Kriz, savaş, koronavirüs…
Birleşmeye mücadele etmeye!
Sendikamızın Genişletilmiş Merkezi Yürütme Kurulu 15 Mart’ta toplandı. İşçi ve emekçileri ilgilendiren sosyal, siyasal, ekonomik gündemler ve sendikamızın iç gündemleri GMYK toplantısında değerlendirildi, çeşitli kararlar alındı. Temel gündem koronavirüs salgını olmakla birlikte, artan savaş çığırtkanlığı, ağırlaşan ekonomik kriz, yaklaşan 1 Mayıs ve uluslararası tekstil sendikaları ile dayanışmanın güçlendirilmesi ihtiyacı üzerinde durularak, birçok konuda değerlendirme ve kararlar alındı.
Bu kapsamda yapılan değerlendirme ve alınan kararları kamuoyuyla paylaşıyoruz:
-Koronavirüs salgını, Çin’de başlamasının ardından tüm dünya ülkelerinde etkili olması ve ülkemizde de görülmeye başlamasıyla birlikte toplantının temel gündemi oldu. İnsan hayatını tehdit eden ve dünya genelinde binlerce ölüme neden olan koronavirüs salgınına karşı alınan “önlemlere” bakıldığında; zengin- fakir, ezen-ezilen, sömüren- sömürülenler arasında uçurum kadar fark olduğu ve fabrikalarda çalışan işçilerin devlet tarafından kaderine terk edildiği tespitinde bulunuldu. Patronlar, kalabalık bir şekilde üretimin içinde olan işçiler için göstermelik önlemler almak dışında bir şey yapmamaktadır. Sağlıksız koşullar nedeniyle virüse yakalanan bir işçinin aile fertleri de tehdit altındadır. Devlet yetkilileri tarafından her gün döne döne hijyen kurallarından, sağlıklı beslenmeden ve dengeli uykunun öneminden bahsediliyor. Ancak bu önlemler konuşulurken, emekçilerin yaşam ve çalışma koşulları görmezden geliniyor. İşçi ve emekçiler kölece çalışma koşulları nedeniyle zaten sağlıklı yaşam olanaklarından mahrum durumdalar. İktidar ve kapitalistler, işçiler için daha en baştan bu önlemleri alacak imkânlardan yoksun oldukları için değil, bunu ihtiyaç olarak görmedikleri için harekete geçmediler. Ekonomik krizde olduğu gibi sermayenin çıkarlarını düşünerek hareket eden AKP iktidarının, böylesi önemli bir konuda da işçi ve emekçilerin canını hiçe sayacağı aşikardır. İşte bu nedenle salgına karşı kalıcı önlemlerin alınması için, işçiler olarak harekete geçilmelidir. Zaman kaybetmeden fabrikalarda bir araya gelme zeminlerini oluşturmalı, sağlık ve yaşam güvencesini ön plana alan talepler etrafında birleşmelidirler. Bunun için işçi sağlığı kurulları oluşturmalı, bu yolla alınan önlemleri denetleyebilmelidir.
Bu konuda GMYK olarak, sendikamızın işçilerin adresi konumuna gelmesi için azami çaba içerisinde olacağız. Öte yandan “ücretli izin” başta olmak üzere, temel talepleri döne döne işleyecek çalışmaları hayata geçireceğiz.
-Ağırlaşan ekonomik kriz işçilere fatura edilmeye devam edilirken, patronlar şimdi de salgını fırsata çevirerek çalışma koşullarını daha çok ağırlaştıracak ve işten atma saldırısına vesile edecektir. Bu nedenle sendika olarak işçilere uyarılarda bulunarak bu tür saldırılara karşı mücadele etme çağrısı yapılacak.
-Emperyalist- kapitalist dünya düzeni sürdükçe savaş ve saldırganlık gündemden düşmeyecektir. Son olarak Türk burjuvazisi İdlib’de girdiği savaşta kendi sefil çıkarları için onlarca askerin ölümüne neden olmuştu. Dış politikada hezimet yaşayan AKP iktidarı, hem Avrupa Birliği’nden para koparmak hem de kendine yönelen olumsuz durumdan çıkmak amacıyla Avrupa’ya mültecilerin gitmesi için sınırları açtı. Böylelikle Türkiye’nin batı sınırında günlerdir insanlık dramı yaşandı ve yaşanmaya devam etmektedir. Bu güncel durumu değerlendiren sendikamız savaş ve saldırganlığa karşı “işçilerin birliği halkları kardeşliği” şiarlı faaliyetlerine ara vermeden devam edecektir.
-Toplantımızın bir diğer konusu da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün değerlendirilmesi idi. Dünya’da ve Türkiye’de gerçekleşen 8 Mart eylemleri bir kez daha gösterdi ki, kadına yönelik gerici saldırılar karşısında hareketi kitleselleşerek sürmektedir. Türkiye’de her yerde 8 Mart günü alanlara çıkılırken, İstanbul’da İstiklal Caddesi’nin yasaklanmasına karşın yasak dinlenmemiş ve eylem iradesi sonuna kadar sürdürülmüştür.
-DİSK Genel Kurulu’nu değerlendiren sendikamız, tekstil işçilerine ihanette sınır tanımayan Kazım Doğan gibi işçi düşmanlarının DİSK’in yönetimine gelmesi bir kez daha göstermiştir ki; bu gibi kişilerin işçi sınıfı örgütleri olan sendikalarda yer alması sınıfın örgütsüz olmasından kaynaklanmaktadır. Bu tür sendika bürokratlarının bertaraf edilmesi ise sınıfın taban örgütlenmelerinin güçlendirilmesine bağlıdır. Bu nedenle devrimci sınıf sendikacılığı anlayışının sınıfın öz örgütlülüklerinde hayat bulması için mücadeleye devam edeceğiz.
-Dünya Sendikalar Federasyonu ve diğer uluslararası örgütlenmeleri değerlendiren sendikamız, sendikalar arası dayanışmanın önemi üzerine durmuştur. DSF’nin 24 Nisan 2013 tarihinde Bangladeş’te tekstil işçilerinin ölümüne neden olan Rana Plaza katliamını tüm dünyada “uluslararası eylem günü” ilan etmesi üzerine sendikamız, 24 Nisan günü bu kapsamda çalışmalar yapacaktır.
-İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın ön günlerindeyiz. Kriz, savaş, doğal afet ve salgınlarla karşıladığımız 1 Mayıs’ı güçlü bir şekilde geçirmek için çeşitli planlamalar yapıldı. Yapılan planlamalar doğrultusunda “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” şiarının öne çıkartılması ve şimdiden sınıf içerisinde 1 Mayıs çalışmalarına başlanması kararlaştırıldı.
-Sendika GMYK’mız yapılan tartışmalar ve planlamalar ışığında sendikamızın yayınları (Bülten, web sitesi, sosyal medya) üzerine bazı kararlar aldı.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası