Maden Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğe karşı Güzelbahçe’de eylem gerçekleştirildi. Ege Çevre Platformu çağrısıyla bir araya gelen 70’e yakın ekoloji dernekleri, odalar, kent konseyleri Maden Yönetmeliği değişikliğine karşı eylem gerçekleştirdi.
Eylemde “Zeytin kutsaldır, dokunma yakar”, “Zeytin ağaçları milli servettir. Madenden daha değerlidir” ve “Zeytinime dokunma” pankartlarının açıldığı etkinlikte “Doğa dünyamızı var edendir”, “Marjinal tarım alanı koca bir yalan” ve “Doğa için el ele ver” dövizleri taşındı.
“Zeytin mi üstün kömür mü?”
Kurumlar adına konuşma yapan Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Ahmet Güler, yönetmelikle Ege bölgesinin en önemli gelir kaynağı zeytinciliğe darbe vurulmak istendiğini söyledi. 1939 yılında çıkartılan ve zeytinlikleri koruyan 3573 Sayılı kanunun 8 kez değiştirilmeye çalışıldığını kaydeden Güler, çarenin maden yönetmeliği değişliği ile bulunduğunu belirtti.
İktidarın, tam da bir savaş sürerken bu değişikleri gerçekleştirerek zeytinlikleri, tarım alanlarını ve doğal varlıkları talanın yolunu açtığını ifade eden Güler şunları dedi:
“Zeytinliklerimizin ölüm fermanı olacak olan bu değişikliği asla kabul etmiyoruz. Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban ettirmeyeceğiz. Gerekçeleri ise enerji madenciliği için kamu yararı imiş. Gerçekte kimin yararı? Enerji ve maden şirketleri zeytinliklerimizde daha rahat at koşturacak. Zeytin mi üstün kömür mü? Şu ana kadar açtığımız birçok davada Bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararı, yargı tarafından ‘üstün kamu yararı doğayı ve tarım alanlarını korumaktır’ gerekçesiyle bozulmuştur”
“Zeytin ağaçlarının taşınması normal değildir”
Yönetmelikte bulunan maden alanlarının eski haline getirileceği taahhüdünü gerçekçi bulmadıklarını dile getiren Güler şu şekilde devam etti:
“Taahhütlere uyulması konusunda günümüze kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın da Tarım ve Orman Bakanlığı'nın da somut hiçbir yaptırımı olmamıştır. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda göstermelik yapılan birkaç rehabilitasyon çalışması doğal alanlarımızın yok edilmesinden sonraki yapay alanlar olarak gösterilmektedir. 1 ağaca karşı 5 ağaç dikeceğiz diyorlar. Madem bu yeni ağaçları dikebilecek tarım arazimiz var diye zeytin ağaç varlığını arttırmıyoruz. Zeytinlik bir taşınmaz tarım arazisi vasfıdır. Üzerindeki zeytin ağaçlarının taşınarak vasfının değiştirilmesi normal karşılanabilecek bir durum değildir. Bu bilimsel olarak ta kabul edilemez bir zorlamadır.”
“Mücadelemiz devam edecek”
Meslek odaları, çevre gönüllüleri olarak zeytine, tarım alanlarına, doğaya sahip çıkacaklarını kaydeden Güler şunları vurguladı:
“Yaşadığımız bu doğayı ve toprakları korumak için mücadelemiz omuz omuza artarak devam edecektir. Bu saldırılar bitene kadar her karış toprağında bu hainlikleri yapanların karşısında olacak, hukuk tanımazlara karşı her zaman hukukun üstünlüğünü savunarak geleceğimize sahip çıkacağız. Unutulmamalıdır ki barışın simgesini yok etmeye çalışanlar kendi savaşları içinde yok olacaktır”
Güler’in ardından katılımcı kurum temsilcileri de birer konuşma yaptı. Etkinlik konuşmaların ardından Grup Dostyürek'in ezgileri ile son buldu.