İklim Adalet Koalisyonu’nun bileşeni olan Marmara Yaşasın grubu, Marmara’daki ekolojik yıkıma dikkat çekmek için dört günlük keşif yolculuğu gerçekleştirdi.
26 Mayıs Perşembe günü İstanbul’dan başlayan Ergene-Biga-Bandırma-Bursa-Yalova-Kocaeli-İstanbul hattında gerçekleştirilen yolculuk 29 Mayıs Pazar günü Adalar’da tamamlandı. Marmara Yaşasın grubu bileşenleri gittikleri yerlerde çevre dernekleri, demokratik kitle örgütleri ve ekolojistlerle bir araya gelerek etkinlikler gerçekleştirdi. Marmara Yaşasın grubu adına Kızıl Bayrak’a konuşan Levent Büyükbozkırlı yolculuklarını aktardı. Yolculuk öncesinde ekoloji örgütleri ile bir araya gelerek detaylı bir rota belirlediklerini belirten Büyükbozkırlı nehirlerdeki, havadaki kirliliği yerinde gözlemlediklerini belirtti. Bölgede yaşayanların kirlilik nedeni ile sağlık ve sosyal sorunlar yaşadıklarına dikkat çeken Büyükbozkırlı OSB’lerin nehirlere, termik santrallerin havaya verdiği zararı vurguladı. Kimyasal atıklarla kirlenen nehirlerdeki suyun tarım arazilerini sulamada kullandığını ve tarım alanların yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Büyükbozkırlı, son olarak çevre örgütleri ile bir araya gelerek ileriye dönük dayanışma ağını çeşitlendirmek, güçlendirmek için çalışmalarının ve eylemlerinin süreceğini aktardı.
“Ergene’de derhal önlem alınsın!”
Yolculuğun 1. gününde Marmara Ereğlisi, Çorlu ve Ergene’de keşif yapıldı. Marmara Ereğlisi’nde kayıkhane bölgesinde balıkçılarla bir araya gelinen kervan, daha sonra Kınıklı Deresi’nin Marmara Denizi’ne bağlantı noktasındaki kirlilik durumunu inceledi. Girişimin sözcüleri, bu kirliliğe karşı yetkilileri önlem almaya çağırdı ve “Derhal önlem alın, derelerin suları temiz aksın! Marmara Denizi alıcı ortam değildir!” dedi. Daha sonra Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki Ergene nehrine geçen kervan, buradaki kirliliği de gözler önüne serdi. Çorlu Kent Konseyi ile birlikte belgesel gösterimi gerçekleştirildi.
“Altın madenleri Marmara’yı tehdit ediyor”
Yolculuğun 2.gününde Karabiga, Biga ve Bandırma’da yapılan ziyaretlerde termik santrallerin ve çevre planlarının etkilerini izlendi, OSB projesi ile tehdit edilen köyler ve Gönen Çayı ziyaret edildi. Biga'daki Cengiz ve Alarko şirketlerinin sahibi olduğu Cenal termik santrali önünde eylem gerçekleştirildi. Bölgeki altın madenlerinin ve yeni projelerin, diğer 4 termik santral ve İçdaş tersanesinin Marmara Denizi’ni tehdit ettiği vurgulandı.
Biga’nın ardından rotayı Balıkesir’e çeviren Marmara Kervanı günün ikinci eylemini Gönen Çayı’nın başında gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada “Kazdağları’nda doğan ve Erdek Körfezi’ne dökülen Gönen Çayı deri sanayisinin atıklarını körfeze taşıyor. Kirlenen çayın suyu çevredeki tarım arazilerinde kullanılarak sofralarımıza kadar ulaşıyor” denildi.
Günün üçüncü eylemi Bandırma’da Güney Marmara Dayanışması ile yapıldı. Kervan ekibi tarım arazilerinin üzerine kurulması planlanan OSB Bölgesi’nde köylülerle görüştü. Kurulması planlanan Metal İhtisas OSB T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan planlarda yer alıyor.
“Su kalitesi çok kötü”
Yolculuğun 3.gününde Bursa, Yalova, Körfez ve Derince ziyaret edildi. Bursa’da Bursa Su Kolektifi ile bir araya gelinerek Nilüfer Çayı’nın geçtiği Panayır Mahallesi sakinleriyle konuşuldu. Bursa’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Nilüfer Çayı’nın evsel ve sanayi atıklarıyla değişen renginin ötesinde bölge sakinlerinin bahçelerini sulamak için kullanması burada ne kadar ciddi bir çevre ve halk sağlığı sorunu olduğunu gözler önüne serdi. Suyun kirlenmesine paralel olarak artan hastalıklar ve suyun canlılığını tamamen kaybetmesi mahalle sakinlerinin başlıca şikayetleri arasındaydı.
Nilüfer Çayı’ndan sonra Deliçay’ı incelemek için Samanlı Mevkii’ne hareket eden kervan burada Uludağ’dan gelen temiz suyun fabrika atıklarıyla kirlendiği noktaya ekokırım suç mahalli tabelasını yerleştirerek Bursa Su Kolektifi ile birlikte basın açıklaması yaptı. Yeşilsu Atıksu Arıtma Tesisi’nin yer aldığı noktada incelemeler yapan ekip arıtma tesisinden çıkan su kalitesinin ne kadar kötü olduğuna dikkat çekti.
Kervanın Bursa’dan sonraki durağı Yalova oldu, Subaşı Tersaneler Bölgesi’nde yapılan görüşmelerde gemi tersanelerinin yarattığı tahribat yerelde mücadele edenlerden dinlendi. Yalova’dan sonra İzmit’e geçen grup Körfez ve Dilovası’nda Tütünçiftlik Sahili Koruma ve Güzelleştirme Derneği ile buluştu, sanayi atıklarının boşaltıldığı Dil Deresi’nde eylemlerini sürdürdü. Türkiye’de kanser vakalarının en yoğun görüldüğü bölgelerden biri olan Dilovası’nda hem çevre sakinlerinin maruz kaldığı kirlilik hem de bu atıkların olduğu gibi Marmara Denizi’ne taşınması sebebiyle acil önlem çağrısı yapıldı.
“Marmara yaşasın!”
29 Mayıs günü yolculuk Sazlıdere, Yenikapı, Kadıköy ve Burgazada ziyaretleri ile tamamlandı. Kanal İstanbul güzergahı olan Sazlıdere'den başlayan yolculuk, Yenikapı ve Kadıköy'deki arıtma tesisleri önünde basın açıklamaları gerçekleştirildi. Burgaz Ada'da yapılan iki forum ve değerlendirme toplantısı ile keşif yolculuğu son buldu. “Marmara yaşasın! Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” diyen kervan bileşenleri yolculuğu bitirdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul