DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş üyesi Çimsataş işçileri, üç sendikanın ortak imzaladığı MESS grup sözleşmesini kabul etmediği için 12 Ocak’ta beri üretimi durdurdu. İşçilerin, iş bırakmasının ve eyleme geçmesinin tek nedeni basit bir ücret meselesi değil. İşçilerin anlattıkları nasıl çalıştıklarını ve nasıl yaşadıklarını vahim biçimde ortaya koyuyor. Fabrikada olmayan çayı dahi kendi imkanlarıyla demleyen işçiler, olmayan çay molası nedeniyle çayı dahi kaçak göçek içtiklerini dile getiriyor: “Çay molası yok, onun için çay içemiyoruz, su dahi içemiyoruz. İşçi sigara içmeye gidemiyor, tuvalete gitmesi dahi çok zor oluyor. İşyerinde kışın soğuktan donuyoruz, yazın sıcaktan yanıyoruz.”
"Rahat rahat tuvalete gitmek istiyoruz"
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrikada işçi, fabrikadaki çalışma koşulları ile ilgili şu çarpıcı açıklamalarda bulunuyor: “Yedek ekip olmadığından tuvalete dahi gidemiyoruz. Biz işçiler rahat rahat tuvalete gidip gelmek istiyoruz. İşçilerin bulundukları bölümlerde içtikleri çay bile yasak. Çay molası olmadığı için işçi kendi imkanları ile çay demliyor. Ama onu korka korka içiyor, boğazından rahat bir yudum çay geçmiyor. İşçilerin çay demlediği kettlei gördüklerinde alıp kırıyorlar. Mesela ben sigara içmiyorum ama sigara içenlerin hakkını da savunmak lazım. Fabrikada sigara içmek dahi yasak. İdareciler çıkıp her köşede sigara içiyor, ama işçiler içemiyor, adeta insanlarla dalga geçiyorlar.”
"Kışın soğuktan donuyoruz, yazın sıcaktan kavruluyoruz"
Fabrikadaki çalışma koşullarının kötü olduğunu ve işçilerin baskı altında çalıştığını belirten genç bir işçi, “Bizdeki kötü koşullar sendikasız fabrikalarda dahi yoktur. Mesela fabrikanın içi buz gibi. Geçtiğimiz haftalarda gece Mersin’de hava sıfıra düştü. Don oldu biz de fabrikada donuyorduk. Dövme ve imalat bölümünde çatı dahi akıtıyor. İşverenler ısıtıcı almıyor. İçeri sıcak olur, işçi uyuklar veya soba başında zaman kaybeder diye düşünüyorlar”
Söze giren başka bir işçi “Kışın soğuktan donuyoruz, yazın sıcaktan yanıyoruz. Neymiş maliyetmiş, burada her türlü yatırımı yapıyorlar ama insana yatırım yapmıyorlar.
Bu fabrika ihracat rekorlarını kimin sırtından kazanıyor işçinin. Peki bu işçilere insanca çalışma koşullarını niye çok görüyorlar” diye sordu.
"çalışırken sendikasız, aidat öderken sendikalıyız"
Başka bir işçi idarenin işçinin her hareketini dakika ile saniye ile saydığını belirtiyor. “Makine çalışırken bir dakika otursak bile gördüklerinde bize sürekli oturuyorsunuz, çalışmıyorsunuz diyorlar. Elinizi kafanıza kaldırıp kafanızı kaşımanız üç saniye sürüyor bunların hepsi hesaplanıyor diyorlar” ifadelerini kullandı.
Fabrikalarında Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğunu, MESS grup toplu iş sözleşmesine dahil olduğunu anımsatan işçi, “Biz burada maaş alırken, sendika aidatı öderken sendikalıyız. Ama fabrikada çalışırken sendikasız işyerinde gibiyiz. Başımızdaki işveren temsilcisi isterse bize hakaret bile ediyor. İşçi fabrikada itiliyorsa, kakılıyorsa, horlanıyorsa bu işyerinde sendika ne işe yarar. Biz sendikalıysak bu işyerinde niye kara düzen bir uygulama var. Bu olumsuz çalışma koşullarının değişmesini istiyoruz. İnsan onuruna yakışır bir çalışma ortamı istiyoruz. Bunları defalarca sendikacılara söyledik. Ama çözüm üretmek yerine işverenin bahanelerini bize anlatıyorlar” dedi
"Çocuğu olana 'sen mi doğurdun', cenazesi olana 'sonra gidersin'"
ÇİMSATAŞ’ta işin ağır ve yoğun olduğunu belirten işçiler, çalışma koşullarından dolayı meslek hastalığı yaşadıklarını da söyledi. “Buradaki işçilerin bir tanesi bile sağlıklı değil. Ya dizinden ya belinden rahatsız” diyen işçi, “Meslek hastalığından muzdarip herkes. Doktora gittiğimizde ÇİMSATAŞ’tan mı geldin diye soruyorlar” dedi.
Eşi doğum yapan arkadaşlarının babalık iznini kullanmak isteyince, “Niye sen mi doğum yaptın” diye tepki gösterildiğini söyleyen işçi, “Cenazesi olana işçi arkadaşa bile akşam gidersin diyorlar” dedi.
Çimsataş işçileri olarak sürdürdükleri mücadelede kararlı olduğunu söyleyen işçiler, “Biz kararlıyız ve taleplerimizi kabul ettirene kadar vazgeçmeyeceğiz. Mücadele fitilini Çimsataş işçileri ateşledi, harlamak diğer fabrikadaki işçilerin elinde” ifadelerini kullandı.
"Kimisi yakamızdan tutuyor, kimisi yüzümüze tükürüyor"
Mersin Akdeniz Kaymakamı Muhittin Pamuk, ÇİMSATAŞ’a ara bulucu olarak işçilerle görüşmeye geldiğinde, “İşçilere tam olarak ne istiyorsunuz talepleriniz nelerdir” diye sordu. İşçiler adına talepleri dile getiren Birleşik Metal-İş ÇİMSATAŞ İşyeri Baştemsilcisi Mehmet Kurt, “Bizim burada en büyük sorunumuz gayriinsani çalışma koşullarıdır. Ücret isteğimiz, çalışma koşullarının düzeltilmesinin arkasında geliyor” dedi. Bunun üzerine Kaymakam Pamuk’un “Nedir onlar somut olarak söyler misiniz” sorusuna Sendika Baştemsilcisi Mehmet Kurt, “Kimisi yakamızdan tutuyor, kimisi yüzümüze tükürüyor. Doğru mu arkadaşlar” diye işçilere seslendi. İşçiler, hep bir ağızdan ‘doğru’ diyerek baş temsilciyi onayladı. Kaymakam Pamuk’un, “Ama burası kurumsal bir yapı” diyerek işyerini savunması üzerine İşçi Temsilcisi Mehmet Kurt, “O kurumsal yapı sizlerle konuşurken var” diye cevap verdi.
Halil İmrek, Merve Karataş- Evrensel / 16.01.22