OHAL döneminde akademinin hali

İnsan Hakları Okulu üyeleri İnan Özdemir Taştan ve Aydın Ördek’in hazırladığı “OHAL Döneminde Türkiye’de Akademik Özgürlükler Araştırması” raporu, akademik özgürlüğe vurulan darbeyi ortaya koydu

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Aralık 2019
  • 09:23

İnsan Hakları Okulu’ndan İnan Özdemir Taştan ve Aydın Ördek’in hazırladığı “OHAL Döneminde Türkiye’de Akademik Özgürlükler” isimli saha araştırmasının sonuçlarına ilişkin rapor açıklandı. Raporda 1980 Darbesi’nin ardından Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kurulmasıyla ve 1982 Anayasası ile zedelenen akademik özgürlüğün, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL’le büyük zarar gördüğü ifade edildi. OHAL’in, 1980’den itibaren girilen yolda istenilen yere varılmasını sağladığı ifade edilen raporda, “Üniversiteler, milli menfaat söylemini istismar eden siyasal ve ekonomik egemenlere tam anlamıyla tabi kılındı” denildi.

BirGün’den Dilek Yeğin’in haberine göre, 2018’de 13 ilde akademisyen ve lisansüstü öğrenciler ile yapılan görüşmeler sonucu raporda ortaya konulan bulgular şöyle:

* Ankete katılan her on akademisyenden biri kendisiyle ilgili çeşitli mercilere (BİMER, CİMER, okul yönetimi, polis vb.) şikâyetlerde bulunulduğunu belirtti.

* Öğrencilerin yönetime şikâyetleri nedeniyle mobbing yaşadığını bildiren akademisyenler, derslerde söylemedikleri için de şikayet edilebiliyor. Bu durum genellikle “hükümetin eleştirilmesine” veya “hassas” konuların tartışılmasına izin verildiği iddiasıyla gerçekleşiyor.

* Öğrenciler akademik özgürlükleri, hocaları tehdit ederek engelleyebiliyor. Medyanın hedef gösterdiği hocalar öğrencilerden gelecek saldırılardan çekiniyor.

* OHAL’de sıra dışı yetkilerle donatılan yöneticilerin baskıcı uygulamaları hukuki denetimden yoksun kaldı. Soruşturma baskısı biat kültürünü de güçlendirdi.

-Üniversiteler akademik özerklik ve özgürlüğe ilişkin kurumsal mekanizmalara sahip değil, akademisyenler hak ihlaline uğradıklarında hangi prosedürü takip etmeleri gerektiğini net olarak bilmiyor.

* Yaşanan tasfiyeler ve güvenlik soruşturmaları iş güvencesini yok etti. Güvencesizliğin karşısında akademik faaliyetler geriledi.

* Süreci “korku rejimi” olarak niteleyen katılımcılar OHAL’in yarattığı tahribatın uzun yıllar telafi edilemeyeceği konusunda ortaklaştı.