Sokağa çıkmamak virüsün yayılmasını yavaşlatmak için alınan bir önlem. Ama işçiler, emekçiler çalışmaya devam ediyor. Sokağa çıkma yasağı sırasında evde değil fabrikada, atölyede kalıyorlar. Geçtiğimiz hafta bu yönlü pek çok bilgi basına yansıdı. Kimi fabrikalar ise sokağa çıkma yasakları sırasında özel izin aldı.
Görüntüde sokaklar boş, ama işçiler, emekçiler azımsanmayacak oranda çalışmayı sürdürüyor.
Çalışmayı kabul etmese işten atılacak. İşten atmak güya yasaklandı, ama AKP ücretsiz izni yasalaştırarak işçiye ayda 1177 lira vererek “önlemini” aldı. Bu parayla dört kişilik bir aile sadece ekmek alabilir. İşte AKP reisinin övünerek bahsettiği “önlemlerden” biri de budur! Oysa bunun anlamı, ‘ücretsiz izin yasasını’ altın tepside kapitalistlere sunmaktır.
Emekçiler neden son gün pazara markete gidiyor?
İki hafta önce sokağa çıkma yasağı başlamadan 2 saat önce duyuruldu. Doğal olarak herkes iki günlük yiyecek erzakı almak için sokağa fırladı. “Önlem aldık” yalanları ellerinde patladı. Bunun üzerine S. Soylu istifa etti, AKP şefi T. Erdoğan istifayı kabul etmedi ve bu oyunla birdenbire yine “halkı düşünenler” olarak kendilerini yutturmaya çalıştılar. Oysa “takke düşmüş, kel görünmüş.” Avanaklar bile pazarlanan yalanları yutmuyor artık.
Bu hafta Cuma günü pazarlar ve marketler yine doldu. ‘Önceden niye tedarik yapmadılar’ diye bağıran AKP beslemesi yandaş “köşe yazarı” takımı, yine küstahça halka saldırdı.
Neden erken yapmak varken son gün alışveriş yapıyor emekçiler?
Sorunun cevabı çok basit: Paraları yok. Son gün kıt kanaat yetecek alışveriş yapıyorlar.
Halkın temel ihtiyaçları karşılanmadan alınan her “önlem” koca bir yalan
Saraylarında sefahat sürenler asıl önlemin sokağa çıkma yasağından önce emekçilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması olduğunu biliyorlar elbet. Ama hem kendilerinin hem sermaye sınıfının çıkarlarını gözetmek, halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan önceliklidir. Bundan dolayı halkın ihtiyaçlarını hiçe sayıyor, emekçileri risk atlında çalışmaya zorluyorlar.
Son gün market ve pazarlara akın eden insanlara küstahça saldırarak, “biz önlem alıyoruz ama halk uymuyor”, demeye gelen laflar ediyorlar. Sömürü ve yağmadan aldık payla kendi kasaları dolu olduğu için, emekçilerin halini anlamazdan geliyorlar.
Kuşkusuz burada kimsenin bilmediği şeyleri anlatmadık. Bunlar yaşanan ve bilinen olgular. Ancak şunu da vurgulamak gerekiyor: işçiler-emekçiler örgütlenip, birlikte hakları için mücadele etmedikçe, tek başına bunları bilmek bir şey ifade etmiyor.
H. Ortakçı