SDG komutanı Ebdî'den Rojava değerlendirmesi

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Ebdî, Rojava ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendirerek “çözüm” konusundaki görüşlerini dile getirdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 01 Şubat 2020
  • 21:07

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Ebdî, Yeni Özgür Politika gazetesine verdiği demeçte, Rojava ve Suriye’deki tablo başta olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmelere değindi.

ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin bölgeye ziyaretini değerlendiren Ebdî “Biz de onların bölgedeki siyasetini anlamaya çalıştık. Aynı zamanda onlara taleplerimizi ve çalışma programımızı ilettik. Askeri, siyasi ve idari çalışma programlarımıza destek sunmalarını istedik” ifadelerini kullandı.

“Kürt-Arap halklarının birliği” vurgusu

Kürt-Arap halkları dostluğunun geliştiği yönünde vurgular yapan Ebdî, Türk sermaye devletinin Rojava ve Suriye işgaline Arap halklarının karşı çıktığına dikkat çekti. Ayrıca Mısır ve diğer bölge devletleriyle ilişkilerinin geliştiğinin altını çizen Ebdî, “Önümüzdeki süreçte Mısır ile Suriye sorununu çözmeye katkı sunacak görüşmeler yapmaya çalışacağız” dedi. Türkiye’nin Kürt ve Arap halklarını bölüp parçalamaya çalıştığına değinen Ebdî “Kürt ve Arap halkını parçalamaya çalışan güçlerin planları boşa çıkacak” vurgusu yaptı.

“Amerika Türkiye’yle çıkarlarını tehlikeye koymak istemedi”

ABD’nin Rojava’yla ilgili politikasını “Amerika yürüttüğü siyasetten kaynaklı ortaya çıkan olumsuzlukları gidermeye çalışıyor” diye yorumlayan Ebdî, Amerikan askerlerini çekme kararını bu kapsamda geri aldığını savundu. AKP iktidarının Rojava’ya yönelik son işgal saldırısını değerlendirmesinde ABD’nin “yanlış siyaseti temel nedenlerden biri oldu” diyen Ebdî şu ifadeleri kullandı:

“Tabii ki saldırılar konusunda Amerika’nın yürüttüğü siyasetin de etkisi vardı. Amerika da Türkiye’yle çıkarlarını tehlikeye koymak istemedi. Amerika çıkarlarını esas aldığı için Türkiye’nin işgal saldırıları karşısında bir düzeyde sessiz kaldı ve sonuçta bu saldırılar gerçekleşti.

“Bu tür saldırıların önünün alınması için almamız gereken dersler var. Askeri, siyasi ve diplomasi alanında çıkardığımız sonuçlar oldu. Türkiye’nin saldırılarının bundan sonra kolay olmayacağını belirtebiliriz. Çıkardığımız dersler ve aldığımız tedbirler, bu saldırıların sonuçsuz kalmasını sağlayacaktır.”

“Rusya Suriye’nin çözümü konusunda temel-başlıca aktördür”

Rusya ile ilişkilerine dair de konuşan Ebdî, Suriye hükümeti ile aralarındaki garantör ve arabulucu rolünü vurgulayarak şöyle konuştu:

“Rusya, Suriye’nin çözümü konusunda temel aktör, hatta başlıca aktördür, diyebiliriz. Suriye’nin çözüm dosyası Rusya’nın elinde. Dolayısıyla Rusya’nın bölgedeki varlığının olumlu bir etkide bulunacağını umuyoruz. Rusya ile Türkiye arasında imzalanan Soçi Anlaşması var. Anlaşmanın ateşkesle ilgili maddelerini kabul etmiş durumdayız. Soçi Anlaşması’na göre Rusya, Türkiye karşısında tavır almak zorunda. Fakat Rusya’nın temel rolü bizim ve Suriye hükümeti arasında güçlü bir garantör ve arabuluculuktur.”

Suriye’deki petrollerin 8 yıldır Kürtlerin denetiminde olduğunu öne süren Ebdî, ABD’nin petrolle ilgili söylemlerine dair “Ne Amerika’nın bizi petrol bölgelerine götürecek bir siyaseti var, ne Kürtler bunu kabul ediyor ne de kimse bunu yaptırabilir. Petrol konusu, Amerika’nın güçlerini geri çekme yönündeki kararını durdurmak için dile getirdiği bir gerekçe. Yoksa bunun bölgede hiçbir gerçekliği yok” dedi.

Demecinde Suriye hükümetiyle ilgili de konuşan Ebdî, görüşmelerin devam ettiğini fakat ağır yürüdüğünü söyleyerek “Bizim taleplerimiz ve onların bize sundukları birbirinden oldukça uzak. Aramızdaki mesafe halen geniş. Karşılıklı görüşmeler devam edecek fakat anlaşmaya varmak zaman alacak. Tüm tarafların çıkarlarına uygun bir anlaşmanın sağlanması için Rusya’nın güçlü bir rol oynaması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ebdî, İran’ın da “çözüm” konusunda rol alması gerektiğini “İran’dan beklentimiz, Suriye sorununun çözümü konusunda -ki bu da Kürt sorunu ve Kuzeydoğu Suriye sorununun çözümüne bağlı- rol oynamasıdır. İran, şu ana kadar bu konuda bir rol oynamış değil. İran, isterse bu sorunu çözebilir, kendisinden istenen de budur” ifadeleriyle dile getirdi.