“Kıpkızıl komünist” Suat Derviş (1903-1972)

Politik yaşamdan kopmayan Suat Derviş ‘70’li yılların devrimci hareketine de destek sunar. 1971’de evi basılır, birçok devrimciyi evinde sakladığı gerekçesiyle gözaltına alınır. Ülkesinde gereken önemi pek göremeyen Suat Derviş’in, en tanınmış eseri olan Fosforlu Cevriye’nin yazarı olduğu dahi bilinmemektedir. Filmin senaryosunu tamamladığı halde film afişinde adına yer verilmemiştir.

  • Haber
  • |
  • Kültür-sanat
  • |
  • 24 Temmuz 2019
  • 09:26

Gerçek ismi Hatice Saadet Baraner’dir. Hayatının çeşitli dönemlerinde ilerici değerlerin savunusunu yapmış, politik yaşama aktif katılmıştır. Toplumcu-gerçekçi edebiyat anlayışıyla eserler veren Suat Derviş, her daim kadın hakları ve özgürlükleri ile ilgili konuları gerek gazete yazılarında gerekse romanlarında dile getirmiştir.

Nazım Hikmet’in çocukluk arkadaşı olan Suat Derviş yazın hayatına Nazım Hikmet’le beraber Alemdar Gazetesi’nde başlar. Başarılı bir gazeteci olarak “Yurtdışına giden ilk kadın gazeteci” unvanına sahip olsa da devlet nezdinde o sakıncalı bir isimdir. 1937’de çalıştığı Tan gazetesinde, Sovyetler Birliği’ne yaptığı bir geziyle ilgili yayımladığı röportaj dizisi sayesinde “Kıpkızıl komünist” olarak damgalanmış ve gazeteden ayrılmak zorunda kalmıştır.

Suat Derviş, 1944’te “Niçin Sovyetler Birliğinin Dostuyum?” adlı incelemesini yayımlar, ancak kitap, hükümet tarafından yasaklanıp hemen toplatılır. Bu tarihten sonra gazeteci kimliği ile hiçbir yerde iş bulamaz. Takma adla yazılar yazmaya başlar. Aynı yıl TKP soruşturmaları ve tutuklamaları çerçevesinde eşi Reşat Fuat Baraner ile birlikte tutuklanır. Sorgu sırasında çocuğunu düşüren yazar, Reşat Fuat Baraner’i sakladığı ve yasadışı Türkiye Komünist Partisi’ne katıldığı gerekçesiyle yargılanır ve 8 ay tutuklu kalır.

1953-1963 yılları arasında yurtdışında kalır. Avrupa’da da çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlanır. “Zeynep İçin” romanını “Ankara Mahpusu” adıyla yeniden yazar. 1957’de “Le Prisonnier d’Ankara” adıyla yayımlanan eser, on sekiz dile çevrilir. Döndüğünde ise yine mücadelenin bir parçası olur ve 1970’te Türkiye Devrimci Kadınlar Derneği’nin kuruluşunda yer alır.

Politik yaşamdan kopmayan Suat Derviş ‘70’li yılların devrimci hareketine de destek sunar. 1971’de evi basılır, birçok devrimciyi evinde sakladığı gerekçesiyle gözaltına alınır. Ülkesinde gereken önemi pek göremeyen Suat Derviş’in, en tanınmış eseri olan Fosforlu Cevriye’nin yazarı olduğu dahi bilinmemektedir. Filmin senaryosunu tamamladığı halde film afişinde adına yer verilmemiştir.

Suat Derviş ardında pek çok yazı, anlatı, 30 kitap ve mücadele dolu bir yaşam bırakarak, 23 Temmuz 1972’de yaşama veda etmiştir.

H. Eylül