2012 yılında “Hayırlı olsun!” diyerek Sivas Katliamı davasında zamanaşımı kararını memnuniyetle karşılayan Tayyip Erdoğan, şimdi de katliam davasında tutuklu bulunan bir tetikçiyi afla ödüllendirdi.
Sivas Katliamı’nın başından sonuna planlı, örgütlü bir devlet organizasyonu olduğu herkesçe bilinmektedir. Sivas'ta 33 insanın diri diri yakılmasında, devletin verdiği görevi layıkıyla yerine getiren tetikçilerden Ahmet Turan Kılıç, o dönem “kazara” yargılanıp idam cezası alanlar içerisindeydi. Fakat, verilen idam cezası müebbet hapse çevrildi. 26 yıllık bir mahkûmiyet yaşayan Turan geçtiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan'ın özel affıyla mükâfatlandırıldı.
Erdoğan’ın bu pervasız tavrı Sivas Katliamı’nda yakınlarını kaybeden ve 27 yıldır davanın arkasında duranların yaralarına tuz biber ekmiş durumda. Sermaye devletinin çıkarları doğrultusunda planlanan katliamın davası da bilindiği gibi bugüne kadar her adımında katillerin aklandığı bir süreç olarak işletilegeldi. İçişleri Bakanı, vali, emniyet müdürü, belediye başkanı vs… Devlet kademelerindeki isimler hakkında hiçbir yaptırım söz konusu olmadı. Dava sürecine dahil olan tetikçilerin bir kısmı ilk elden devlet eliyle yurtdışına kaçırıldı. Büyük bir kısmı hiç aranmadı. Aziz Nesin'in kitabı “ağır tahrik” olarak gösterilerek tetikçilere cezai indirimlere vesile edildi.
26 Aralık 1994 tarihinde verilen ilk kararda 22 sanık hakkında 15'er, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası verilirken; 37 sanık hakkında beraate hükmedildi. Dava sanıklarından Refah Parti'li Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak kırmızı bültenle arandığı sırada askere gitti, evlendi, ehliyet aldı fakat hiç “yakalanamadı.”
Yakın süreçte getirilen af, aslında davanın başından itibaren süren bu aklama ve kurtarma operasyonunun yeni bir adımını daha oluşturuyor.
Afla yeni katliamlara göz kırpılıyor
Tetikçiye verilen bu ödül aynı zamanda yeni katliamlara da göz kırpıldığının bir göstergesidir. Zira Sivas'ı önceleyen ‘77 1 Mayıs'ı, Malatya, Maraş, Çorum katliamlarıyla birlikte yakın tarihte Suruç, Ankara katliamları gibi sermaye devleti imzalı sayısız eski ve yeni örnekler bulunmaktadır.
Nitekim bugün dinsel gericiliğin odağı olan AKP iktidarı ABD'nin yol göstericiliğinde pek çok katliamla örülen ve 12 Eylül askeri faşist darbesiyle taçlandırılan bir zeminde serpilip gelişmiş ve bugünlere gelebilmiştir. Türkiye kapitalizmi doğası gereği ayakta durabilmek için toplumsal muhalefeti ezmeye, sınıfı bölüp parçalamaya çalışmış ve bunu sayısız katliamla gerçekleştirebilmiştir. Bugün de aynı misyonu yerine getirmekten geri durmayacaklardır.
Onları geri durduracak olansa toplumun ezilen, sömürülen kesimlerinin her türlü ayrıştırmaya, kutuplaştırılmaya karşı sınıfsal temelde kaynaşmasıdır. Yoksa dün Sivas’ta “Gazanız mübarek olsun!” diyerek katliamda üzerine düşen görevi yerine getiren Temel Karamollaoğlu ile AKP karşıtlığı üzerinden yan yana gelinir. Dün Çorum katliamında CIA şefleriyle aynı masada plan yapan CHP ve MHP'lilerin sahte kutuplaşmasında taraf olunur.
Onlar tetikçilerini affededursun! Biz Sivas Katliamı’nı tarihsel hafızamızda taze tutacak ve hesap sormak için mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.