Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) salgına dair açıklanan yeni uygulamalara ilişkin yazılı açıklama yaparak iktidara “Salgınla mücadele ediyormuş gibi yapmaktan vazgeçin” diye seslendi.
1 Haziran’la birlikte ‘normalleşme’ sürecinin sonuçlarının en ağır şekilde yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Toplumsal tepkiler sonrası dün itibariyle ilan edilen tedbirler, iktidarın halen pandemi ile ciddi bir mücadele niyetinin olmadığını gözler önüne sermiştir” denildi.
“İktidar, mücadele ediyormuş gibi görüntü veriyor”
KESK Yürütme Kurulu, açıklamada uygulamaya konulan yeni kararları eleştirerek şunları vurguladı:
“Tüm dünyada hayata geçirilen tedbirlerin çok uzağında, virüs sadece gece yayılıyormuşçasına yapılan düzenleme iktidarın sermayeyi koruma amacını gizlemeyi, pandemi ile mücadele ediliyor görüntüsü vermeyi, masa başı sayı ayarlamaları ile gerçek tabloyu gizlemeye devam etmeyi amaçladığını göstermektedir. Gerçek vaka sayısının günlük olarak 50 binin üzerinde olduğuna dair hastanelerden, filyasyon ekiplerinden gelen bilgilere bakıldığında açıklanan önlemlerin vaka sayılarını düşürmeyi değil uygulanan ‘kitle bağışıklığı’ politikasında kontrolü kaybetmemeyi amaçlandığını düşündürtmektedir. Ancak bunun faturası çok ağır olduğu gibi ‘kitle bağışıklığı’ politikasının bilimsel bir karşılığının olmadığını başta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olmak üzere tüm bilimsel çevreler kabul etmektedirler.”
Yeni tedbirlerde kamu emekçileri ve işçilerle ilgili bir düzenlemenin olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Kamu emekçileri salgın yokmuş gibi çalıştırılmaya devam ettirilecekler. Düzenlemede işyerlerini kapatmak zorunda kalanlara maddi destek sağlanmadığı gibi işsizler ordusuna katılacak yeni yüzbinlere yönelik bir destek de düşünülmemiştir. Birçok ülkede pandemi sonrası ‘temel vatandaşlık geliri’, ‘asgari geçim aylığı’ vb. adlarla hayata geçirilen sosyal devlet uygulaması düzenlemede olmadığı gibi iktidarın aklından dahi geçmemektedir” ifadelerine yer verildi.
“STÖ’leri devre dışı bırakıldı”
Yeni tedbirlerle ilgili düzenlemenin hazırlık sürecinde yerel yönetimler, sendikalar, Türk Tabipleri Birliği (TTB), sivil toplum örgütleri (STÖ), iktidar partileri dışındaki siyasi partilerin devre dışı bırakıldığı ifade edilen açıklamada şunlar belirtildi:
“Hastaneler ve yoğun bakım üniteleri tamamen dolu iken sağlık alanındaki personel açığının güvenceli kadrolu istihdamı ile kapatılmasına yönelik planlama yapılmamış, 4C, 4B gibi güvencesiz kadrolarda çalışan personelin güvenceli kadroya geçmesi sağlanmamış, haklarında kesin yargı kararı bulunmayan ihraç tüm sağlık emekçilerinin göreve başlatılması için bir çalışma yapılmamıştır. Daha da kötüsü her gün birkaçının yaşamını yitirdiği, bu nedenle ‘tükeniyoruz’ diyerek bas bas bağıran sağlık emekçilerinin çalışma koşullarını, gelirlerini iyileştirecek, Covid-19’u meslek hastalığı kapsamına alacak en ufak bir nitelik taşımamaktadır.”
“Halk sağlığı değil sermaye önceleniyor”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın salgınla ilgili “kitlesel bulaşma” dönemine girdiğine dair uyarıları hatırlatılarak, radikal tedbirlerin gerekliliğine işaret edilen açıklamanın devamında, şunlar kaydedildi:
“Eğer aklımızla dalga geçmiyorlarsa, açıklanan önlemlerden hangisinin radikal önlem olduğunu açıklamaya davet ediyoruz. Kaldı ki, hala il ilçe kongrelerini yapmaya devam eden, mitinglerine, düğünlerine binlerce kişiyi çağıran, çay paketleri atarak izdihama yol açan AKP’den radikal önlem beklenmeyeceği açıktır. Halk sağlığını değil sermayenin öncelenmesini içeren önlemlerle pandemi ile mücadele edilemeyeceği gibi iktidarın tavrını değiştirmemesi durumunda şu andaki tablodan daha ağır bir tablo ile karşı karşıya kalma endişesi taşımaktayız.”
“Sıkı tedbirler alınmalı”
2021 bütçesinde pandemiyle mücadele ve alınacak önlemler için ciddi bir kaynak ayrılmadığının Sağlık Bakanı Koca tarafından da itiraf edildiği belirtilen açıklamanın devamında, öneriler şöyle sıralandı:
“Salgınla mücadele ediyormuş gibi yapmaktan vazgeçin! Öncelikle enfekte olan ve hayatını kaybeden insanlarımızın ve sağlık emekçilerinin sayısı dahil tüm verilerin, yapılanların, eksikliklerin açıklanmasıyla ve bundan sonra da sürecin şeffaf halde başlayın. Daha fazla gecikmeden kamu işyerlerinde dönüşümlü çalışma uygulaması hayata geçilmelidir. Hamile, süt izninde olan, engelli, bağışıklık sistemi hastalığı, diabet, kalp-damar, astım, KOAH, hipertansiyon, akciğer-karaciğer hastalığı böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığa veya zayıf bağışıklık sistemine sahip olan, 60 yaşın üstünde olan, kreşe devam eden veya ilköğrenim çağında çocuğu olup, eşi kamu personeli olmayan veya eşinden boşanmış/ayrılmış olan, bakmakla yükümlü olduğu anne veya babası bulunan personelin, kritik işler de dahil olmak üzere işe başlatılması tehlike tamamen ortadan kalkıncaya kadar ertelenmelidir. En az 4 hafta boyunca ülkeye giriş çıkışlarda çok sıkı tedbirler uygulanmalıdır. Bu süre boyunca sağlık, belediye temizlik ve gıda satışı dışındaki diğer tüm faaliyetler durdurulmalıdır. Sağlık emekçilerine nitelikli kişisel koruyucu donanım eksiksiz sağlanmalıdır. Pandemi ile mücadelede bakanlık sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile kolektif çalışmalı, bu kurumları sürece dahil etmelidir. Covid-19 meslek hastalığı kapsamına alınmalıdır. Vatandaşların zorunlu harcamalarının (su, elektrik, ısınma, vb.) faturaları devlet tarafından ödenmeli, kredi borçları vb. ertelenmeli, tüm vatandaşlara yurttaşlık temel geliri sağlanmalıdır.”