Ege İşçi Birliği (EİB) sermayenin saldırılarına karşı işçilere yazılı açıklama yaparak seslendi.
Açıklamada düşük ücret dayatmalarına, baskı ve yasaklara karşı fiili grevlerin büyütülmesi çağrısı yapıldı. “Sermayenin örgütlü saldırısına karşı birleşik mücadeleyi büyütelim!” başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Bir yanı MESS, bir yanı ticaret odaları, bir yanı MÜSİAD, TÜSİAD Türkiye'de emekçiler dört bir yandan patron örgütleri tarafından sarılmış. Kölece yasalar, işten atmalar, haksızlık, hukuksuzluk, artan iş cinayetleri ile sermaye AKP iktidarıyla beraber son 20 yılda örgütlü saldırısını artırarak devam ediyor.
Bir yanda akıl almaz kâr oranları, akıl almaza bir örnek TÜPRAŞ 2021 yılına göre 2022 yılında %1135 kâr elde etmiş. Bir yanda ise akıl almaz biçimde son sürat artan yoksulluk ve sefalet sarmalı, düşünün sürekli halde 12 saat çalışıp ay sonu bir kirayı ödediğinizde maaşınızdan geriye kalan elektrik, doğalgaz, telefon masraflarını anca karşılıyor ve elde kalanla da işçilere insani biçimde yaşanacak hiçbir şey kalmıyor.
Memlekette birileri rakamsal oyunlar yapsın, yüzyılın sözleşmesi diye ortaya %135 zam aldık desin, görünen köy ortada, bu ülkede ortalama ücretler asgari ücret ve açlık sınırı çerçevesi etrafında dolanıyor.
Her yapılan zam yaklaşık 3 ay içinde dönüp dolaşıp açlık sınırının bir tık üstüne dayanıyor. Yoksulluk sınırını saymıyoruz bile, bu ülkede çalışan, üreten, ölen işçilere yoksulluk hakkı çok uzak bir yerde duruyor.
Toplam durumun özeti tabii ki sınıfsal. Sermaye, aşırı kâr etmek istiyorsa işçi sınıfını bölük pörçük hale getirmek zorunda, işçi sınıfını birleşik mücadeleden uzak tutmak zorunda. Artan sefalet, baskı, mobing ve ölümlere karşı işçiler içinde doğacak olan öfkeyi ancak işsizlik, düşük ücretler, baskı tehditleri ile sönümlenebilir.
Sermayenin örgütlü saldırısına karşı işçilerin birleşik mücadelesi bugün gerçek çıkış yoludur.
Her fabrikada yaşanan grev işçi sınıfının grevi, her grev yasağı işçi sınıfına dayatılan bir yasak olarak algılanmalı ve buna göre hareket edecek kanallar yaratılmalıdır.
2022 yılı bu şans birçok kez yaşandı ama değerlendiren bir anlayış ortaya çıkmadı, çıkansa toplam bir mücadeleye yansıyacak sesi gür çıkaramadı.
2022 yılında TÜPRAŞ işçileri işten atmalara karşı yalnız direndi, Gemi Söküm işçileri fiili bir grevin yükünü yalnız üstlendi, TPI işçileri 15 gün süren fiili grevini dayanışma olmadan tek başına yüklenmek zorunda kaldı, Bekaert işçileri grev yasağına karşı önemli bir adımı kendi süreci içinde yaşamış oldu, Antep'te birçok işçi düşük ücretlere karşı başını kaldırdı ama gerekli tepki örgütlenemedi.
Bu süreçler işçi sınıfını sermaye karşısında daha birleşik bir mücadeleye itecek kanalları yaratma ihtiyacını ortaya çıkaracak etkilere sahip. 2023 yılı aynı mücadele sahnesine gebe ek zam talepleri yükseliyor tekilde olsa birçok fabrikada yankılanıyor, Ekim ayında 140 bin metal işçisinin patronlar örgütü MESS'le olacak TİS sözleşmesi yaklaşıyor. Her öncü metal, petrokimya, tekstil, inşaat işçisine ciddi sorumluluk yükleyecek bir dönemden geçerken sınıf dayanışmasını yükseltelim. Her eylemi, her işgali, her grevi sınıfımıza taşıyan umut ve güç aşılayan bir tarza dönüştürelim.”