Sağlık emekçileri Dr. Ekrem Karakaya’nın katledilişinin yıl dönümünde tüm illerde “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” şiarıyla eylemler gerçekleştirdi.
Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya'nın bir sene önce, 6 Temmuz’da çalıştığı kurumda saldırı sonucu yaşamını yitirmesi protesto edildi. Dr. Ekrem Karakaya ve sağlıkta şiddet sonucu kaybedilen tüm sağlık emekçileri adına yapılan eylemlerde ortak açıklamada okundu.
Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlusunun sağlıkta dönüşüm programı olduğuna dikkat çekilen açıklamada şöyle devam edildi:
“’Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyece’ şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş¸ 'beyaz reform' ile geçen 20 senenin sonunda sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz.”
“Şiddete kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz”
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak sağlıkta şiddete 10 yıllardır dikkat çekmekteyiz. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk ancak ne yazık ki bakanlık ve kamu otoritesi, gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor. Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası hâline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hâle gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.”