tarihinde Tekirdağ Çerkezköy’de Kurulu olan Gökçağ Tekstil’de sabah 08/16 vardiyasında gittim çalışma esnasında içerideki havadan dolayı boğazlarım kötü oldu ve birkaç kez öksürdüm ve işyerinde benim öksürmem bahane edilerek koronavirüs hastası olduğum iddia edilerek işyerinden ayrılmam istenmiştir.
Bunun üzerine fabrika hekiminden sevk kağıdı olarak saat 10.30 gibi Kapaklı Devlet Hastanesi’ne Acil Servis’ten giriş yaptım. Hastanede koronavirüs bulgularına rastlanmadığı bana ve işyeri hekimine söylendi fabrika yetkililerine beni hastaneden alın dememe rağmen hastaneye almaya gelen olmadı bende ticari taksiye binerek fabrikaya geldim fakat benim fabrikaya girmem sen hastasın 3 gün sonra gel diyerek engellendi bende izin kağıdı olmadan bir yere gitmeyeceğimi söyledim bu arada kolluk kuvvetlerini aramışlar ve kolluk kuvvetleri de benim haklı olduğumu görünce istemeye istemeye bana 5 gün ücretli izin verdiler.
Ben izindeyken fabrika çalışanları “bizler de ücretli izin isteriz” diyerek içeride söylenmeye başlamışlar. Bu söylentileri susturmak için benim fabrika düzenini bozduğum ileri sürülerek işten çıkarılmam konusunda anlaşmışlar. Malum işçi isen sesini çıkartmayacaksın ki düzen bozulmasın. 23 Mart’ta izin bitişi fabrikaya geldiğimde iş akdimin feshedildiği fabrikaya giremeyeceğim söylenerek bana evrak imzalatmaya çalıştılar.
Tüm dünya ve ülkemiz korona ile mücadele ederken işverenin bu tutumu tamamen yanlıştır. Bu saatten sonra tüm yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım ve tüm işçi kardeşlerime sesleniyorum:
Susma sustukça sıra sana gelecek!