Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, 22 Ekim'de İzmir'in Menemen ilçesinde gözaltına alınırken işkenceye maruz kalan Cebrail Gündoğdu’ya ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, Gündoğdu’nun gözaltına alınıp, İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü ana kadar işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığına yer verildi.
Gündoğdu'nun gözaltına alındığı anda ciddi şekilde darp edildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu işkence nedeniyle sağ kulak zarı patlamış, gözlerinde morluklar ve vücudundaki birçok yerde yaralanma izleri oluşmuştur. Kulak içinde beyin kanaması da olabileceği değerlendirilen bir kanama meydana gelmiştir. Sağlık muayenesi sırasında kendisine, yüzünde kemik kırığı olabileceği söylenmiştir. İşkence izleri gözle görülür şekilde bellidir.”
“Dağlık alanda işkence yapıldı”
Açıklamada, Gündoğdu'nun bulunduğu Menemen dolmuşundan indiği an arkasından seslenilerek ateş edildiği, önü kesilerek tam olarak kimlikleri bilinmeyen sivil kimseler tarafından gözaltına alındığı kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Gözaltına alındığı anda kendisine ‘Keşke biraz kaçsaydın da seni öldürebilme fırsatı verseydin bize’ denilerek, İzmir Evka-5 mevkiinde bir dağlık alana götürülmüş, üzerinde iç çamaşırı kalacak şekilde çıplak halde soyulmuş ve işkenceye devam edilmiştir. Bulunduğu alana ilk alındığı andaki iki sivil araç dışında 6-7 sivil araç daha gelmiş, gelen her sivil olduğu tahmin edilen devlet görevlisince darba maruz kalmıştır. Yaklaşık iki saatlik bu zaman diliminin bir kısmında elleri ters ve çift kelepçeli olacak şekilde kafasına bez geçirilmiş, işkence bu şekilde devam ettirilmiştir. Üzerindeki elbiseleri parçalanmış, öldürülmekle tehdit edilmiştir. Dağlık alandaki işkenceden sonraki süreçte İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne getirilmiştir. Darp edildiğine dair görüntülerin bir kısmı basına verilmiştir.”
“İşkenceciler yargılanmalı”
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Emniyet Müdürlüğü’nce sağlık muayenesine götürüldüğünde zaman zaman ters kelepçe işkencesi uygulanmış, doktor muayenesi sırasında, talep ettiği halde kolluk görevlileri dışarı çıkarılmadan muayene işlemleri gerçekleşmiştir. Bunun yanında müvekkilimiz hakkında avukat görüş kısıtlama kararı olmamasına rağmen uzunca süre bizimle görüştürülmemiş, devamında alınan görüş kısıtlaması kararında ise saat yazılmamış olup yakalama tutanağı da tarafımıza verilmemiştir. Tüm bu çabaların işkenceyi gizleme çabası olduğu açıktır.
Belirtmek isteriz ki, bir kimse hakkındaki suçlama ne olursa olsun, yakalandığı ya da gözaltına alındığı andan itibaren devletin gözetimi altındadır. Can güvenliğinden o andan itibaren devlet sorumludur. Gerek ulusal düzenlemeler gerekse uluslararası metinlerle gözaltına alınan kişilere işkence etmeyeceği taahhüdünü veren Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri bu taahhütlerine uymalıdır. İşkence suçları, zamanaşımına tabi olmadığı gibi, kamu gücünü kullananların da içinde olması sebebiyle etkin soruşturulmalıdır. Biz Özgürlük İçin Hukukçular Derneği olarak, sürecin takipçisi olacağımızı, işkence yapan kamu görevlilerinin ortaya çıkarılıp yargılanmaları için gerekli hukuki süreci işleteceğimizi bildiririz.”