Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım’da Taksim Tünel’de eylem için çağrı yapıldı. Bizler de taleplerimizi haykırmak için eyleme gitmek üzere yollara koyulduk. Kadınların gücünden ne kadar korktuğunu bildiğimiz sermaye iktidarı ve onun kolluk güçleri öğlen saatlerinden itibaren Taksim’deki tüm dükkanları boşaltmış, sokakları kapatmış ve Karaköy’e kadar uzanan bir alanı tümden abluka altına almışlardı.

Haliç Köprüsü’ne çağrı yapılmasıyla birlikte yönümüzü Haliç Köprüsü çevirerek 50 metre kadar dağınık bir şekilde yürüdük. Yürürken ilerde arkadaşlarımızın polis tarafından ablukaya alındığını gördük ve bizleri de bu ablukaya dahil ettiler. Sokaklarda öldürülen kadınlara, fabrikalarda “iş kazaları”nda yitirdiğimiz işçilere, tacize, tecavüze uğrayan yüzlerce kadına sessiz kalan ve failleri serbest bırakanlar, 25 Kasım’da bizleri işkence ve zorbalıkla bizleri gözaltına aldılar. Gözaltı esnasında gerçekleşen saldırı sonucu Sinbo direnişçisi ve TOMİS MYK üyesi Dilbent Türker’in bacağı iki yerden kırıldı.

14 kişiydik ve hepimizi yerlerde sürükleyerek ters kelepçe işkencesiyle gözaltına aldılar. Arkadaşımızın ayağını kırdıklarının bilincinde olmalarına rağmen ters kelepçe ile iki saatten fazla tıbbi müdahale yapılmasını engellediler. 6 saat boyunca işkence ve ters kelepçe şiddeti devam ederken biz kadınlardan ne kadar korktuklarına bir kez daha şahit olduk. Bir araya gelmemizden çok korkuyorlar.

İşçi-emekçi kadınların mücadelesi onları çok korkutuyor. Korkularında son derece haklılar. Bugün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de meydanları onlara terk etmeyen, direnişleri sürdürenler biz işçi ve emekçi kadınlarız. Bizim yaktığımız direniş ateşi elbet sınıfın diğer kesimlerini de tetikleyip toplumsal harekete dönüşebilir ve onlar bunu biliyorlar. İşte korktukları budur! Zorbalıklarının ve işkencelerinin gerisinde bu korku yatmaktadır! Ağacı yaşken kesmek istiyorlar. Geç kaldılar. Bizler çoktan Mirabel Kardeşlerin bayrağını aldık, mücadelemizle daha da ileriye taşıyoruz. Haklarımızdan, geleceğimizden ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmiyoruz/vazgeçmeyeceğiz!

Küçükçekmece’den bir İEKK’li