Sefalet ücreti düzeyinde olan asgari ücreti belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu üçüncü toplantısını gerçekleştirdi.
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, toplantıdan önce yaptığı konuşmada süreci “hızlı bitirmek istiyoruz" dedi. Türk-İş, Bakanlık ve TİSK arasında kuvvetli bir iş birliği ve uyum olduğunu söyleyen Akkol, "Bazen mutabık kalamadığımız konular var ama üçlü sac ayağının tarafları olarak ülkemizin geleceği için doğru kararları vermeye çalışıyoruz" dedi.
TİSK’te düzenlenen toplantı sonrasında yapılan açıklamada, TİSK Başkanı Akkol tarafından “herhangi bir rakam önerisi olmadığı” iddia edildi. Bununla birlikte Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Nurcan Önder, TİSK'in asgari ücretin 3100 TL olmasını istediğini, işçileri sözde temsil eden Türk-İş'in ise "en az" 3900 TL talebinde bulunduğunu ifade etti.
“Çalışanımız enflasyona karşı korunacak” iddiası
Türk-İş Sendikası adına Nazmi Irgat toplantı sonrasında yaptığı açıklamada TÜİK’in verilerinin geçerli olmadığını ifade etti ve “çalışanların gülümseyeceği bir ücret belirleyemedik” iddiasında bulundu.
“Çalışanımız enflasyona karşı korunacak” iddialarını tekrarlayan TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç net bir rakam telaffuz etmekten çekindi. Akansel Koç asgari ücret için TÜİK’in baz aldığı rakamların geçerli olduğu vurgusu yaptı.
“Bugün için net bir tarih henüz belirleyemedik”
Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Nurcan Önder, toplantı sonrası yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
"Yaptığımız hesapta Hacettepe tarafından verilen parametrelere göre rakamları karşılaştırdık. Bu rakamlara göre, 2 bin 979 lira ile 3 bin 567 lira arasında eski formüle göre değişiyor. TİSK bu rakamı 3 bin 100 lira olarak daha uygun buluyor. 3 bin 567 liraya Türk-İş diyor ki ben daha farklı besin kaynaklarını tercih ederim diyerek bu rakam da 3 bin 900’ün altına düşmez diyor. Bugün için net bir tarih henüz belirleyemedik.”
***
Öne sürülen vaatlerden sonra TİSK, Bakanlık ve Türk-İş'in oluşturduğu "şer üçlüsü" tarafından yapılan açıklamalar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na kalırsa, milyonlarca işçi ve emekçinin sefalet ücretine mahkum kalacağını açıkça ortaya koydu. Toplantı, bu koşullarda tek çıkış yolunun, işçi sınıfının ve emekçilerin kendi kaderlerini ellerine alıp fiili-meşru mücadeleye atılmaktan geçtiğini de bir kez daha gözler önüne serdi.