Tarım Orman- İş Genel Başkanı Şükrü Durmuş, bu yıl yaz aylarında Antalya, Muğla, Denizli, Aydın ve Isparta’daki yangınlardan etkilenen orman alanlarındaki zarar görmüş ağaçların kesim işinin, anayasaya göre orman köylüleri ve onların kurduğu kooperatiflerce yapılması gerekirken özel şirketlere verildiğini belirtti.
Rant kapısı
Türkiye’de 28 Temmuz’da başlayan ve ağustos ayının ortalarına dek süren orman yangınları sonucu Antalya, Muğla, Denizli, Aydın ve Isparta’da sendikaların belirlemelerine göre 200 bin hektar orman alanı yandı. Tarım Orman-İş Başkanı Şükrü Durmuş, bu yangınların “rant kapısı” olarak kullanılmaya başlandığını belirtti ve sendikasının yangın bölgelerinde yaptığı incelemeleri Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’a paylaştı ve şunları söyledi:
“Anayasamızın 169.-170. maddeleri, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 34. ve 40. maddeleri gereği, orman alanlarındaki üretim işinin öncelikle orman köylülerine ve onların kurduğu kooperatiflere verilmesi gerekiyor. Ancak ne yazık ki köylüler yerine tüccar tercih edildi.”
“Telafisiz yıkım”
Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) bu kesimden elde ettiği odunu, ucuz fiyatlarla çok uluslu şirketlere sattığını belirten Durmuş, “Esas sorun bundan sonra başlıyor. Çok uluslu bir firma, dikili satış fiyatıyla metreküpü 155 TL’den aldığı tomrukları, sadece kabuklarını soyarak yurtdışına 1 metreküpü 730 Avro’dan satıyor. Vurgunun büyüklüğü, 730 Avro yaklaşık 10 milyon metreküp tomrukla çarpıldığında 7 milyar 300 milyon Avro’luk (70 milyar lirayı aşkın) bir rakam olarak ortaya çıkıyor” dedi.
Orman yangınlarından sonra Türkiye genelinde odun üretiminin durdurulması gerekirken bunun da yapılmadığını belirten Durmuş, “Orman Genel Müdürlüğü, yangınlar sonucu ülke genelinde tüm üretimin durdurulduğunu söylemişti ama durmadı. Ülkenin her yerinde son hızıyla devam ediyor. Bunun sonucu, telafisiz bir yıkım olacak” dedi. Öte yandan yangında zarar gören orman köylülerinin de hiçbir destek alamadığını aktaran Durmuş, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine şu soruları yöneltti:
“Yangınları çıkaranlar belli değil, faili meçhul olarak kayıtlara geçmiştir. Neden? Yanan alanlardan kimler çıkar elde etmiştir? Yangınlar bir tercih midir?”