MESS dayatmalarına ve sendika bürokratları tarafından imzalanan satış sözleşmesine karşı direnen Çimsataş işçilerinden 2’si iş yeri temsilcisi olmak üzere 13 kişi 13 Ocak’ta işten çıkarılmıştı. 15 Ocak’ta iş yeri temsilcileri ve direnen Çimsataş işçileri arasında yapılan görüşmenin ardından direniş sonlandırılmıştı.
İşçiler evlerine gönderildikten sonra temsilciler ve fabrika yönetimi arasında yapılan görüşmede patron temsilcilerinin “iş barışının sağlanması” kaydıyla atılan işçilerin tazminatlarının ödeneceğini ama kesinlikle işe alınmayacakları belirtilmişti.
17 Ocak günü Mersin 5. Noterliği tarafından işçilerin evlerine gönderilen tebligatta direnişe katılan işçilerin iş sözleşmelerinin “Haklı sebeple ihbar ve kıdem tazminatı olmaksızın” feshedildiği ifade edildi. Aynı kararda 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşmeler Kanunu’nun 70. Maddesi de gerekçe olarak kullanıldı. Bu maddede “Kanun dışı grev yapılması hâlinde işveren, grevin yapılması kararına katılan, grevin yapılmasını teşvik eden, greve katılan veya katılmaya ya da devama teşvik eden işçilerin iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilir” deniliyor.
Tebliğ edilen kararda işten atma gerekçeleri olarak sunulan İş Kanunu'nun 25/2 Maddesi ve 6356 sayılı Kanun'un 70. Maddesi aynı zamanda işçinin fiili-meşru mücadele hakkına dönük bir saldırıdır. Kendi yasalarını ayaklar altına alarak işçi sınıfına kölelik dayatan sermaye düzeninin koyduğu bu saldırı yasa maddeleri, işçilerin her türlü hak arayışını kontrol altında tutma ihtiyacının da dolaysız bir ürünüdür. Zira bu yasalara dayanarak sınıfa dönük saldırılar bugün daha da pervasızca hayata geçiriliyor. Kaymakamlık, polis ve sendika bürokratlarıyla işbirliği içerisinde işçilerin haklı direnişini kıran Çimsataş kapitalistlerinin, işçilerin tazminatlarını da gasp etmesi, diğer işçilere gözdağı verme çabasıyla dizginsiz saldırıları sürdüreceğine işaret ediyor.