Ölüm orucundaki avukatlar için TTB’den açıklama

TTB, ölüm orucundaki avukatlarla ilgili açıklamasında, “Sağlık hakkı, hekiminin, kişinin kararına saygı göstermesiyle korunabilir. Aksi yönde müdahalelerde bulunulması bu hakkın ortadan kaldırılması anlamına gelir” dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Ağustos 2020
  • 11:51

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile ilgili açıklamasında, hekimlerin, kişinin kararına saygı göstermesi gerektiğini ifade etti.

TTB, ölüm orucundaki avukatların bulundukları hastanelerdeki hekimleri, Türk Tabipleri Birliği Etik Kurul görüşleri çerçevesinde tutum almaya, Adalet Bakanlığı’nı da sorunun esasını çözecek adımlar atmaya davet etti. Avukatların adil yargılanma taleplerinin dikkat alınması gerektiğini belirtti.

TTB, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “sağlık ve yaşam durumları hapishanede kalmalarına uygun değil, hapishanede kalamazlar” raporuna rağmen ölüm orucunun ileri evresindeki iki avukat için tahliye veya denetimli serbestlik gibi bir uygulamaya gidilmemesini kabul edilemez bulduklarını açıkladı.

Açıklamada, “Açlık grevi veya ölüm orucuna katılan kişinin bilincinin açık olduğu durumlarda, kişinin sözlü ve yazılı beyanına aykırı bir müdahalede bulunulamayacağı” ifade edildi ve bu tür bir müdahalenin “insanlık dışı veya onur kırıcı nitelikte muamele” anlamına geleceği belirtildi.

DTB Malta Bildirgesi’nin 21. maddesinde de “Kişinin yararına olduğu düşünülse bile; tehdit, zorlama, güç kullanımı veya fiziksel kısıtlamalarla beslemenin insanlık dışı ve onur kırıcı bir tedavi biçimi” olduğu belirtiliyor.

Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Ölüm orucu devam ettiği müddetçe gerek cezaevi idarelerinin gerekse de hastanelerde muhatap olan hekim ve sağlık çalışanlarının Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu’nun ulusal ve uluslararası sözleşmelere referans veren ‘açlık grevleri ve ölüm orucu eylemlerinde hekim tutumu belgesinde’ belirtilen hususlara uymasını istiyoruz.

“Sadece açlık grevi kararının bireyin sağlığına ilişkin etkilerinin bilgisini alma hakkı bağlamında ele alınsa bile, temelde açlık grevcisi ile hekim arasında olan iletişim tüm bileşenleri içeren bir hasta-hekim ilişkisinin kurulmasını gerekli kılar. Hekimler temas ettiği insanları anlamaya çalışmalı ve kararlarına saygı göstermelidirler. 

“Sağlık hakkı, kişinin kendisi ve bedeni hakkında özgürce karar alabilmesi ve hekimin de kişinin almış olduğu bu karara saygı göstermesiyle korunabilir.

“Açlık grevi ya da farklı nedenlerle kişinin özerk kararlarına uyulmaması, aksi yönde müdahalelerde bulunulması bu hakkın ortadan kaldırılması anlamına gelecektir.”