Rant uğruna politikalarla beton yığınına çevrilen Bursa’da, sel “felakete” dönüştü. Bursa Kestel’de yağan yoğun yağmur, derenin istinat duvarını da yıkarak sele dönüştü.
Sel de, Kestel’e bağlı Dudaklı, Narlıdere, Gölcük, Sarıkaya, Kayacık ve Aksu mahallelerinde insanların hayatlarına mal olan sonuçlar doğurdu.
Doğa olaylarının emekçilerin yaşamına mal olan “felaketlere” dönüşmesinde başrolde yer alan AKP şefi Tayyip Erdoğan, bir kez daha “kaza”, “kader” demagojisine başvurdu. AKP şefi selin ardından yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Felaket neticesinde 5 tane kardeşimizi şu anda kaybetmenin hüznü içerisindeyiz. Rabbim yar yardımcımız olsun. Biz kazaya kadere iman etmiş insanlarımız. Dolayısıyla biz biliyoruz ki kaza ve kader Allah'tandır. Bize düşen şüphesiz ki tedbirdir. Bu kazalar bazen tedbiri de aşıyor.”
Erdoğan’ın iddiasının aksine yaşananlar kaza değil cinayettir. Doğa olayının felakete dönüşmesinin sorumlusu, rant ve kâr uğruna her şeyi yağmalayan sermaye/AKP iktidarıdır. Yerel belediyeler de rant ve talan projelerine imza atarak, hiçbir önlem almayarak aynı sorumluluğu paylaşmaktadırlar.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin suyu tahliye edecek yağmur suyu ızgaralarının bakım/yenileme çalışmalarını zamanında yapmadığı belirtildi. Bu konudaki ihalenin koronavirüs sürecinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle iptal edildiği öğrenildi. İhale ile yağmur esnasında yolda biriken suların kanalizasyona alınması ve giderlerin tıkanmasını önleyici düzenlemeler yapılacağı iddia ediliyor.
Bu durum oluşan selin verdiği zararı ne kadar azaltırdı, bu bilinmez. Ancak plansız ve düzensiz yerleşim, tarım arazileri üzerine yaşam alanlarının oluşturulması, ormanların yok edilmesi, dere yataklarına ve kıyılara yapılan müdahaleler doğal olan yağışları bir felakete dönüştürüyor.
Suların doğal akış yollarına yani dere yataklarının, taşkın alanlarının yapılaşmaya açılması daha büyük felaketlere yol açıyor.
Müteahhitler başta olmak üzere sermayeye tam hizmet sunan AKP iktidarının şehir plancılığı ve kent politikası rant ve kâr üzerine kuruludur. Her yere TOKİ ile inşaatlar diken iktidar, tarım arazilerine, dere yataklarına, ormanlara saldırmaktan vazgeçmediği sürece her doğa olayı bir felakete dönüşmeye devam edecektir.