Çağrı merkezlerinde sendikal örgütlülük düşmanlığı!

Emekçilerin örgütlenme mücadelesi verdiği Çağrı-İş Sendikası, yayınladığı bir basın bildirisi ile, çağrı merkezi patronlarının emek düşmanı adımlarına, Dayıştay’ın da dahil olduğu yeni bir sürecin eklendiğini açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 03 Ekim 2024
  • 11:30

Çağrı merkezlerinde ve telekomünikasyon sektöründe emekçilerin bir süredir verdikleri sendikalaşma mücadelesi, patronların sendikayı tanımama ve sendikal örgütlülüğü boşa düşürme saldırılarıyla karşılanıyor.

Emekçilerin örgütlenme mücadelesi verdiği Çağrı-İş Sendikası, yayınladığı bir basın bildirisi ile, çağrı merkezi patronlarının emek düşmanı adımlarına, Dayıştay’ın da dahil olduğu yeni bir sürecin eklendiğini açıkladı.  İşkolunda faaliyet yürüten patronların örgütünün, işkolu değişikliği için Danıştay’a başvurduğunu ve bu başvuruyu Danıştay’ın onaylaması ile sistemden emekçilerin sendika üyeliklerinin silindiğini, yeni üyeliklerin yapılamadığını ifade ettiler. 

Çağrı-İş Sendikası basın bildirisinde 2022 yılında başlayan sendika kuruluş sürecini ve örgütlenme çalışmalarını aktararak şunlar söylendi. 

“Gönüllülük esasıyla başlayan bu çalışmalar, Türkiye’nin çağrı merkezi sektörünün dünya devleri tarafından adeta bir ucuz emek cenneti haline gelmesi ve sektörde başka hiçbir alanda kolay kolay rastlanmayacak ucuz işgücü, sonsuz mobbing, taciz... gibi sorunlar ile dolu olmasından da ileri geliyordu.”

Kısa bir sürede ülkede bulunan %1 sendikal yetki barajını aştıklarını ifade eden bildiri, Telus firmasındaki örgütlenme çalışmasının tablosunu ise şöyle özetliyor:

“Yine aynı sürede bir Kanada firması olan Telus International içinde de çalışanların 1000 kadarı ve %60’ına yakınını sendika çatısı altında topladı. Bu işyeri dışında onlarca başka isyerinde de çalışmalarını geliştirdi. Taşra şehirlerde faaliyet göstermeyi tercih eden küresel sermayenin büyük firmalarına karşı yine bu şehirlerde örgütlenme çalışmaları geliştirdi. Çağrı-İş’in Telus International firmasında yetkili sendika olmak için yaptığı yetki başvurusu T.C. Çalışma Bakanlığı tarafından onaylandı. Sendika istatistiklerinde Çağrı-İş’in ülke barajını da aştığı da yine T.C. Çalışma Bakanlığı tarafından onaylandı.”

Telus Firması’nın süreci uzatmak ve sendikal örgütlülüğü boşa düşürmek için yetki itirazında bulunduğu söylenen bildiri ikinci dava sürecinin ise patron örgütü Çağrı Merkezi Derneği tarafından geldiğini ifade ederek şunların altını çiziyor. 

“Paniğe kapıldıklarını biliyor, görüyorduk. Ancak bu paniğe Danıştay’ın hızlıca karar alarak, diğer muhataplarına sormadan destek olmasını da beklemiyorduk. Oysa daha 2021 yılında yine benzer bir başvuru ile çağrı merkezlerinin iş kolu İletişim olarak onaylanmıştı. Bu karardan bu kez de Çağrı-İş in giriştiği örgütlenme rüzgârı ve şimdiden sektör dinamiklerini çalışanlar lehine değiştirmesi vesilesi ile caydıkları görülüyor. Şirketler, çalışanlarını sendikal örgütlenmeden kaçırmak için daha ne kadar pervane olacaklar, ibretle izliyoruz. Şu anda 2800 üyemiz bu kararla adeta sendikadan bir hukuk kararı yoluyla silinmiş durumda. Ve yeni sendikalı olmaya çalışan arkadaşlarımızın e- devletten Çağrı-İş’e üye olmaları engellenmiş durumda.”

Mücadeleye devam edeceğini vurgulayan Çağrı-İş, basın bildirisinde emek kamuoyunu dayanışmaya çağırıyor.

“Mücadelemizi sürdüreceğimizden hem siz çağrı merkezi emekçilerinin hem Çağrı-İş yanında atan onlarca kalbin ve emek sarf eden omuzdaşlarımızın, emek mücadelesi kamuoyunun, ama en çok da Çağrı Merkezi patronlarının şüphesi olmasın. 

Bir kez daha söylüyoruz, çelik suyunu aldı, bu rüzgârdan kaçma olanağınız yok! 

Tüm emek mücadelesi kamuoyunun bu mücadelemizi desteklemesini de ayrıca sizler aracılığı ile rica ediyoruz.” 

Kızıl Bayrak / İzmir