DİSK, ILO 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin onaylanması için yürüttüğü kampanyaya ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi.
DİSK Genel-İş Sendikası genel merkezinde yapılan açıklamada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu bugün ve yarın TBMM'de siyasi partiler ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nı ziyaret ederek ILO'nun 190 sayılı Sözleşmesi'nin onaylanması talebini yineleyeceklerini belirtti.
Toplumsal ve ekonomik sorunların, var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirerek kadınların evde, sokakta ve işyerlerinde daha çok fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalmasına ve hatta yaşam haklarının ellerinden alınmasına neden olduğunu belirten Çerkezoğlu şöyle devam etti:
“Kadınların yaklaşık üçte biri hayatlarında en az bir kez cinsel veya fiziksel şiddete uğrarken Türkiye'de sadece son üç yılda en az 900 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bilinmekte ve dile getirilmektedir. Yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddet ve tacizle karşı karşıya kalan kadınlar için işyerleri ve çalışma hayatının da güvenli olmadığı açıktır.”
“ILO 190 işyerinde tacize, şiddete karşı yol haritası”
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önlemek için sendikaların ve kadın hareketinin uzun yıllardır sürdürdüğü mücadelenin sonucunda ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin, 21 Haziran 2019'da Uluslararası Çalışma Konferansı'nda kabul edilmesinden iki yıl sonra, 25 Haziran 2021'de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çerkezoğlu şunları ifade etti:
“Fakat yine bildiğiniz gibi, dünyada 18 ülke tarafından onaylanan bu sözleşme, henüz Türkiye Hükümeti tarafından onaylanmadı. Sözleşme, çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önleme, koruma, prosedürlerinin oluşturulması, farkındalık çalışmalarının yapılması konularında kapsamlı önerileri olan bir standarttır. Ve bu sözleşme, şiddet ve taciz türlerinden arınmış bir çalışma hayatını temel insan hakları çerçevesinde ele almakta ve taraflara uygulama sorumluluğu yüklemektedir. Hem bu yönüyle hem şiddeti açık bir şekilde tanımlamasıyla, hem kayıtdışı çalışanları da içine alan geniş kapsamıyla ve hem de ev içi şiddeti de tanımasıyla şiddet ve tacizi ortadan kaldırmak için önemli bir yol haritası çizmektedir bu sözleşme. Bu nedenle DİSK olarak çalışma hayatında şiddet ve tacizin, ayrımcı uygulamaların ortadan kalkması ve ILO'nun 190 sayılı Sözleşmesi'nin Türkiye Hükümeti tarafından onaylanması için Kasım 2021'den itibaren kampanya yürütüyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz.”
Çerkezoğlu kadınlara yönelik ayrımcılık, şiddet ve tacizin ortadan kaldırılmasına ilişkin talepleri şöyle sıraladı:
“* İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulansın.
* 25 Haziran 2021'de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylansın, etkin biçimde uygulansın.
* Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilsin.
* İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılsın.
*Kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilsin.
* Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlansın.
* Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilsin.”
Asgari ücret çağrısı
Asgari ücretin son derece önemli olduğuna vurgu yapan Çerkezoğlu şöyle devam etti:
“Dünya’da hiçbir ülkede asgari ücret bu kadar konuşulmaz. Çünkü Türkiye’de açlık sınırının altına gerilemiş olan asgari ücret, ortalama ücret. Biz asgari ücretle ilgili bütün kayıpların ortadan kaldırılması, alım gücünün koruması, bir evde iki kişi çalışıyorsa toplam yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret girmesi sağlayacak asgari ücret belirlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Özellikle altını çizdiğim nokta asgari ücretin alım gücüdür. Sayının ne kadar arttığı önemli değildir. Ne kadar geçinilebildiği önemlidir. Açlık sınırının 7 bin 500 olduğu, yoksulluk sınırının 25 binleri aştığı bir ülkede asgari ücret önemli. Çalışma bakanına çağrımız bütün sorunların konuşulması, çözüm noktasında bir çerçevenin oluşması için sosyal bir diyalog mekanizması işletilmesi olacak. Üçlü Danışma Kurulumuz var. Ekonomik Sosyal Konsey var. Yılda iki kez toplanılması gerekiyor. 2009’dan beri hiç toplanmamış. Siyasi iktidar ve Çalışma Bakanına çağrımız milyonlarca işçi ve emekçi ilgilendiren sorunlara karşı müzakere edilmesi. ILO 190’dan asgari ücrete, EYT’den belediye şirket işçilerinin kadro talebine kadar bütün konular sosyal diyalog mekanizmasının kurulmasıyla, Üçlü Danışma Kurulunu hemen toplamasıyla müzakere edilerek adımlar atılması gerekiyor.”