İstanbul Cevahir AVM önünde bir araya gelen KESK İstanbul Kadın Meclisi üyeleri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Kadıköy’de gerçekleşecek eyleme çağrı yaptı.
Kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliklerin, ayrımcılıkların, savaşların derinleşerek devam ettiğine ve pandemi süreci ile birlikte devletlerin uyguladıkları baskıcı politikaların arttığına değinen açıklamada şunlar ifade edildi:
“İsyandayız çünkü; dünya genelinde her gün en az 137 kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor, her üç kadından biri yakın aile fertlerinden biri ya da eski eşi tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor,her yıl 12 milyon kız çocuğu zorla evlendiriliyor ve milyonlarca kadın sıradanlaştırılan erkek şiddeti tehdidiyle yaşamaya zorlanmaya devam ediyor.”
Açıklamada kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı vurgulanarak şunlar belirtildi:
“Devletin tüm olanakları şiddeti önlemek için seferber edilmesi gerekirken infaz düzenlemeleriyle failler pandemi koşullarında hiçbir önlem alınmadan evlerine gönderiliyor, kadınları şiddete karşı koruyan yasalar esnetiliyor, sığınma evlerine erişim zorlaştırılıyor, kayyumlar marifetiyle gasp edilen belediyelerin kadın birimleri kapatılıyor, İstanbul sözleşmesi ve 6284 gibi yaşam güvencemiz sayılabilecek kazanımlarımız yok edilmek isteniyor. Kadın cinayetlerinin %59' u eski koca/koca, % 20' si erkek akraba, % 16' sı eski sevgili/sevgili tarafından işlenirken şiddete karşı savunmasız bırakılmamız için nafaka hakkının gaspı, arabuluculuk gibi hazırlıklarla boşanmaların önlenmesinin hesapları yapılıyor.”
“Dayanışarak kazanacağız”
Kadına yönelik şiddet münferit olmadığı ve politik olduğunun altı çizilen açıklamada “Bu şiddeti önlemenin en önemli yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Şiddeti önlemenin yolu İstanbul sözleşmesinin tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından, yeterli sayıda sığınma evinin açılmasından geçer. İktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer. Tüm bunların hayata geçirilmesinin tek yolu da kadın mücadelesinden ve kadın dayanışmasından geçer. Bugün çok daha güçlü ve çok daha örgütlü olarak hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyor ve yaşamlarımızı savunmak için sokaklara çıkıyoruz” denildi.
“Pandemi fırsatçılığıyla kazanımlarımız yok edilmek isteniyor”
Pandemi süreci fırsata çevrilerek kazanılmış haklara saldırdığı ifade edilerek şunlar vurgulandı:
“Pandemi fırsatçılığıyla kazanımlarımız yok edilmek isteniyor, sermayeyi gözeten salgın tedbirleri bizi daha da yoksullaştırıyor, emeğimiz üzerindeki sömürü katmerleşiyor. Pandemi koşullarında derinleşen ekonomik kriz var olan cinsiyet eşitsizliğini derinleştirirken artan kadın işsizliği ve yoksulluğuna dair hiçbir önlem alınmıyor.BM verilerine göre Türkiye' de pandemi sürecinde erkeklere göre işini kaybeden kadınların oranı %32 daha fazla oldu. Kadınların ücretsiz izin kullanım oranı erkeklerden % 42, ev içi iş yükü artışı ise % 65 daha fazla. Sağlık alanı başta olmak üzere pandeminin etkilediği kadın emeğinin yoğun olduğu sektörlerde ağır iş yükü altında çalışmak zorunda kalan kadınlar bakım hizmetlerinin paylaşılmasını önceleyen sosyal devlet sorumluluklarının yerine getirilmemesi nedeniyle hem evde hem işte bitmeyen mesai içerisinde tükeniyor. Bakım sorumluluklarıyla birlikte ev içinde artan iş yükü cinsiyetçi iş bölümünü belirginleştirirken kadınları koruyan ve güçlendiren uygulamalar yerine esnek çalışma modeliyle bizi düşük ücretlerle güvencesiz, örgütsüz çalıştırmanın, ücretli-ücretsiz emeğimizi daha da değersizleştirmenin yolları aranıyor. Yaşadığımız bu deneyimler haklarımıza, kazanımlarımıza ve mücadelemize her zaman olduğundan daha çok sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle sokaklardayız.”
Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve vazgeçmiyoruz! Bir kişi daha eksilmemek için, yaşamlarımızı savunmak için 25 Kasım’da Kadıköy’e çağırıyoruz!"