İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, biz işçileri haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye çağırıyor.
On yıllar önce dünyanın farklı coğrafyalarında işçi kardeşlerimizin insanca çalışma ve yaşama koşulları için giriştiği mücadeleyi simgeleyen 1 Mayıs, sermayedarların karşısına haklı ve meşru taleplerimizle dikildiğimiz gün oldu. Bu nedenle 1 Mayıs, emeğimiz ve alınterimiz üzerinde tepinen asalak kapitalistlerin korkulu rüyasıdır.
Türkiye ağır bir ekonomik krizin içinden geçiyor. Krizi yaratanlar kâr rekorları kırarken, her geçen gün ağırlaşan fatura biz işçi ve emekçilere çıkartılıyor. Çalışan, yaratan, üreten biz, kazanan sermaye sınıfı ve onlar adına ülkeyi yönetenler oluyor. Bizlerin payına düşük ücretler, hak gaspları, ağır ve uzun çalışma koşulları, yoksulluk ve sefalet düşerken, bu tablo onlar için bizden çaldıklarıyla zevk ve sefa içinde bir yaşam, daha fazla para ve kâr anlamına geliyor.
Ülkenin tüm zenginliklerini yaratan biz işçi ve emekçiler, karnımızı doyurmakta bile zorlanırken, temel tüketim ihtiyaçlarımıza her gün gelen zamlarla belimiz biraz daha bükülüyor. Bizlere sömürü, baskı, yoksulluk ve sefalet dışında hiçbir şey vermeyen bu düzenin efendileri, yalan ve çarpıtmalara kanmamızı, açlığımızı ve yoksulluğumuzu yok saymamızı bekliyorlar.
Bıçak kemikte!
Bu tablo artık hiçbirimiz için kaldırılabilecek durumda değil. Bir avuç asalağın elinde biriken devasa zenginlikler bir tarafta, milyonlarca işçi ve emekçinin derinden hissettiği yoksulluk ve yoksunluk diğer tarafta. Bu kabul edilemez! 2022 yılının başından itibaren başlayan işçi eylemleri de bunu gösteriyor. Başta tekstil ve çorap işçileri olmak üzere, onlarca fabrikada işçi kardeşlerimiz, insanca bir ücret talebiyle mücadeleye giriştiler. Birlik oldular, haklı ve meşru taleplerini istediler. Birçoğu kazandı da... İşçiler yan yana gelirse, fabrikalarda örgütlenir, komitelerini kurar ve patronların karşısına tek yumruk olarak çıkarsa aşamayacağı engel yoktur. Bizlere bunu bir kez daha gösterdiler. Krizin faturasının sırtımıza yıkıldığı böylesi bir süreçte, hepimize izlenmesi gereken yolu işaret ettiler.
Biz istemedikçe, mücadeleye girişmedikçe kimse bize haklarımızı vermeyecek. 1 Mayıs’a sayılı günler kala, fabrika fabrika örgütlenme, birliğimizi sağlama görevi önümüzde duruyor.
Haklarımız ve geleceğimiz için kenetlenelim, 1 Mayıs alanlarında yerimizi alalım!
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası