AKP-MHP rejiminin medyanın %95’ini kontrol ettiği sık sık dile getirilen bir olgudur. Ancak mafyatik rejim bu kadarla yetinmiyor. Bir de biat ettiremediği medyayı sürekli taciz eden, tehditler savuran, para cezaları kesen, ekran karartan, erişim yasağı koyan aparatı var. Sarayın RTÜK adlı bu aparatı 7/24 nöbet tutarak biat etmeyen medyayı takip ediyor ve cezalandırmak için gerekçeler uyduruyor.
Milletvekillerinden oluşturulan bu kurulda muhalefet partilerinin temsilcileri de var. Ancak AKP-MHP koalisyonuna mensup olanlar çoğunluğu oluşturdukları için istedikleri kararı alabiliyorlar. Bu sayede RTÜK medya alanında ‘sarayın giyotini’ olarak çalışıyor.
Muhalif medyaya sık sık ceza kesen RTÜK’ün son icraatı işlerin iyiden iyiye çığırından çıktığını gözler önüne serdi. Erzurum’da Kuran kursunda çocukların istismar edilmesiyle ilgili haberleri yayınlayan TELE 1, Halk TV ve KRT, RTÜK tarafından cezalandırıldılar. Kuran kursunda çocuklara tecavüz davasını haberleştiren üç kanala yüzde 2 idari para cezası veren RTÜK, çocuk tecavüzcülerine kalkan olma suçunu ve utancını da dosyasına ekledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) bağlı Hacı Bahattin Evi yatılı erkek Kuran kursunda 7 çocuğun tecavüze uğradığı ortaya çıkmış, olay büyük tepki çekmişti. DİB’in şefleri çocuklara yapılanlardan rahatsız olmadılar. Ne de olsa çocukların istismarı onların zihniyetine aykırı değil. Ancak tecavüzle ilgili davanın haberinin yapılmasından ‘izzeti nefisleri’ çok ‘incindi.’ Bu kadarına tahammül edemedikleri için RTÜK’e şikayet ettiler.
Her zaman görev başında olan RTÜK anında ‘incinen’ DİB şeflerinin imdadına yetişiyor. Haberi yapan kanalları cezalandıran RTÜK, DİB şefi Ali Erbaş ve DİB’in kaymak tabakasını oluşturan zevatın yüreğine su serperek onları teskin ediyor.
Bu kepazelik, saray rejiminin tepeden tırnağa tam bir çürüme ve kokuşma içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Yazık ki bu iğrenç rejimin en savunmasız kurbanları çocuklar oluyor…