25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Ankara İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları etkinlik düzenledi. Etkinlik 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün tarihçesi ve son dönemde kadınların içerisinden geçtiği eylemli süreç özetlenerek başladı.
15.00’da düzenlenen etkinlik İEKK’nin hazırladığı sinevizyon gösterimi ile devam etti. Sinevizyonun ardından SML Etiket işçisinin gönderdiği görüntülü mesaj paylaşıldı. SML direnişçisi işten atılma, fabrika önünde yaşanan direniş, saldırılar ve direnişin kazanımlarına değindi.
“İran işçi sınıfı baskıya karşı mücadelesini sürdürüyor”
Sonrasında İranlı bir sosyolog İran’da son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine bir sunum gerçekleştirdi. İranlı kadınların direnişinin selamlandığı sunumda şunlar ifade edildi:
“İran’daki kadınların mücadelesi sadece örtünmeye karşı değil, kadının genel olarak toplumda ve çalışma yaşamının dışına atılmasına karşı verilen bir mücadeledir.”
Sosyolog sunumun devamında şunları ifade etti:
“Bu isyanın aslında sınıfsal bir yönü de var. Genelde halk hareketlerinde toplumun her kesiminden katılımlar olurken İran’daki son süreçteki harekette grevler çok ön plana çıkmakta. Özellikle petro kimya, şeker kamışı fabrikası işçileri grevler düzenliyorlar. Öğrenci hareketi de kendisini işçi hareketine destek sunuyor…
…İran işçi sınıfı baskıya karşı mücadelesini sürdürüyor. Yurtdışındaki dayanışma sürecinin bir kısmı emperyalizmle işbirliği içerisinde oluyor. Buna karşı dayanışmanın enternasyonal bir çerçevede ele alınması gerekiyor”
İEKK: Köklü çözüm için kadınlar emeğin kurtuluşu mücadelesine katılmadılır
İranlı sosyoloğun sunumunun ardından İEKK adına bir sunum gerçekleştirildi. Sunumda dünya çapında yaşanan ekonomik krize değinilerek dünya çapında kadınlara dönük saldırılara değinildi. Bunların içerisinde bir örnek olarak Polonyalı kadınların kürtaj hakkının gasp edilmesi Macaristan’da, Afganistan’da ve İran’da kadınlara dönük saldırılar ve direnişler aktarıldı. Türkiye’de kadın hareketine dair yapılan anlatımda ise İstanbul Sözleşmesi’nin gaspedilmesi ve “aileyi koruma kanunu”na değinildi.
Sunumun devamında çalışma yaşamında kadınların yaşadığı sorunlar anlatıldı ve şunlar denildi:
“Kadınlar istihdamda erkeklerin çok gerisine düşmüş durumda. Esnek çalışma da en fazla kadın işçilere dayatılan bir saldırı. Fakat bu saldırılara karşı kadın işçiler direnişlerin en önünde yer alıyor”
Kadın sorununun çözümüne dair kapitalizmin ortadan kalkması köklü bir çözüm olduğu belirtilen sunumda kadınların sorunları karşısında gündelik mücadeleinin önemli bir yerde durduğu vurgulandı. Ve son olarak şunlar ifade edildi:
“Bu saldırılara karşı köklü çözüm için kadınlar emeğin kurtuluşu mücadelesine katılmadılır. Sovyetler Birliği bunun en somut örneklerini yaşadı. Kadının toplumsal yaşama katılması ve ev işlerinin toplumsallaştırılması ancak insan merkezli bir sosyalist iktidarının uygulamaları olabilir. Kadının işi olarak görülen çocuk bakımı da toplumun bir görevi haline getirilmesi için önlemler alındı”
Sunumların ardından soru-cevap-katkı bölümüne geçildi. Bu bölümde bir çok kişi söz alarak etkinliğe katılımcı olarak tartışmaları zenginleştirdiler. Bu bölüm ile etkinlik sonlandı.
Kızıl Bayrak / Ankara