Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin Sur’da 2015’te katledilmesiyle ilgili açılan davanın 4. duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne görüldü. Davada, tutuksuz yargılanan sanık polisler F.T., S.T. ile M.S.'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek"ten 3 yıldan 9 yıla kadar hapsi isteniyor.
Bugün görülen 4. duruşma öncesinde adliye binasının önü ve çevresi polis ablukasına alındı. Ortamı terörize eden ablukaya rağmen Elçi'nin eşi Türkan Elçi, kardeşleri Ömer ve Mehmet Elçi, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, çok sayıda baro başkanı ve avukat duruşmada hazır bulundu. Yine HDP Urfa Milletvekili Nurettin Maçin ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmaya katıldı.
Görüntü hard diski boş
Elçi ailesinin avukatlarının söz almasıyla devam eden duruşmada, Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, Elçi ailesi avukatlarından Gamze Yalçın, önceki duruşmada alınan ara kararlardaki eksikliklere dair beyanlarda bulundu. Yalçın, dosyadaki en önemli delil niteliğinde olan ve mahkemenin incelenmesini kararlaştırdığı Mardin Kebap Evi'ne ait arızalı olduğu için mavi görüntü veren 4 Nolu güvenlik kamerasına ilişkin TÜBİTAK tarafından hazırlanan rapor üzerinde durdu. Yalçın, TÜBİTAK’tan gelen rapora göre, söz konusu güvenlik kamarasını görüntülerinin kaydolduğunu, bilgisayar hard diskinin boş olduğunu açıkladı.
Bu kamaraya ait kayıtların işlenen cinayeti aydınlatabilecek önemde olması dolayısıyla incelenmesi talebinde bulunan Yalçın şunları söyledi:
"Fakat TÜBİTAK’tan gelen raporda bu hard diskin yüzde yüz boş olduğu tespit edildi. Bu delili muhafaza etmek savcılığın sorumluluğunda. Bu hususta mutlak suretle inceleme başlatılmalı. Daha önce tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatılması talebinde bulunduk. Fakat bu talebimiz reddedildi. Bu durum aslında delillerin adli emanete alınmamasını ya da hard diskin boşaltılması sonucu doğurdu.”
Bunun sorumlularının tutuklanmasını isteyen Yalçın'a müdahale eden mahkeme başkanı, hard diskin silinip silinmediği konusunda TÜBİTAK ile gerekli yazışmaların yapıldığını savundu.
Rapor saklanıyor
Av. Yalçın, mahkemeden İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan raporun dosyaya eklenmesini talep etmelerine rağmen, mahkemenin aldığı ara kararda bu rapor yerine zaten dosyada bulunan tevsi raporun talep edildiğini dile getirdi. Israrla talep ettikleri bu raporun kendilerinden gizlendiğini kaydeden Yalçın, “Cinayete ilişkin delillerin bizden saklandığı ortadadır. Bu raporun bizler için önemi o gün orada görevli olan tüm polislerin ifadelerine başvurulmuş olmasıdır” diye konuştu.
İhbar mektubu
Av. Tuğçe Duygu Köksal ise, Elçi cinayetinden birkaç hafta sonra dosyaya eklenen 8 Ocak 2016 tarihli ihbar mektubu hakkında bilgi verdi. İhbarda bulunan polis memurunun kimliğinin tespiti taleplerinin kişinin can güvenliği gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Yalçın, çok önemli bilgiler içermesine rağmen bu mektupla ilgili inceleme başlatılmadığını kaydetti. Köksal, sonrasında Elçi cinayeti öncesinde iki örgüt militanının istihbarat birimleri tarafından 13 kilometre boyunca takip edilmesini salondaki ekrana yansıtılan haritayla anlattı.
"Polisler dinlensin" talebi
Köksal, Elçi’nin Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yapacağı emniyet tarafından bilinmesine rağmen her iki şüpheliye neden 13 kilometrelik takip boyunca müdahale edilmediği sorusunu yöneltti. Maddi gerçeğin ortaya çıkması için sorumlu 4 istihbarat yetkilisine işaret eden Köksal, "Bu cinayet dosyasında önemli iki nokta var; Biri Tahir Elçi’yi kimin öldürdüğü, diğeri de Elçi ve diğer iki polisin öldürülmesi sürecinde kim ya da kimlerin sorumlu ya da kastı var?” diye sordu. İstihbarat polislerinin dinlenmesinin bu dosyada elzem olduğunun altını çizen Köksal, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Amiri F.G. ile istihbarat yetkilileri S.K., Y.K., B.B., H.A.'nın yanı sıra ihbar mektubunu yazan polisin mahkemede dinlenmesi taleplerinde bulundu.
Diğer müdafi avukatların beyanlarının ardından söz verilen sanık polisler ve müdafileri, bu aşamada bir diyecekleri olmadığını dile getirdi.
Mahkeme heyeti önceki celse verilen ara kararların yerine getirilmesi için tekit ve bu celse kamera kayıtları ile İçişleri Bakanlığı raporuyla ilgili sunulan taleplerin kabulüne, keşif talebinin daha sonra değerlendirilmesine, katılma talebinin reddine, Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebinin reddine, savcı Kenan Karaca hakkında yapılan suç duyurusu talebinin reddine, sanıkların tutukluluk taleplerinin reddine, ihbar mektubu ve içeriğinde adı geçen polis memurlarının dinlenilmesi talebinin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 15 Haziran’da görülecek.