Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Halk Sağlığı Komisyonu, sağlığı ve sağlık sistemini tam iyilik halinden uzaklaştıran yoksullaşmaya ve bunun sağlığa etkilerine dikkat çeken “Yoksulluk Bir Halk Sağlığı Sorunudur!” başlıklı basın toplantısı düzenledi.
Ankara Tabip Odası’nda 28 Şubat Pazartesi günü yapılan toplantıya ATO Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Dr. Muharrem Baytemür ve Halk Sağlığı Komisyonu adına Dr. Ebru Basa katıldı.
Dr. Muharrem Baytemür halkın sağlık hakkının sadece sağlık hizmetleriyle değil temel haklar olan beslenme, barınma, ısınma ve sosyal refah ortamında yaşama gibi haklarla bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
Basın açıklamasını okuyan Dr. Ebru Basa, Dünya Sağlık Örgütü’nün tam iyilik hali tanımına vurgu yaparak sağlığın sadece kişisel bir olgu olmadığına, siyasal, toplumsal ve sosyoekonomik boyutunun bulunduğuna işaret etti.
Eşitsizlik bir halk sağlığı sorunudur
Açlığın ve yoksulluğun nedeni olarak her geçen gün daha da artan gelir dağılımındaki adaletsizliğe ve toplumsal eşitsizliğin derinleşmesine işaret eden Dr. Basa “Sendikaların yaptığı araştırmaya göre satın alma gücü düşmeye devam ediyor. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 15 bin 139 TL olurken, açlık sınırı 4 bin 552 TL ile 2022 yılı asgari ücretinin üzerine çıktı. Asgari ücret karın doyurmaya dahi yetmiyor!” dedi.
Beslenme sorunu bir halk sağlığı sorunudur
Uzun ucuz ekmek kuyruklarını hatırlatan Dr. Ebru Basa halkın karbonhidrat ağırlıklı öğünlerle karnını doyurmaya yöneldiğini; Türkiye’de son 16 yılda 9 kat artan gıda enflasyonunun sağlıklı ve besleyici gıdalara erişimi güçleştirdiğini belirtti. Her 3 kişiden 1'inin obez olduğuna dikkat çeken Dr. Ebru Basa bunun sebebinin yiyecek bolluğu değil, nitelikli ve sağlıklı gıdaların pahalı olmasından kaynaklandığına işaret etti.
Dr. Basa, Türkiye’de 7,4 milyona yakın çocuğun yoksulluğun pençesinde olduğuna dikkat çekerek “Sağlıklı bir toplumun temeli çocuklarımızın sağlıklı gelişiminden başlar. Dört kişilik bir ailede iki çocuğun sağlıklı gelişimi için günde yaklaşık 25 lira süt ve süt ürünlerine pay ayırması gerekmektedir” dedi.
Barınma sorunu bir halk sağlığı sorunudur
Giderek artan konut fiyatları ve kiralara değinen Dr. Basa “Yüksek kiralar ve barınma sorunu, üniversiteyi kazandığı halde kaydını donduran öğrencileri, kazandığı ücretin yarısını kiraya ayırmak zorunda kalan çalışanları, penceresi olmayan rutubetli evlerde ucuz diye oturmak zorunda kalan yurttaşları ruhen ve fiziksel açılardan olumsuz etkiliyor” dedi.
Enerji sorunu bir halk sağlığı sorunudur
Enerjinin yaşamsal olduğunu belirten Dr. Ebru Basa “Kalitesiz ve pahalı bir hizmet aldığımız elektrik alanında üretimin yüzde 80’i özel sektörün elindedir. Yakın zamanda Isparta’da yaşanan ve günler süren elektrik kesintisinin giderilememesinde veya Diyarbakır’da elektriği kesildiği için oksijen tüpünü kullanamayan Yunus Emre bebeğin yaşamını yitirmesinde özelleştirme politikalarının payı yadsınamaz” diye konuştu.
“Yeterli ve dengeli beslenemeyen, sağlıklı konutlarda barınamayan, yeterince ısınamayan, karanlığa mahkûm edilmiş bir toplumda yoksulluk bir halk sağlığı sorunudur” diyen Dr. Ebru Basa halkın sağlığını koruyabilmesinin, toplumsal ihtiyaçlarının kamusal, eşit ve ücretsiz olarak karşılanacağı bir toplumsal düzenle mümkün olacağını belirtti.