Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan üyelerinin sürgün edilmelerinin ardından açığa alınmalarını protesto etti.
SES İzmir Şubesi’nde yapılan basın toplantısında açıklamayı Şube Başkanı Erkan Batmaz okudu. Bir yıllık salgın sürecinde sağlık çalışanlarının özverili mücadelesine değinen Batmaz yaşamını yitiren meslektaşlarını anarak söze başladı ve DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki saldırıyı şöyle anlattı:
“Toplum sağlığı ve sağlık emekçilerinin sağlığını tehdit eden tüm unsurlara karşı örgütlü duruşumuz ile ayakta kaldığımız, aşağı bakmadığımız bir süreçte, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, işyeri sendika temsilcimiz Günseli UĞUR ve sendika üyemiz Arzu SERT’i açığa alarak, yine akıl almaz ve hukuk dışı bir karara imza atmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün bu yaptığı ilk değil, daha önce de benzer hukuksuz, dayanaksız, akıl dışı baskı ve sürgünler ile sendikal faaliyeti durdurmaya yönelik yaptırımları olmuştu. Geçen yılın haziran ayından itibaren Dokuz Eylül Hastanesi işyeri temsilciliği olarak sendikal faaliyetler kapsamında, sağlık emekçilerinin hak arama mücadelesi süreçlerinde diğer sendika, dernek ve sağlık meslek odalarının da ortak katılımı ile etkinliklerimiz önce hastane yönetimi tarafından daha sonra da pandemi koşulları gerekçesiyle eylem yasakları getirilmesi ile Hıfzısıhha kurumu aracılığıyla engellenmiştir. Pandemi döneminde yaşanan; çalışan sağlığına ilişkin sorunlar, ek ödeme adaletsizliği vb. neticesinde; ek ödeme değil yoksulluk sınırının üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret, 3600 ek gösterge, yıpranma payı, güvenceli istihdam, 7/24 ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir Kreş hakkı gibi temel taleplerimizle gerçekleştirdiğimiz basın açıklamalarında çeşitli boyutlarda soruşturma ve disiplin cezaları ile karşılaştık. Aynı sendikal faaliyetlerimiz nedeni ile birçok meslek grubundan pek çok kişiye kınama, yevmiye kesme gibi cezalar verildi. Bu cezalara itiraz edildiğinde, itiraz reddedilerek kınama cezası onaylandı. Söz konusu cezalara ilişkin hukuki mücadelemiz devam etmektedir.”
“Ağustos ayında işyeri sendika temsilcimiz olmasına rağmen Günseli hemşire hastanenin dışında, Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağlı bir ASM’de görevlendirme adı altında sürgün edildi” denilen açıklamada, bu sürgünün hukuksuzluğunun mahkeme kararıyla da tescillendiği ve sürgünün iptal edildiği hatırlatıldı. “Pandemi ile mücadele sürecinde yitirdiğimiz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini anmak suç değildir! Her yerde sayı ile belirtilen 385 bir rakamdan ibaret değildir” vurgusu yapılarak sendikal faaliyetlere ve demokratik mücadeleye dönük hukuksuz saldırılara son verilmesi istendi.
KESK’e dönük saldırılara da değinilen açıklamada, AKP iktidarının toplumun tüm muhalif kesimlerini hedef aldığı belirtildi. Dokuz Eylül Rektörü Nükhet Hotar ile korku iklimi yaratılmak istendiği ifade edildi.
Açıklama, sağlık emekçilerinin taleplerine kulak verilmesi çağrısıyla, şu vurguyla son buldu:
“Buradan uyarıyoruz derhal bu hatadan dönülmelidir. Pandemi ile mücadelenin en önündeki sağlık emekçilerine kulak verin. Salgın ile mücadelede özveri ile insanüstü bir çaba gösteren ve artık tükenmişlik yaşayan sağlık emekçilerinin motivasyonunu olumsuz etkileyen tüm uygulamalardan vazgeçip taleplerini karşılayın. Sendikal faaliyetlerinden dolayı sağlık emekçilerini cezalandırmak kabul edilebilir değil. Bu kararlar sağlık emekçilerinin iş barışını ve huzurunu bozarak salgın ile mücadeleyi sekteye uğratmaktadır Bir an önce bu hukuksuz işlemden vazgeçilerek, soruşturma ve açığa alma kararından vazgeçilmelidir.
“Bilinmelidir ki benzer tutum devam ettiği sürece bizler arkadaşlarımız işlerine geri dönene kadar yan yana durmaya, haklı ve meşru mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”
Kızıl Bayrak / İzmir