Katliamı savunuyorlar, katliam diyenlere saldırıyorlar

Kıyımın 27. yıldönümünde artık cellatları savunmakla yetinmeyen, aynı zamanda ‘Sivas Katliamı’ diyenlere saldıran bir zihniyetle karşı karşıya bulunuyoruz. Bu olay, Doğu Perinçekçilerin desteklediği AKP-MHP rejiminin nasıl bir yozlaşma ve değerler çöküşü içinde olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 02 Temmuz 2020
  • 19:19

27 yıl önce gerçekleştirilen 2 Temmuz Sivas Katliamı hem devletin niteliğine ışık tutuyor hem cellat olarak kullanılan siyasal İslamcıların vahşi zihniyetini ele veriyor. 

Katliam için zemini hazırlayan devlet, sabahtan akşama kadar süren olaylara müdahale etmeden katliamı izlemekle yetinmiştir. Basın açıklaması yapan 5-10 liseli gencin üstüne polis bölüğü sürenler, şeriatçı katil güruhları 10 saat boyunca izlemekle yetindiler. Tutuklanan katiller yıllar boyunca mahkemeler tarafından korundu. Egemenler arası iktidar çatışmasının aşamalarından biri olan 28 Şubat 1997 “postmodern darbesi”ne kadar, o zaman iş başında olan- DGM’ler (Devlet Güvenlik Mahkemeleri) şeriatçı katilleri mahkum etmedi. “Laik” rütbeli subaylardan müteşekkil olan DGM’ler şeriatçıları himaye ederken, devrimciler için tam bir giyotin gibi çalıştılar.

28 Şubat’tan sonra katliamcı güruhtan bazıları mahkum edildi. Ancak siyasal İslam’a yol düzleyen Amerikancı rejim 2002’de AKP’yi başa geçirdi. Katilleri savunan avukatların çoğu AKP milletvekilliğine terfi ederek meclise taşındı. 1993’te Sivas’ta tetikçi olanlar, 2002’de iktidar dümenine doğru yol almaya başladılar. Nitekim bir ABD projesi olarak zuhur eden AKP hükümetinin ilk işlerinden biri, Sivas Katliamı’nın sanıklarını affetmek oldu. T. Erdoğan o haberi, “vatana millete hayırlı olsun” diyerek bizzat duyurmuştu.

***

Sermaye devleti katliama zemin düzledi, tetikçi olarak kullandığı şeriatçı güruhları himaye etti. Ancak Sivas’ta dünyanın gözü önünde yaşanan olayları ‘katliam’ olarak tanımlamadı. Öncesinde durum bu iken, AKP başa geçtikten sonra katilleri kucaklayan devlet, afla onları kurtardı. Ne de olsa AKP ile onunla paralel hareket edenler Sivas’ta insan yakan zihniyetle aynı kaynaklardan besleniyor. Canileri savunan avukatların bu partiye doluşmaları tesadüf değil.  Bu zihniyet, katilleri “mağdur”, katledilenleri “suçlu” görüyor. 

Aradan 27 yıl geçti. Katilleri savunan zihniyet, saldırıya geçecek kadar pervasızlaştı. AKP şefi T. Erdoğan’la bol bol pozlar verenlerden biri olan Murat Toraman adlı şahıs, Sivas Katliamı diyenler hakkında suç duyurusunda bulundu. Sivas'ta AKP Gençlik Kolları Başkanlığı, AKP İl Genel Meclisi üyeliği yapan bu kişinin pervasızlığı ibret vericidir. 

Bu zat, güya “insani” sebeplerden dolayı böyle bir şey yapıyor. “Olay”dan acı duyduğunu iddia eden bu zatın riyakarlığı, katliam ya da katliamcılara tepki göstermeyip, “Sivas Katliamı” diyenler hakkında suç duyurusunda bulunmasından da bellidir. Kaldı ki, mensubu olduğu parti dün de bugün de tetikçilerin arkasında durmuş, onları koruyup kollamıştır. 

Kıyımın 27. yıldönümünde artık cellatları savunmakla yetinmeyen, aynı zamanda ‘Sivas Katliamı’ diyenlere saldıran bir zihniyetle karşı karşıya bulunuyoruz. Bu olay, Doğu Perinçekçilerin desteklediği AKP-MHP rejiminin nasıl bir yozlaşma ve değerler çöküşü içinde olduğunu gözler önüne seriyor.