AKP şefleri kadınları aşağılamaktan geri durmuyor

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına devam eden AKP şefleri peş peşe açıklamalarında İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almayı sürdürdü. Kadın düşmanı zihniyetlerini her açıklamalarıyla dışa vuran AKP şefleri ikiyüzlü söylemler ve demagojilerle birlikte da kadınları aşağılamaya devam etti.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 15 Ağustos 2020
  • 07:56

İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik tartışmaları sürdüren AKP cenahında kadını aşağılayan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bir yandan kadına yönelik şiddete karşı oldukları demagojisi ile akıllara durgunluk veren bir ikiyüzlülük sergileyen AKP şefleri diğer yandan kadın haklarının evrensel değerlerine saldırmaktan da geri durmuyor.

AKP şefi Erdoğan, Perşembe günü 75. Yıl Cumhuriyet Anfi Tiyatro ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “AKP 19. Kuruluş Yıldönümü” programında konuşmuştu. Dilipak'ın kadınlara yönelik cinsiyetçi ve gerici söylemlerine şimdiye kadar sessiz kalan Erdoğan dün sözde “tepki gösterdi.” Dilipak’ın kadınlara yönelik gerici söylemlerini sineye çeken AKP şefi, “AKP’li kadınlara bunları söylemesine sessiz kalamayacaklarını” öne sürdü. Bununla birlikte kadınları aşağılamayı sürdüren Erdoğan, kadınların “namusunun” bekçiliğini de bir kez daha kendi hükümetine atfetti.

“Kadına şiddeti benim imanım engelliyor”

Ertesi gün sahneyi AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki aldı. Melikgazi Belediyesi’ne bağlı İldem mahallesinde bir temel atma törenine katılan Özhaseki, kadına şiddeti “inancının engellediğini” iddia etti. Törende konuşan Özhaseki, “Durmadan tartışılan bir İstanbul Sözleşmesi var: Sanki 'kadına şiddeti engelliyor' gibi bir mefrum var; o niye engellesin benim inancım engelliyor kadına şiddeti” dedi.

AKP hükümetinin iktidarında kadına yönelik şiddetin katlanarak arttığı gerçekliğini unutturmak isteyen anti-bilimsel açıklamalar ile gericiliği körükleyen bu zihniyet, kadın haklarının evrensel değerlerini de hiçe sayma cüreti göstermekten geri durmuyor. Kadın haklarının islamiyetle birlikte ortaya çıktığını iddia eden Özhaseki, “ABD'de 100 yıl önce kadınlar bir yangında yanarak öldü diye kadınlar günü ilan edildi diye değil. 50-100 yıl önce kadına oy verme hakkı verildi diye kadın hakkı başladı diye bir şey yok ki. Ben imanımın gereği olarak merhametle davranıyorum, gözümün önüne hiç İstanbul Sözleşmesi gelmiyor” ifadelerini kullandı. Kadınların elde ettiği hakları tarihi çarpıtarak, demagoji yaparak değersizleştirebileceğini sanan Özhaseki de şefinin izinden giderek kadınların “merhamet gösterilecek nesneler” olduğunu öne sürdü. Böylece geleneğe uyarak kadınları aşağılayan Özhaseki, “Kadın-erkek eşit değildir” zihniyetini de açıklamasının satır aralarına serpiştirmeyi de sürdürdü.

İstanbul Sözleşmesi’nin aileyi ortadan kaldıracağı iddialarını tekrarlayan ve eşcinselliği hedef alan Özhaseki “kadına şiddeti engelleyecek her türlü yasa neyse arkasında dimdik dururuz” demagojisi yapmayı da ihmal etmedi. Hamile kadınları tekmeleyenleri, şort giyen kadınları darp edenleri savunan, bunların arkasında duran AKP şefleri kadın düşmanlığından geri adım atmayacaklarını pek çok kez ortaya serdi. Din taciri tarikat ve cemaatlerin vakıflarındaki çocuk istismarlarına göz yumup, “bir kereden bir şey olmaz” diyen AKP’li bakanlar orta yerde dururken Özhaseki “Bırakın öldürmeyi, kesmeyi, tokat atmayı, yan bile bakmayı yasaklayacak her türlü tedbire başvururuz” deme riyakarlığını da sergiledi.

“Evlenmeyen gençler sıkıntı kaynağı”

Bir açıklama da AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'tan geldi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi kamuoyunda gündeme getiren din taciri Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Merkezi’nde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’yle ortaklaşa düzenlenen “Aile kongresi”nde konuştu.

Kurtulmuş’un gündemi “ailenin korunması” idi. AKP hükümetinin aileyi “kutsayan” görüşlerini yineleyen Kurtulmuş, evliliği gereksiz gören ve yalnız yaşayan insanları hedef alarak bu bakışın “sıkıntı” olduğunu iddia etti. Kurtulmuş’un bu açıklamaları, “aileyi korumak” bahanesiyle kadın haklarını yok sayan, kadına yönelik her türlü gericiliği olağanlaştıran zihniyetin bir uzantısıdır.