Onur Yaser Can davası görüldü…

“Bu bir işkence davasıdır”

12 yıl önce Onur Yaser Can’ı intihara sürükleyen polislerin yargılandığı dava 2 Aralık’a ertelendi ve Ezgi Sevgi Can “Polislerin hepsinin örgütlü suçları neticesinde abim bunu yaşıyor” dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 30 Eylül 2022
  • 14:06

2010 yılında narkotik polisinin çıplak arama işkencesi ve onur kırıcı muamelesinin ardından intihara sürüklenen Onur Yaser Can’ın faillerinin yargılandığı dava görüldü. 2 Aralık’a ertelenen davada Ezgi Sevgi Can “Polislerin hepsinin örgütlü suçları neticesinde abim bunu yaşıyor” dedi.

Onur Yaser Can’ın yakınları davaya alınmak istenmedi

Davada Onur Yaser Can’ın yakınları salona alınmak istenmedi. Yapılan itirazlar sonucunda duruşma büyük salona alındı ve başladı. 11 yıl aranın ardından “Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma”, “Resmî belgede sahtecilik”, “resmi belgeyi bozma, yok etme” suçlarından, dördü polis beş kişi hakkında açılan davada sanık Yunus Başay “olayı hatırlamadığını” söyledi. Hakim ve savcının ısrarı sonucunda “Teknik takiple başladı diye hatırlıyorum ama devamını hatırlamıyorum. Şahsı ben mi aldım hatırlamıyorum” dedi.

Ezgi Sevgi Can'ın sorusu üzerine Başay “Evet, Onur Yaser Can'ı biz yakaladık” dedi. Hakim, “Daha önce hatırlamıyorum dediniz” diye uyardı.
Avukat Mehmet Ümit Erdem, Yunus Başay’a “Operasyonu kim yürütüyordu, talimatları kim veriyordu?” diye sordu. Başay, bir kez daha “Hatırlamıyorum” dedi.
Ardından sanık Muhammet Ongun yaptığı savunmada beraatını talep etti. Savcının Onur Yaser Can üzerinde tespit edilen uyuşturucunun nasıl arandığına ve ne aşamada tespit edildiğine dair sorduğu soruya Ongun “Şube müdürlüğümüzde yaptığımız arama sırasında uyuşturucu bulduğumuzu hatırlamıyorum” dedi.

Ongun savunmasında hem sahada hem emniyette teknik takip yapıldığını, “ince arama” için amirden talimat almasına gerek olmadığını “bu bizim görevimiz” diyerek itiraf etti.

Sanık Onur Ülker yaptığı savunmada avukatların sorularına “konu başka yere çekilmeye çalışılıyor” iddiası ile yanıt vermedi. Bunun üzerine Av. Çiğdem Şat “Hangi başka yer, işkenceyi mi kastediyorsunuz?” dedi. Sanık Ülker avukatların “üst araması”na ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı.

“Evrakta sahtecilik bir gün önceki işkencenin devamıdır”

Ardından söz alan Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can şunları ifade etti:

“Kendilerinin 'ince arama' diye tabir ettikleri işkence, cinsel saldırı ve görevi kötüye kullanma suçları nedeniyle ben önce, 28 yaşındaki abimi ve sonrasında verilen hukuki mücadele sürecinde bu sanık polislerin devamlı korunması ve adil bir yargılamanın yapılmaması, önümüze sürekli olarak çıkarılan engeller ve adaletin sağlanmasının sürekli ertelenmesi sebebiyle annemi ve babamı da kaybettim. Dolayısıyla size mağduriyetimin büyüklüğünü tarif etmem zaten mümkün değil. Sanıkların avukatı sürekli ‘konuya gelin’, ‘konuya gelin’ diyor. Haysiyet kırıcı muameleler, sadece kullanıcı olarak yakalanmasına rağmen 5 saat sorguya girmiş bir çocuğun ertesi gün tekrar çağrılıp, iki ekibin organize ettikleri 11 adet belgenin yeniden imzalattırılması davası yapılan işkence ile ertesi gün yapılan evrakta sahtecilik ayrı değerlendirilemez.

Onur Yaser Can’ın sorgusuna rağmen istediklerini alamıyor. Bu ekipten iki polis zaten ceza aldı. Onlara emir veriyorlar ve değişiklik yapıyorlar. İfadesini ilk kezmiş gibi imzalıyorlar. Abime zorla, tehditle imzalatıyorlar. Evrakta sahtecilik bir gün önce yapılmış işkencenin devamıdır. Bunu örtbas etmek için yapılmıştır. Abim ikinci kez şubeye çağrıldığında adeta sanık polislerin eline tekrar düşmemek için çırılçıplak şekilde kendini atıyor ve hayatını kaybediyor.

Çırılçıplak bir şekilde atladığını özellikle belirtiyorum çünkü bu kendisine uygulanan çıplak arama işkencesinden ne kadar etkilendiğinin çok net bir kanıtıdır."

“Polislerin hepsinin örgütlü suçları neticesinde abim bunu yaşıyor”

"Nedense sorgu odası kamera kayıtları da verilmedi. Kötü muamele yaşadığını biliyoruz. Çünkü biz onu tanıyoruz. İntihar etmeyecek kadar pırıl pırıl bir insan…

Polislerin hepsinin örgütlü suçları neticesinde abim bunu yaşıyor. Bu dava da bunun en büyük parçalarından biri. Biz bunu maalesef ayrı değerlendiremeyiz. Daha sonra alelacele fezleke çıkartılıyor, ölmüş bir çocuk ifadeye çağrılıyor. İşkence suçunu örtbas etmek için yapılmıştır.

Dosyada sanık olan Hakan Aydın, FETÖ terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay ceza almıştır. Bu suç, onun talimatı olmadan gerçekleşmiş olamaz.

Tüm sanıkların üst sınırdan ceza alması gerekiyor. Özellikle işkence, görevi kötüye kullanma suçlarından haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum.”

Avukatların beyanlarının ardından açıklanan ara kararda sanık Hakan Aydın'ın zorla getirilmesi, işkence tanığının bilgilerinin istenmesi, Zafer Köktemir'in vareste tutulması kabul edildi.

Duruşma 2 Aralık 2022 saat 14.00'e ertelendi.

Adliye önünde açıklama yapıldı

Dava sonrası yapılan açıklamada Ezgi Sevgi Can basın emekçilerine teşekkür ederek konuşmasına başladı ve duruşmayı özetledi. Polislerin ilk defa yargılandıklarını ifade eden Can şunları dedi:

“Maalesef annem ve babam bunu göremedi ama ben bu polislerden bunun hesabını sormaya başladık. Bu ilk mahkeme bunun örgütlü bir işkence davası olduğunu anlattık.”

Avukat Çiğdem Şat konuştu ve "Umutluyuz bu sefer. Umarım adalet önünde hesap verecekler" dedi.