“Biz haklıyız, biz kazanacağız!”

İzmir’de KESK’e bağlı BTS ve SES üyesi kamu emekçileri, haklarına sahip çıktıkları için maruz kaldıkları baskılara, sürgün ve açığa alma saldırılarına karşı eylem yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Nisan 2021
  • 22:43

KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) sürgünlere ve açığa almalara karşı İzmir Alsancak’ta basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı.

Gar önünde saat 18.00’de başlayan eylemde Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde koronavirüsten yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını andıkları için açığa alınan ve sürgün edilen sağlık çalışanları söz aldı. İktidarın politikaları eleştirilerek “Baskılarla bizleri susturamayacaklar, sendikalaşma ve örgütlenme mücadelemizi engelleyemeyecekleri gibi hayatını kaybeden arkadaşlarımızı anmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.

Ardından HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni konuştu. Çepni de AKP-MHP iktidarının koronavirüs önlemleri adı altında yürüttüğü baskı politikalarına değinerek “Saray faşist rejimi işçi emekçilere düşman, kadına düşman, gençlere düşman kısaca kendinden olmayan her kesime düşman” ifadelerini kullandı. Çepni, Kod-29, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği ile işçilerin açlığa ve güvencesizliğe itildiğine işaret ederek; baskıcı, faşist saray rejimine karşı mücadele çağrısı yaparak konuşmasını bitirdi.

Sonrasında basın açıklamasına geçildi. BTS ve SES adına SES İzmir Şubesi Başkanı Erkan Batmaz açıklamayı okudu. “Üye ve yöneticilerimize yönelik her türlü baskı, soruşturma ve sürgünlerin durdurulması için, tüm gücümüzle örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir” diye başlayan açıklamada, BTS üyelerinin sürgünlerine değinildi. Haklarında hiçbir soruşturma yokken sadece niyet okunarak yapılan sürgünlerin yasalara ve hukuka aykırı olduğu, bu kapsamda yapılan itirazların sonuç vermeye başladığı ve bunun da 14 haftadır ısrarla sokakta mücadele yürütülmesi sonucu olduğu ifade edildi. Tüm sürgün edilenler görev yerlerine dönene kadar mücadeleye devam edecekleri söylenen açıklamaya, TCDD’nin özelleştirilmek istenmesine değinilerek şöyle devam edildi:

Özelleştirilme ile birlikte TCDD’nin Yolcu ve Yük Taşımasında lider konuma gelmesi, yüksek cirolu, karlı ve rekabet üstünlüğü olan bir Holdinge dönüşmesinin hedeflendiği belirtilmektedir. Yani TCDD Holdinginin serbestleştirme kanunu sonrası oluşan şirketlere karşı rekabet üstünlüğü olacağı, yüksek ciro ve kârlı bir işletmecilik yapılacağı söylemi/iddiası 6461 sayılı serbestleşme kanunu gerekçesi ile çelişmektedir. Ayrıca Demiryollarında bir tekel haline gelecek olan TCDD Holding serbest piyasa koşulları ve kâr güdüsü ile yolcu ve yük taşıma ücretlerini fahiş olarak belirleyecek, kârlı olmayan hatları kapatarak halkın ulaşım hakkını engelleyecektir. Bu nedenle kamusal, nitelikli ve emniyetli demiryolu ulaşım imkânı yok edilecektir.”

Açıklamada, sağlık emekçilerinin sürgün edilmeleri ve açığa alınmalarına dair şu ifadeler kullanıldı:

Pandemi döneminde en çok hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin özverili çalışmasını alkışlarla geçiştirme yoluna gittiler. Covid-19 meslek hastalığı olsun denildi ama cevap olarak ‘sağlık çalışanları Covid-19’a evde yakalandılar’ diyerek ne kadar ciddiyetsiz olduklarını bir kez daha gösterdiler.”

Yaşamını yitiren sağlık çalışanları için 5 Mart’da bir dakikalık saygı duruşunda bulunduktan sonra görevden uzaklaştırılan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanlarından Günseli Uğur ve Arsu Sert hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” ve “kalkışmaya teşebbüs etmek” suçlarından soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, soruşturmayı başlatan rektörün 4 dönem AKP vekili olduğu hatırlatıldı ve “Bu ülkenin vatandaşları için canını feda eden sağlık emekçileri için bir dakikalık saygı duruşundan dahi kalkışma suçu çıkarmak tam bir paranoyadır” denildi.

“Gerçeklerin peşine mi düşeceksiniz yoksa ölen arkadaşlarımızın adını telaffuz etmek bile kalkışma mı sayılacak ? Biz örgüt olarak sizi teşhir etmeye devam edeceğiz. ‘Kral çıplak’ diyeceğiz. Yönetemiyorsunuz, ölüyoruz! Hem sağlık emekçilerine hem halk sağlığına sahip çıkmaya devam edeceğiz” vurgusuyla son bulan açıklamanın ardından eylem sloganlarla bitirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir